AB'den ayrılan Birleşik Krallık'ın güvenlik ve dış politikada yeni önceliklerini ortaya koyan strateji belgesi açıklandı. Hint-Pasifik bölgesi ağırlık noktası ilan edilirken nükleer güce geri dönüş işareti verildi.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, AB'den ayrılma sonrasında ülkesinin dış politika ve güvenlik alanındaki önceliklerini ilan eden strateji belgesini açıkladı.
Önümüzdeki on yılda "jeopolitik ve ekonomik çekim merkezinin doğuya, Çin, Hindistan, Japonya gibi ülkelere kayacağı" belirtilen belgede Hint-Pasifik bölgesindeki Asya ülkeleriyle diplomatik ilişkilere öncelik verileceği bildirildi.
Birleşik Krallık'ın dış politika ve güvenliğinde Soğuk Savaş sonrasının en kapsamlı değişikliklerini içeren belge, "Rekabetçi Bir Çağda Küresel Britanya" başlığını taşıyor. Belgeyi Avam Kamarası'nda sunan Başbakan Johnson, ülkesinin "yumuşak güç" özelliğine vurgu yaparak Asya'da daha büyük bir oyuncu haline gelmeyi hedeflediklerini söyledi.
Güneydoğu Asya Uluslar Birliği'nde (ASEAN) partner ülke statüsü için başvuruda bulunduklarını belirten Johnson, Brexit sonrası ilk büyük yurt dışı gezisini önümüzdeki ay Hindistan'a yapacağını açıkladı. Johnson, Kraliyet Donanması'na ait HMS Queen Elizabeth uçak gemisinin ilk operasyonel görev için bu yıl içinde bölgeye gönderileceğini de kaydetti.
"ABD en önemli müttefikimiz",
Belgede ABD'nin Birleşik Krallık'ın en önemli müttefiki olmayı sürdüreceği, ayrıca NATO'ya ve Avrupa'nın güvenlik ve barışına yönelik taahhütlere de bağlı kalınacağı vurgulanıyor.
Brüksel ile üzerinde uzlaşmaya varılan Brexit anlaşmasına atıfta bulunan Johnson, "Bu anlaşma bize hem ekonomik hem siyasi açıdan işleri daha iyi ve daha farklı yapma özgürlüğü veriyor" dedi. Johnson, Birlik üyeleriyle yapıcı ve üretken ilişkilerin sürmesini istediklerini de sözlerine ekledi.
Vizyon belgesinde Fransa, Almanya ve İrlanda ile ilişkilerin önemine özel vurgu yapılırken Türkiye de Avrupa'da yakın işbirliği yapılacak on ülke arasında sıralandı.
Rusya ve Çin'e farklı mesajlar
Rusya'nın Britanya'nın güvenliği önündeki en akut tehlike olarak nitelendirildiği belgede Moskova ile ilişkilerde iyileşme kaydedilene kadar Rusya'dan gelebilecek geniş yelpazedeki tehditlere karşı caydırma ve savunma önlemlerinin aktif bir şekilde uygulanacağı kaydediliyor.
Belgede Çin ile ilgiliyse daha temkinli ifadeler kullanıldı. Johnson, Çin'in iddiasını artırmasıyla ortaya çıkan riskler ve insan hakları alanındaki güçlüklere rağmen Pekin'e yönelik dengeli bir yaklaşım benimseyeceklerini, ticaret ve yatırımlar alanında olumlu bir ilişki istediklerini, küresel iklim değişimine karşı mücadele konusunda Çin ile işbirliğine önem verdiklerini söyledi.
Nükleer güç yeniden devrede
Birleşik Krallık'ın savunma alanında yaptığı en önemli değişikliklerin başında ise nükleer güç politikası geliyor. Nükleer başlık sayısının 260'a çıkarılması planlanıyor. Bu açıklamayla, on yıldır uygulanan ve nükleer başlık sayısının 180'e indirilmesini hedefleyen politikada değişikliğe gidilmiş olunuyor.
Küresel güvenlik alanında kötüye gidiş yaşandığına işaret edilen belgede, "asgari, güvenilir, bağımsız bir nükleer caydırıcılığın, güvenliğin güvence altına alınmasında hayati önem taşıdığı" kaydedildi. Dışişleri Bakanı Dominic Raab da konuyla ilgili BBC'ye verdiği demeçte nükleer gücün "düşman ülkelerden gelebilecek en kötü tehditlere karşı en etkili sigorta politikası" olduğunu belirtti.
Başbakan Johnson, Kasım ayında ülkenin savunma harcamalarında önümüzdeki dört yıl içinde 23 milyar dolarlık artış açıklamış, savunma harcamalarının ordu gibi geleneksel kaynaklardan ziyade gelecekte uzay ve siber alanlardaki savunmaya aktarılacağını vurgulamıştı.