19 Haziran'da 68 doların üzerine çıkarak 17 Ocak'tan bu yana en yüksek seviyesini gören Urals, ESPO ile birlikte ateşkes sonrasında sert bir düşüş yaşadı. ESPO'nun 20 Haziran'da ulaştığı 70.84 dolarlık yıl zirvesinden geri çekilmesi dikkat çekti.

Uluslararası piyasalarda Rus petrolünün fiyatı, İran ve İsrail arasında sağlanan ateşkes sonrasında sert bir düşüş yaşadı. Argus verilerine göre, Rusya'nın başlıca petrol markaları Urals ve ESPO'nun varil fiyatları, yıl başındaki zirvelerinden çekilerek gün içinde 10 dolara yakın kayıp yaşadı.

24 Haziran gecesi yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasının ardından Rus petrolünün fiyatları hızla geriledi. Primorsk limanından sevk edilen Urals petrolünün FOB fiyatı 9 dolar düşerek 56.51 dolara, Novorossiysk limanındaki fiyatı ise yine 9 dolarlık kayıpla 56.66 dolara indi. 

Asya pazarına hitap eden premium kalite ESPO petrolü ise Kozmino limanında 7 dolarlık düşüşle 63.48 dolardan işlem gördü. 25 Haziran itibarıyla Urals'ın Primorsk'ta 56.64 dolar, Novorossiysk'te 56.79 dolar seviyesinde işlem gördüğü bildirilirken, ESPO'nun 26 Haziran verilerine göre 60.81 dolara kadar gerilediği açıklandı. 

Bu düşüşlerle birlikte ESPO, G7 ülkelerinin Aralık 2022'de belirlediği 60 dolarlık fiyat tavanına yeniden yaklaşırken, Urals bu seviyenin altında kaldı.

Urals petrolünün Kuzey Denizi petrolü (NSD) karşısındaki iskontosu Primorsk'ta 12.45 dolar, Novorossiysk'te 12.3 dolar seviyesinde sabitlenirken, ESPO'nun Dubai petrolüne olan iskontosu 4.5 dolarda dengelendi.

Küresel piyasalarda bu gelişmeler yaşanırken, AB ülkelerinin Rus petrolü için belirlediği fiyat tavanını 45 dolara çekme planları yeniden gündeme geldi. Bahar aylarında düşen petrol fiyatları, Rusya Ekonomi Bakanlığı'nın 2025 bütçe revizyonlarında da dikkate alınmıştı. Bakanlık, yıllık ortalama petrol fiyatı tahminini 56 dolar olarak güncellemişti.

Enerji uzmanları, bölgesel gerilimlerin petrol fiyatları üzerindeki spekülatif etkisinin geçici olduğunu vurguluyor. İran-İsrail ateşkesiyle birlikte risk primi olarak adlandırılan bu etkinin ortadan kalktığına dikkat çeken analistler, Rus petrolünün küresel arz-talep dengesindeki konumunun yeniden şekillendiğini belirtiyor. 

Özellikle OPEC+'ın üretim artırma planları ve ABD'nin tarife politikalarının petrol piyasaları üzerindeki baskısının sürdüğü ifade ediliyor. Rusya'nın petrol gelirlerindeki bu dalgalanma, ülke ekonomisi ve federal bütçe planlaması üzerinde önemli etkilere yol açabilecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor. 

Uzmanlar, G7'nin fiyat tavanı politikaları ve küresel piyasalardaki arz fazlasının Rus petrolünün gelecekteki fiyat seyri üzerinde belirleyici olacağı görüşünde.