Daha en başta bize "Bu yol uzundur.. Menzili çoktur.. Geçidi yoktur.. Derin sular var.." denmemiş miydi?

Hangimiz dünyevi beklentilerle girdik ki bu daireye? Bırakın dünyevi beklentileri, rıza-i İlâhî istikametinde gerektiğinde uhrevî beklentileri bile bir kenara bırakmayı "hakiki İhlas" olarak tarif etmiyor mu Üstadımız?

Beklentisizlik, bu yolun en önemli azıklarindan, olmazsa olmazlarından değil mi?

Öyleyse ne gam!

Hendek'te Ahzab'ın kuşatması ile karşı karşıya kalan Ashab'ın (RA) dediği gibi deriz;

Devamında buyuruyor ki Kur'an:

Her sıkıntı gibi elbet bu da geçecek ve ardından kim bilir ne güzellikler doğacak! "Sıkıntı zamanı dua zamanıdır" der Bediüzzaman Hazretleri. Hem Hocamız bizden hep günde 2-3 saat dua etmemizi istemez mi?

Yüreğimizi yırtarcasina teveccüh edelim Ulu Dergâh'a. Bütün benligimizle inanalım, O (cc) duyuyor sesimizi, görüyor hâlimizi. Ve sadece O (cc) verebilir istediklerimizi.

Öyleyse durmadan ve doymadan kapının tokmağına vuralım. O'nun (cc) kapısının kıtmirleri olarak, bize vereceği lutuflari bekleyelim gözümüzü kapıdan hiç ayırmadan...

Ashab-ı Bedir'i hergün mutlaka okuyalım.

Fetih Suresi olmazsa olmazımız olsun.

Cevşen bütün kötülere ve kötülüklere karşı Efendimizin (sas) bize emaneti, zırhımız.

Abdülkadir Geylani ve İmam Şâzili Hz.lerinin Hizbunnasr duaları halimize tercüman.

Yine İmam Şâzili'nin Hizbut'Tams, Hizbu Darbit-Tams ve Hizbul İhfâ duaları çok güzel.

Allah (cc) Hocamızdan razı olsun, elimize muhteşem bir dua hazinesi vermiş,  El-Kulûbu'd Dâria, ya da Yakaran Gönüller Türkçe adıyla. Şimdi bu eşsiz hazineyi keşfetmenin tam zamanı. İster kitap formunda, ister internet ortamında...

Vakit, kendimizi, hizmetimizi ve buradan hareketle Rabbimizi çok daha iyi tanımaya çalışmak vakti.

Ümitsizlik asla yok. 

Çünkü Rabbimiz var.

İmam Gazâli'nin buyurduğu gibi... "Allahım sen benim korktuğum ve endişe ettiğim şeylerin hepsinden daha büyüksün!"

O halde hiç durmadan halimizi arza,  gözyaşlarını ceyhun ederek duaya devam...

Sevinin dostlar, başlar yüksekte...