Medical Park Fatih Hastanesi İç Hastalıkları ve Dahiliye Uzmanı Dr. Süleyman Karaman, Çoğu diyabet hastasının insülinin zararlı olduğunu düşündüğü için tedaviye yanaşmadığını söyledi. Karaman, "Ömür boyu süren bu hastalığın insülinle tedavisi mümkün olsa da, toplumda insülinin zararlı olduğuna dair genel bir görüş var. İnsülinden korkmayın ve geç kalmadan tedaviye başlayın." dedi.
Süleyman Karaman, insilün hakkındaki doğru bilinen yanlışları da şöyle sıraladı: "İnsülin tedavisi nedeniyle şişmanlamazsınız: İnsülinle az bir miktar kilo (1-2 kg) alınabilir. Büyük kilo artışlarının nedeni ise beslenme, diyet programına uyulmaması, egzersiz yapılmaması ve gereğinden fazla dozda insülin kullanımından kaynaklanır. İnsülin duyarlılaştırıcı ilaçlar ile kilo alımını azaltabilirsiniz.
İnsülin kullanımı böbreklere ve göze zarar vermez: Genelde insülin tedavisine başlanan hastalar uzun yıllardır diyabeti olan ve kan şekeri yüksek seyreden hastalardır. Bu hastalarda insüline başlandığında organ hasarı ve buna bağlı yakınmalar başlamış olduğu için hastalar bunları insülin tedavisine bağlayabilirler.
Spor yapmanıza engel değil: İnsülin kullananlarda düzenli spor insülin direncini azaltır ve insülin ihtiyacı azalır. Burada hastanın kan şekerinin düzenli izlenmesi önemli yer tutar. Egzersizin şekline göre insülin dozu azaltılabilir, ara öğün yenebilir ve ek gıda alınabilir. Egzersizi sabah yapmanız yararınıza olacaktır.
Gebelikte tedavi çocuğa zarar vermez: İnsülin bebeğe geçmez, aksine gebelikte kan şekerinin düşürülmemesi veya kontrole alınamaması bebeğe zarar verir.
Kan şekeri hapı, insülin tedavisinin yerini tutmaz: Kullandığınız şeker hapının dozunu artırmanız, insülin tedavisine geç başlamanıza ve kontrolsüz diyabete bağlı organ hasarlarına yol açabilir.
İnsülin yalnızca kan şekeri çok yüksek kişilerde kullanılmaz: Az yükselmiş ya da normal seyreden kan şekeri durumlarında da insülin kullanılabilir.
BESLENMENİN KURALLARINA UYULMALI
Süleyman Karaman, dengeli ve besleyici bir diyetin diyabet tedavisinin temel bileşeni olduğunu belirtti. Karaman, "Her birey kendi boy, kilo ve günlük aktivitesine göre kalori ihtiyacını belirlemeli. 3 ana ve 3 ara öğün yemek ise diyette dikkat edilmesi gereken en önemli madde." şeklinde konuştu.
"İnsülin tedavisi günde tek doz, iki doz, çoklu doz ve sürekli subkutan infüzyon (insülin pompası) şeklinde uygulanabilir." diyen Karaman, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Tip 2 diyabetli hastalarda oral antidiyabetik ilaçlarla insülin kombinasyonları yapılabilir. Oral antidiyabetiklerle genellikle uzun etkili ve tek doz insülin uygulaması tercih ediliyor. İnsülin tedavisi ile hipoglisemi, enjeksiyon bölgelerindeki cilt altı yağ dokusunda lokal şişlik, insülin ödemi, insüline karşı antikor gelişmesi, insülin alerjisi, insülin direnci gibi komplikasyonlar görülebiliyor. Dozajın doğru ayarlanması, diyete uyum ve enjeksiyon yerlerinin dönüşümlü kullanılması olası komplikasyonları azaltıyor."
Cihan CİHAN