İngiltere'nin Ortadoğu'dan sorumlu Dışişleri Bakanı Alistair Burt, Suriye'deki olaylardan "büyük endişe" duyduklarını belirterek Şam yönetiminin reformları acilen hayata geçirmesini istedi.
İngiliz Bakan, Esad'ın şiddet yanlısı tutumunu devam ettirmesi durumunda Baas rejiminin "meşruluğunu" kaybedeceği uyarısında bulundu. Burt, "Kaddafi'ye nazaran Esad'a çok toleranslı davranıyorsunuz" şeklindeki eleştirilere katılmadığını belirtti.
İngiltere'nin Ortadoğu Bakanı, "Türkiye, Suriye konusunda 'dengeli ve duyarlı' bir yaklaşım sergiliyor ve çok çaba sarf ediyor" diyerek Türkiye hükümetinin bu yöndeki politikalarına övgüler yağdırdı.
Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) özel bir mülakat veren muhafazakar partili Dışişleri Bakanı Alistair Burt, Suriye'de son yaşanan olaylar konusunda ülkesinin nasıl bir politika yürüttüğüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
SURİYE KONUSUNDA DAVUTOĞLU İLE DEVAMLI İLETİŞİM HALİNDEYİZ
Beşşar Esad yönetimini acilen şiddete son vermeye çağıran İngiliz Bakan, "Ya reformları hemen hayata geçir, ya da çekil git." diyerek İngiltere'nin Suriye olaylarına bakış açısını özetledi. Burt ayrıca, Suriye meselesinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile devamlı iletişim içinde olduklarını ve koordineli bir şekilde hareket ettiklerinin altını çizdi.
İngiltere'nin Ortadoğu'ya yönelik politikalarından birinci derecede sorumlu olan Alistair Burt, Suriye'deki durumdan çok endişe ettiklerini belirtti. Hükümete bağlı güvenlik güçlerinin sivillere saldırmasını hiçbir zaman kabul edilemeyeceğinin altını çizen İngiliz Bakan, öldürülen ve gözaltına alınanların sayısının kendilerini son derece kaygılandırdığını ifade etti.
Ülkede şiddetin devam etmesi sonucu AB'nin "yaptırımlar" alması konusunda harekete geçtiğini ve bunu yaptırdıklarını kaydeden Burt, İngiltere olarak yaptırım politikalarının halkın tamamına değil, sadece yönetimden sorumlu olanlara yönelik olduğunu hatırlattı.
Burt, İngiltere olarak Suriye yönetiminden öncelikle şiddetin sona ermesini, medya ve insani yardım görevlilerinin serbestçe ülkeye girebilmesini ve siyasi suçluların serbest bırakılmasını talep ettiklerini aktardı. Bu maddelerin uygulanması durumunda normalleşme yolunda aşama kaydedilebileceğini öne süren İngiliz Bakan, "Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ın birden çok özel durum için açıkladığı reform paketinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Şimdiye kadar reformların uygulamaya geçmemesi hayal kırıklığı yaşattı. Türkiye'nin de fevkalade etkili olduğu sığınmacılar konusunda endişelerimiz var." dedi.
Suriye meselesinde Ahmet Davutoğlu ile birlikte çalıştıklarını dile getiren Burt, Türkiyeli meslektaşının bu konuda güçlü bir öncülük yaptığını ve çok iyi bir iletişimci olduğunu aktardı.
"İngiltere olarak Türkiye'nin Suriye konusunda izlediği politikayı takdir ediyoruz." diyen İngiliz Bakan, Türkiye'nin bu konuda "dengeli ve duyarlı" bir yaklaşım sergilediğine ve çok çaba sarf ettiğine dikkat çekti.
İngiliz Bakan, ülkesinin Şam yönetimi konusundaki tutumunun çok net olduğunu belirterek Esad'a şu çağrıda bulundu: "Ya reform yap ya da git. Ya açıklanan reform paketini hayata geçirip şiddeti sona erdir, ya da görevi bırak."
