İNADINA ETÖ DEĞİL, İNADINA HUKUK

Son günlerde Samanyolu Haber Bülteni’ni hedef gösteren gösterene.
Oyunları bir bir bozuluyor ya, avukatları bir yandan, medyadakiler bir yandan, bütün oklarını Samanyolu’na çeviriyorlar. Yanar döner değiliz çok şükür. Rüzgarın esiş yönüne göre manevra yapmayı bilmiyoruz. Doğru bildiğimizin arkasındayız. Atamızdan öyle görmüşüz. Ne adımızı, sanımızı, inancımızı saklamışız, ne içimiz dışımız birbirine yabancı. Sahibine göre kişneyen attan, kral çıplakken alkış tutmaktan hazzetmiyoruz. Yoksa kimsenin tavuğunda gözümüz, yalan yere söyleyecek sözümüz, haksızlığa gülümseyecek yüzümüz, kimseden alınacak öcümüz, izi kalsın diye atılacak çamurumuz yok. Sina Bey geçenlerde Samanyolu Haber Bülteni’ni izlemiş. İyi de etmiş. Kendi grubunun kanallarına bakıp dursa, Türkiye’de dönen dolaplardan bîhaber yaşayıp gidecek. Görüp göreceği iki şey var. Tunceli’de garibana dağıtılan buz dolabı-fırın, (o da garibanın buzdolabı neyine gerek havasında), bir de ‘’İnşallah kazanacağız Kılıçdaroğlu’’. Ama bizim bültene de Ergenekon Haber Bülteni diyor Sina Koloğlu. Dedik ya. Yanar döner değiliz, alınmışlığımız gücenmişliğimiz yok. Ama bazı yanlışları da düzeltmek gerek. En başta “İnadına ETÖ’’ başlığını. Zira Samanyolu, mahkemenin “iddia edilen ETÖ’’ densin kararından beri bu karara uyuyor. Sina Bey’e bu haberi getiren her kimse, yanlış bilgilendirmiş olmalı. Paşaların art arda hastalanıp hastaneye demir atmalarını, Hurşit Tolon ve Levent Ersöz’ün GATA’ya sevk almaktaki ısrarını eleştirmemize de içerlemişler kendileri. Artık öğrenmişlerdir sanırım. Merdivenden düşen ve felçli denilen Şener Eruygur Paşa iyiymiş. Evine gidiyormuş ara sıra. Ama sırf yeniden tutuklanma korkusu yüzünden “yatalak gösterin beni” diyormuş. GATA’da da boş boş yatıyormuş uzun süredir. Karısı ve doktoru söylüyor, yabancı değil. Tolon Paşa da kapağı atmıştı ya hani GATA’ya, kilo kaybı yüzünden. Tedavisine gerek kalmamış artık. Tahliye kararı çıkınca durmuş kilo kaybı. Zaten Yalçın Küçük de Tolon GATA’ya sevk edildiği gün, ‘’Paşamı çok iyi gördüm, çok gençleşmiş, deyivermişti de Kanal D Haber’de, Birand müdahale etmek zorunda kalmıştı, hasta dedirtmek için. Levent Ersöz Paşama gelince. Sizin grubun gazete ve televizyonlarının kalp krizi geçirdi şeklindeki haberleri doğru çıkmadı haberiniz olsun. Kalp ve damarlarında sıkıntılı bir durum bulunamadı. Hem de normalde 5 günde biten tetkik ve tahlilleri 25 günde yaptı Koşuyolu. Reçetesine de ASPRİNE devam yazdılar. Geçen gün taburcu oldu Ersöz. Ama Paşam’ın paşa gönlü cezaevine girer girmez yine daraldı. Bu defa sizinkiler tedbirli davranıp ‘’ Ersöz ağır kanamadan GAtA’ya sevkedildi’’ diye verdiler. Başına da ‘’geçtiğimiz günlerde kalp krizi geçiren’’ nitelemesini de eklediler. Oysa avukatı bile kalp krizi geçirdiğini yalanlamiştı Ersöz’ün. Ersöz GATA’da şimdi. Avukatı prostat kanseri olabilir diyor. Mahkemeye verdiği raporda ise ‘’kanser olmayan prostat’’ yazıyor. Uzmanlar, yaşlanan her iki erkekten birinde olur bu hastalık diyorlar. Doğru bilgiyi yine biz verelim. Ameliyat olması şart Ersöz’ün, başka da tedavisi yok. Ama GATA gibi tam teşekküllü hastane bir yana, Ersöz’ün beğenmediği Silivri Devlet Hastanesi’nde bugün operasyon yapılsa, en geç 5 gün sonra ağrısız sızısız taburcu ediyorlar hastayı. Sina Bey’in bir de “Eğer olay tersine dönerse bu kayıtlar tutulur,’’ cümlesi vardı yazısında. Bunu bir tehdit olarak değil de uyarı ya da tavsiye olarak görmek gerek sanırım. Sonuç olarak; Ergenekon’dan çok Ergenekoncu olan bir medya dünyasında, avukattan çok müdafileri bulunan bir davada, dönen bunca Alicengiz oyununa, milletin gözüne baka baka söylenen yalanlara, yargının kandırılmasına göz yumamadığımız için göze battığımızı biliyoruz. Türkiye’de, demokrasinin, Atatürkçülüğün, millet iradesinin, ülke birlik ve beraberliğinin, güçlü bir Türkiye’nin temeline bomba döşeyenleri görmezden gelemediğimiz için ispiyonlandığımızı da biliyoruz. Neydi sloganımız, “Sadece Gerçekler” efendim, İyi Seyirler.
12 Şubat 2009 12:43
DİĞER HABERLER