İnsanlar şefkate aç ve çok muhtaç

Samanyoluhaber.com yazarlarından Safvet Senih yeni köşe yazısını "İnsanlar şefkate aç ve çok muhtaç" başlığı ile kaleme aldı.
Avrupa ve Amerika gibi ülkelerde bireysellik insanların çoğunu yapayalnız bıraktı. “Kendi ayaklarının üzerinde duracaksın, içindeki devi uyandırıp hiç kimseye muhtaç olmayacaksın"  diye diye çoğunu intiharın eşiğine getirdi… İngiltere’de Yalnız Kalanlar için bir Bakanlık bile kurulmuş…  Ama arkadaşlarımızın kurduğu  Oslo`da yerel halka yönelik projeler üreten dernek   Mangfoldshuset "Yalnızlığa karşı birlikte olma" isimli proje kapsamında yapılacak aktiviteleri açıklayan bir broşürü sosyal medyada yayınlandı. Proje kısaca şu aktiviteleri içeriyordu : 

İnsanların ilgi alanı doğrultusunda seçecekleri bir tema ile birlikte yürüyüşe çıkma.
 
Haftada 150 saat aktivite imkanı sağlayan bir Spor kulübü ile yapılan anlaşma neticesinde insanların aktivitelerden istifade edip bir araya gelmesi ve böylelikle sürdürülebilir dostluklar kurma.

Senioryoga (65 yaş üstü kişilere müzik eşliğinde sohbet  ve sonrasında birlikte kahve içme)

Orienteringsspill (İnsanların gruplar halinde oynayabileceği yaşlılara yönelik eğlenceli ve bir o kadar birleştirici meşgaleler) içinde olma. 

Sağlıklı beslenme ve yemek kursları ayarlama.

Facebook sayfasındaki broşürü gören Liv Anette isimli bir hanımefendi  kullanıcı mesaj kısmına şu satırları not düşmüştü:
 "Benim ismim Liv Anette, 60’lı yaşlardayım. Çok hastayım ve yürümekte zorlanıyorum. Etrafımda hiç bir yakınım yok. Sokaktan geçen insanlara camdan el sallayıp “En azından iki dakika benimle konuşur musunuz?" diye sesleniyorum ancak en kibar olanları dahi selam verip devam ediyorlar. Konuşacak kimseyi bulamıyorum. Gelirim var ancak alışverişe çıkamıyorum. Komşulara rica edip bir ekmek  veya  meyveyi ancak aldırabiliyorum. Bu hayata daha ne kadar tutunabilirim bilmiyorum. Ben çok yalnız biriyim. İnternetle de aram çok iyi değil. Biri beni şu telefon  numaradan arayıp bu projenin içeriğini anlatabilir mi , benim de yalnızlığım giderilebilir mi ?" 

Bunun üzerine arkadaşlarımız diyorlar ki: 
Bu satırları okur okumaz telefon ile kendisine ulaşıp onu ziyaret etmek istediğimizi, gelirken bizden bir isteği olup olmadığını sorduk. Gelirken yalnızca muz getirmemizi, zira dişlerinden ötürü yalnızca muz yiyebildiğini söyledi. 

Biz de iki arkadaş bir miktar muz alıp hem kendisi ile tanışmak hem de projenin içeriğini kendisine yüz yüze anlatmak için ziyaretine gittik.

Kapıyı açtığında bir de ne görelim; Başörtüsü ile zar zor ayakta durmaya çalışan, kaddi bükülmüş bir Norveçli teyze. Bizi kapıda ağırlamak zorunda olduğunu , iki yıldır evinin toplanıp , düzenlenmediğini ve dahi temizlik yapılmadığını anlattı. Her gün ilacını vermeye gelen hemşirelerin ilaç verme dışında bir şeye karışmadıklarını, kedilerin yemeğini bile vermekten imtina ettiklerini o yüzden evden kedilerin kaçtığını üzülerek anlattı. Sözün bir yerinde dayanamayıp sorduk.

Neden başörtüsü taktınız ? 

-Başka türlü nasıl çıkardım ki karşınıza?

İyice şaşırmıştık ve neden öyle söylediğini sorduğumuzda daha da şaşıracağımız bir hakikati öğrenecektik.

-Evladım ben yılların Müslümanıyım Elhamdülillah, başka nasıl çıkardım karşınıza...

Ne diyeceğimizi bilemedik. Sevinç, şaşkınlık, şükür ekseninde gidip gelirken mülahazalarımız, Liv Anette teyze şunları söylüyordu: 

-Evladım annemi 4 sene önce kaybedince hiçbir yakınım kalmadı ve bu evde yalnız, hasta, muhtaç olarak yaşıyorum ancak hiç bir zaman ümidimi kaybetmedim. Ben İslamiyeti,  biri ile evlenerek tanımadım. Rabbimi arayarak buldum. Hastalandığımda her gün üç  kez dua ediyordum "Allahım karşıma senin sevdiğin, kendilerinden hoşnut olduğun öyle insanlar çıkar ki,  benim yalnızlığıma da şifa olsunlar, beni bırakmasınlar." Rabbim de karşıma sizi çıkardı. Yüzlerinizde nur var, kimsiniz sizler ?" 
İlk tanışmamızda yaşananların ardından teyzemizi ablalarımız ile tanıştırmış olduk. Hafta sonları teyzemizi ziyaret edip, evini temizlediler, arkadaşlarımız teyzemizin doktora götürülmesi, alışverişinin yapılması ve ona ev yemeği götürülmesi hususunda iş paylaşımı yaptılar.

Şu an çok mutlu ve konuşacak, dilediği zaman arayabileceği bir çok arkadaşımız var. Ablalarımız kendisi ile oturup öğrendikleri Norveç dilini pratiğe dökme adına alıştırma yapmış olacaklar. Her buluşmalarında birlikte namaz kılıp birlikte dua ediyorlar. Yalnızlığa karşı mücadele kapsamındaki bir projeden hiç beklemediğimiz, aklımıza gelmeyecek bir hakikat ile karşılaştık. Önümüzdeki günlerde ise bizi ne tür sürprizlerin beklediğini hep birlikte göreceğiz inşaallah…
27 Kasım 2025 11:35
DİĞER HABERLER