İNGİLİZ DÜŞES'İN DERDİ NE?

Bir İngiltere Düşes’i çocuk yuvasında niçin hafiyelik yapmaya kalkar ?
Farkında mısınız son günlerde sanki bir yerden düğmeye basılmışçasına toplumsal tepki vereceğimiz olaylar arka arkaya geliyor. 14 yaşındaki bir kız çocuğunun cinsel tacizine hiç kimse duyarsız kalamaz. Kasklı sapığın kaç tane çocuğa tecavüz ettiğinin bile bilinememesi tüyler ürpertici. Engelli çocukların devlet koruması altında yaşamlarını sürdürdükleri bir yurtta insanlık dışı muameleye maruz kalmalarını kimse görmezden gelemez. Ne oluyor ? Ortada sanki Türkiye toplumsal bir sapıklık ve sapkınlık girdabına doğru sürükleniyormuş izlenimi var. Türkiye’de sokaklar güvensiz, çocuklar korumasız, engelliler ölüme mahkum, genç kızların başına ne gelebileceğinin garantisi yokmuş gibi bir görüntü hakim. Yoksa birileri Türkiye’yi böyle lanse etmeye mi çalışıyor ? Bu olayların masum görülebilecek tarafı yok. Hepsi birbirinden iğrenç ve tepki verilmesi gereken cinsten. Ama İngiliz Düşes’inin elinde kamerayla bir arabanın arka koltuğunda hafiye gibi devlet yurduna girip planlı bir faaliyete kalkışması, Türkiye üzerinde nasıl bir oyun oynandığının ispatı. İngiltere York Düşesi Sarah Ferguson güya kendini bu işlere adamış biri. Dünyanın farklı yerlerinde kimsesiz ve yardıma muhtaç insanlarla özellikle de çocuklarla ilgilenen, onların barındıkları mekanları geliştirmek için misyonerlik faaliyeti yürüten bir insan. Düşes birçok ülkeye giderek bu tür mekanları inceliyor, geziyor, bilgi alıyor ve yapılması gereken iyileştirme faaliyeti varsa yardımcı oluyor. Fakat bugüne kadar hiçbir ülkede hiçbir devlet ya da özel kuruma ajan gibi saklı gizli girip görüntü çekmiş değil. Türkiye’de kalkıştığı bu hafiyelik tam anlamıyla bir skandal. Kendine böyle bir misyon yüklemişsen gelir yetkili kişilerle görüşür istediğin yeri gezer eksik gördüğün konularda yapmak istediğin ne varsa yaparsın. Türkiye, bir muz cumhuriyeti değil ki. Bu ülkenin Dışişleri var, Devlet Bakanlığı var, Genel Müdürlükleri var. Kaptıkaçtı mantığıyla hareket eden ve kızından dolayı İngiliz Kraliyet ailesi mensubu olan Düşes taşıdığı kimliğin ağırlığı ve ciddiyetiyle uzaktan yakından bağdaşmayacak bir diplomatik skandala imza attığının acaba farkında mı ? Olayın bize bakan yönü itibariyle ortadaki görüntüler ve iddiaların doğru olup olmadığının yetkili isimler tarafından kamuoyuna açıklanması lazım. Bu yurtlara giren Düşes’in planlı bir şekilde kurumlara alınıp görüntü çekmesine zemin hazırlanıp hazırlanmadığının ortaya çıkarılması lazım. Olayın diplomatik yönü itibariyle Türkiye Cumhuriyeti’ni küçük düşürücü bu hafiyeliğin hesabını Dışişleri Bakanlığının İngiltere’ye sorması lazım. Düşes’e Türkiye’nin bir ‘devlet’ olduğunun ve bu ülkenin devlet kurumlarının bulunduğunun Türkiye’yi küçük düşürmeye kimsenin hakkı olmadığının hatırlatılması lazım. Gizlice kaydedilen görüntüler muhtemelen Türkiye’nin Avrupa Birliğine girmesinin önünü tıkamak için bir kalkan olarak kullanılacak. Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın Avrupa Birliği turuna çıktığı gün patlak veren görüntülerin Babacan Avrupa’dayken yayınlanacak olması apaçık sırıtan ayrı bir oyun. Ayrıca Düşes’in önce kendi ülkesi dururken Türkiye’de hafiyelik yapması ilginç. Zira İngiltere’nin başkenti Londra dünyanın en güvensiz başkentlerinden biri. Şiddetin, tacizin, istismarın, kanunsuzluğun, başıbozukluğun başını alıp yürüdüğü Londra sokaklarında da Düşes’i elinde kamerasıyla görmek isteriz. Söz konusu kötü muamele gerçekse buna hep birlikte tepki gösterelim ve sorumluların hesap vermesi için bastıralım. Ama haddini bilmeyen bir Düşes’in kalkıp ülkemizi küçük düşürecek bir oyuna girişmesine de müsaade etmeyelim. Türkiye’den bir bakan ya da Başbakan eşi gidip İngiltere’de ileri derecede akıl hastası insanların toplumdan tecrit edildiği kurumlara gizlice girse, çekim yapsa ve bunları dünyaya ilan etse ne olurdu bir düşünün lütfen. İLGİLİ HABER:

REZALETİ DÜŞES ORTAYA ÇIKARDI

03 Kasım 2008 17:37
DİĞER HABERLER