İngiliz “The Times” gazetesi, Pekin yönetiminin Çin’deki ailelerini kullanarak İstanbul’da yaşayan Uygurlar’ı casusluk yapmaya zorladığını yazdı.
Gazetenin İstanbul Muhabiri Hannah Lucinda Smith’in imzasını taşıyan habere göre, Whatsapp mesajlarında ve İstanbul’daki Çin Konsolosluğuyla konuşmaların kayıtlarında, yetkililerin sürgündeki diğer Uygurlar hakkında bilgi karşılığında para ya da Çin’de kamplarda tutulan aileleriyle temas kurma şansı teklif ettikleri görülüyor.
Gazete, Türkiye’de 30 bin kadar Uygur’un yaşadığını ve bunların birçoğunun Pekin’in Sincan bölgesindeki kovuşturmalarının başlamasından sonra kaçtığını belirtiyor.
Gazeteye konuşan 29 yaşındaki Jevlan Şirmemmet adlı sürgündeki bir Uygur, 2011’de üniversite öğrencisi olarak Türkiye’ye geldiğini ve 2016’da Sincan’a yaptığı son ziyarette, parti yetkililerinin kendisiyle temas kurduğunu söylüyor.
Şirmemmet yaşadıklarını “İki ajan beni görmeye geldi. Urumçi’deki bir kafede iki saatten fazla oturduk, benimle çok nazik konuşuyorlardı. Bana ‘Hükümet seni seviyor, sen Çin’in evladısın. Okula ve Türkiye’ye Çin Komünist Partisi sayesinde gittin, şimdi onlara teşekkür etmek için bir şeyler yapmalısın’ dediler” diye anlatıyor.
Şirmemmet İstanbul’a döndüğünde, ajanların mesaj göndermeye devam ettiğini ve havaalanında karşılayabilmeleri için bir sonraki Çin seyahati için bilet aldığında kendilerine haber vermelerini istediklerini aktarıyor.
Ancak daha sonra, Uygurlar’a yönelik toplu tutuklama haberlerinin sızmaya başlaması ve İstanbul’daki birkaç arkadaşının tatil için Sincan’a gittikten sonra ortadan kaybolmalarının ardından, Şirmemmet’in Türkiye’de kalmaya karar verdiği belirtiliyor.
Gazeteye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen diğer Uygurlar da Türkiye’deki bağlantıları hakkında bilgi sağlamalarının istendiğini anlatıyor.
Haberde, sürgünde yaşayan Uygurlar’ın dünyanın dikkatini Sincan’da yaşananlara çektiği ve bazıları çalışma kamplarında imal edilen Çin ürünlerini boykot etme çağrılarının gündeme geldiği kaydediliyor.
Pekin’in ise, Uygurlar’ın bu kamplara Çince öğrenmeleri ve radikal İslam’la mücadele için gönderildiklerini savunduğu vurgulanıyor.