Yapı sektöründe inşaat ruhsatı alanların sayısı bu yıl geçen seneye göre dörtte bire düştü. Bu da inşaat işi yapan 1.5 milyon kişinin işsiz kalması anlamına geliyor
AKP yanlısı Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, bugünkü köşesinde dün açıklanan yapı-ruhsat verilerini değerlendirdi ve sektörde 2 milyonluk bir istihdamın olduğuna dikkat çekerek 1.5 bir işsiz kitlenin oluşacağını söyledi.
Kahveci dikkat çeken bir iddiada bulundu ve geçen yıl Temmuz-Eylül diliminde 524 bin dairelik inşaat ruhsat izni alındığını, bu yıl aynı dönemde rakamın ise 135 binde kaldığını ifade etti. Kahveci, "Konut (ikamet amaçlı) bina yapımında bu yılın ilk 9 ayında ruhsat başvurusu da yüzde 60 daralmış oldu" dedi.
İbrahim Kahveci'nin yazısı şöyle:
"Bakın dün 'Yapı Ruhsat' verileri açıklandı. Gelin biraz buna detaylı bakalım.
Geçen yıl Temmuz-Eylül arasında 524 bin dairelik bina yapmak için ruhsat (bina yapımı için ilk izin) alan inşaat firmaları bu yıl aynı üç aylık dönemde sadece 135 bin daire yapmak için ruhsat almış. Olayı biraz daha değişik ifade edelim: Geçen yıl 3. çeyrekte 4 daire yapmak için izin alan inşaatçılar artık 1 daire yapacaklar.
'RUHSAT BAŞVURUSU YÜZDE 60 DARALMIŞ OLDU'
Konut (ikamet amaçlı) bina yapımında bu yılın ilk 9 ayında ruhsat başvurusu da yüzde 60 daralmış oldu.
Kısaca ‘harç bitti — yapı paydos' hali söz konusu.
Hatırlarsanız birkaç aydır inşaat işinin epey bir süre daha canlanmasının zor olduğunu yazıyordum. Açıklanan veriler bunu net gösteriyor.
Gösteriyor da bizim şimdi düşünmemiz gereken başka bir şey var. Bu inşaat sektöründe 2 milyonun üzerinde çalışan var.
'SERMAYEYİ BETONA GÖMERSEK HİÇ AMA HİÇ KALKINMA ŞANSIMIZ KALMAZ'
Sektörün elindeki işleri bitirdiğinde yapacak yeni iş nerede ise yok gibi. 2 milyon çalışanın (eğer aynı orantıda ise) daire yapımındaki düşüşe bakıldığında yaklaşık 1,5 milyonu işsizler ordusu için potansiyel oluşturuyor.
Hemen aklınıza inşaat kredi faizlerini düşürmek gelmesin. Zaten çok daha kıt olan sermayeyi yine betona gömersek hiç ama hiç kalkınma şansımız kalmaz.
O nedenle diyorum zaten; sadece döviz ve faizin düşmesi ile ekonomide işler düzelmez. Sadece düzelmeye imkan tanır. Yeter ki, çözüm modellerini genişletebilelim."