ESAD ŞİDDETE DEVAM EDERSE MEŞRULUĞUNU KAYBEDER
Burt, uluslararası kamuoyunun Suriye'de açık bir şekilde "istikrarsızlık" gördüğünü, fakat halkın içten gelen, gerçek talepleri üzerine bina edilmeyen bir yönetim sisteminin "istikrar" getirmeyeceğini savundu. İngiliz Bakan, "Sonuç olarak her toplumun halkın tüm kesimlerinin temsil edildiği demokratik bir meclise sahip olmasını, ve bunun sonucunda çevresiyle istikrarlı ve barış içinde bulunmasını arzu ederiz." diye sözlerine devam etti.
Esad yönetiminin şiddeti devam ettirmesi halinde tüm dünyanın bunu kınamaya devam edeceğini söyleyen Burt, en sonunda ise böyle şiddet yanlısı bir yönetimin meşruluğunu kaybedeceğini ifade etti.
ESAD'A FARKLI, KADDAFİ'YE FARKLI TARİFE Mİ?
"Esad'a gösterilen toleransın Kaddafi'ye gösterilmediği" şeklindeki iddiaları da cevaplandıran Burt, Suriye ile Libya konusuna yaklaşımlarında farklı davrandıklarını kabul etti. Burt, "Ancak şunu bilmekte fayda var; bu oyunda tek aktris biz değiliz. Libya ve Suriye'deki durumlar, uluslararası kamuoyunun gösterdiği tepki açısından aynı değildi." diye ekledi.
Libya konusunda Arap Birliği'nin (AL) tutumunun çok açık ve net olduğunu öne süren Burt, AL'nin Kaddafi'nin kendi insanını öldürmeyi engellemesi yönünde BM'de bir karar alınmasına "öncülük ettiğini" hatırlattı. İngiliz politikacı, Suriye'ye yönelik ise uluslararası bir konsensüs olmadığı için aynı düzeyde ve şekilde hareket etmenin mümkün olmadığına dikkat çekti. Ortadoğu'dan sorumlu bakan sözlerini şöyle sürdürdü: "BM veya Arap Birliği'nde Suriye'ye yaptırımlar konusunda bir konsensüse varmak mümkün olmadı. İngiltere, tek taraflı hareket etmez. Kendi başımıza da hareket edemeyiz."
Öte yandan Suriye'deki olaylar karşısında taşıdıkları endişenin Libya'dakiyle aynı olduğunun altını çizen Ortadoğu'dan sorumlu Bakan, "Şimdiye kadar rejim hız kesmedi. Suriye yönetiminin değişimi yapabilecek kabiliyete sahip olduğunu düşünüyorum. Onlarla iletişim kurmaya devam etmemizi istiyorlarsa eğer, reformları uygulamaktan başka bir alternatifleri de yok zaten" diye konuştu.
"GOLAN TEPELERİ HAKKINDA YORUM YAPAMAM"
"İsrail Golan tepeleri işgali sebebiyle mi Esad yönetiminin kalmasını istiyor" sorusuna Londra'nın Ortadoğu Bakanı, "İsrail'in başka bir ülkenin rejimine ilişkin ne düşündüğü hakkında yorum yapamam" şeklinde cevap vererek bu konuda açıklama yapmaktan kaçındı.
Burt, Golan Tepeleri'nin Ortadoğu'daki genel yerleşim sürecinde önemli bir yere sahip bulunduğunun inkar edilemez olduğunu söyleyerek, "Fakat İsrail'in hangi rejimin daha iyi olduğunu düşündüğü noktasında bir görüş ortaya koyamam." diye ekledi.
"İran, İsrail ve Hizbullah'ın Suriye'ye destek verdiği" yönündeki iddialara ise Alistair Burt, "İngiltere olarak, İran'ın Suriye'ye destek verdiğini biliyoruz. Bu konuda elimizde deliller var." diye cevaplıyor. İran'a "Sınırları dışındaki olayların içinde yer almaması gerekir" şeklinde uyarıda bulunan İngiliz bakan, kendi baskıcı politikalarına karşılık başka ülkelerdeki değişikliği destekleyen Ahmedinecad yönetimini "iki yüzlü" siyaset yapmakla suçladı.
AK PARTİ İLE TÜRKİYE DAHA DA GÜÇLÜ
Ortadoğu'dan sorumlu Dışişleri Bakanı, Arap Baharı ile birlikte bölgedeki hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünüyor. Halkları kontrol altında tutan baskıcı hükümetlerin bir bir devrildiğini kaydeden Burt, "Özgürlük ve demokrasi heryerde hükümdarlık sürebilir ama Arap dünyasında asla" şeklindeki söylemin artık çok eskilerde kaldığını ifade ediyor.
İngiliz Bakan, bölgedeki sözkonusu ülkelerin çevrelerinde örnek alabilecekleri yönetimlerin mevcut olduğuna dikkat çekiyor. Burt, "Türkiye örneğine bakabilirler mesela. Halkın iradesine saygılı güçlü bir demokratik sisteme sahip, tarih bilinci olan modern bir ülke Türkiye'ye…" diye sözlerine devam ediyor.
Türkiye'deki seçimler konusuna da değinen Burt, AK Parti'nin üçüncü kez iktidara gelerek büyük bir başarıya imza attığını dile getirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerden daha güçlü bir şekilde çıktığını söyleyen İngiliz Bakan, "Türkiye sadece iç meselelerini halletmede değil, bölgesindeki konularda da çok etkili ve katılımcı bir duruş sergileyerek çok güçlü bir 'rol model' olabileceğini kanıtlamış oluyor." diyerek Erdoğan hükümetine övgüler yağdırdı.
Burt sözlerine şöyle sürdürdü: "Mesela bu hafta İstanbul, benim de katılmayı çok arzu ettiğim 'Libya Temas Grubu' toplantısının dördüncüsüne ev sahipliği yapacak. Uluslararası konularda etkinliğini arttıran dikkat çekici bazı ülkeler var. Bize göre Türkiye bu ülkelerin başında geliyor. Türkiye ile olan ilişkilerimiz her geçen gün daha da güçleniyor, artıyor."
KADDAFİ GİDENE KADAR OPERASYONA DEVAM
Libya müdahalesinin süresi konusunda ise İngiliz Bakan Kaddafi'nin sivillere verdiği zarar konusunda uluslararası kamuoyunun tavrının çok net olduğunu ve Abu Dabi'de yapılan son toplantıda bunun tekrar vurgulandığını belirtti. Burt, Libya halkının güvenliğinin temin edilinceye ve kendi ülkelerinin geleceğini imar etme hakkına sahip oluncaya kadar, BM'nin ilgili kararının uygulanmasına devam edileceğini kaydetti.
Ahmet Davutoğlu'nun El Fetih ve Hamas arasında arabuluculuk çalışmalarında ise Burt şöyle konuştu: "Uzlaşı konusunda son beklentinin ne olacağını hiç kimse bilmiyor. İngiltere olarak bu sürecin başlamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Çünkü, biz El Fetih Başkanı Abbas'ın 'Bu, şiddetin ilkelerine, İsrail'i ve geçmiş anlaşmaları tanımaya kendini adamış bir hükümetin oluşmasına sebep olacaktır' şeklindeki görüşünü paylaşıyoruz. Demokratik Filistin devletiyle sonuçlanacak bir uzlaşıyı görmeyi arzu ediyoruz. Bu anlaşmayı sağlamak El Fetih ve Hamas'ın elinde. Bu ayrıca uluslararası toplumun görmek istediği bir sonuç. Hamas, uluslararası anlaşmalara uymak istemediği için varılan uzlaşının uluslararası toplum tarafından tanınması zor görünüyor."
CİHAN