Ergün Çapan, kadını ayaklar altına alan müt'a birlikteliğinin Şia hariç tüm mezheplerde bir fitne olarak tanımladığını söyledi.
- "Ailenin Korunması ve 'Müt'a' Fitnesi" sempozyumu bugün İstanbul Kongre Merkezi'inde
- "Müt'a, cennetin ayağı altında olan kadını ortalık malı haline getiren çok tehlikeli bir fitnedir"
- "Sünni toplumlarda yaygınlaşmaya başlayan mut'a nikahı, zinadan farksız"
- "İslam’da evlilik ebedidir. Muvakkat bir zaman için değildir"
Yeni Ümit Dergisi’nin İstanbul’da düzenlediği (2 Mart Pazar) sempozyumda muta tehdidi tüm boyutlarıyla ele alınıyor. Harbiye İstanbul Büyük Kongre Merkezi’ndeki sempozyumun konusu, “Ailenin korunması ve 'mut'a' fitnesi” olarak belirlendi.
Sempozyum öncesi Samanyolu Haber'e değerlendirmelerde bulunan Yeni Ümit Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Yrd. Doç. Dr. Ergün Çapan, eski dönemlerden bugüne kadar müt'a birlikteliğinin Şia hariç tüm mezheplerde bir fitne olarak tanımlandığını söyledi. Allah (CC) neslin ve aile kurumunun devamı için insana belli duygular yüklediğini ifade eden Çapan, "Nikah evlilik için yapılan bir sözleşmedir. Müt'a fitnesi evlilik kurumunu zedeleyen, cennetin ayağı altında olan kadını ortalık malı haline getiren çok tehlikeli bir fitnedir. İslam Nikahla kadına itibarını teslim etmiştir. Onun hakkını korumuştur. Müt'a ise zinaya uydurulmuş bir kılıftır." dedi.
Sempozyum için çeşitli ülkelerden gelen din adamları konuyla ilgili yaptıkları açıklamalarda, toplum için çok büyük bir tehdit olan mut'anın “Zinadan farkı olmadığı” görüşünde birleşiyor. İran’ın İslam ülkelerine nüfuz için bir tuzak olarak da sıkça kullandığı ve Sünni toplumlarda yaygınlaşmaya başlayan müt'a birlikteliği, zinadan farksız olarak görülüyor. Türkiye’de de el altından gizlice yaygınlaşmaya başlayan “müt'a fitnesinin” ehli sünnet akidesinde kesinlikle yeri olmadığını vurgulayan İslam alimleri, mut'anın toplum ve aile hayatına karşı en büyük tehditlerden biri olduğunu vurguladı.
Evliliğin insani ve toplumsal bir mesajı olduğunu ifade eden Mısırlı alim ve eski vakıflar bakanı Prof. Ahmed Ebu Nur, evlilikteki amacın bir aile kurup toplumu inşa etmek olduğunu söyledi. “İslam’da evlilik ebedidir. Muvakkat bir zaman için değildir” diyen Prof. Ebu Nur, “Evlilik ne bir saat, ne gün, ne ay ne de bir sene ile sınırlanabilir. Nikah aile kurmak için bir vesiledir. Daha öncekilerde olduğu gibi evlilikle bir toplum inşa edilir.” şeklinde konuştu.
"KENDİNİ SATAN KADININ TOPLUMDA YERİ OLMAZ"
Mısırlı alim, ”Bir erkek bir kadınla ahitleşerek bir araya gelir. Sonrasında da bir nesil yetiştirilir. Bu iki insan ruhi, kültürel, dini ve ahlaki değerlerin korunması konusunda ahitleşirler. Bu şekilde toplum da onlara dayanabilir. Tüm bu saydıklarımızın geçici nikâhla gerçekleşmesi mümkün değildir. Çünkü çocuklarla babaları arasındaki ilişki aile ilişkisi sadece dünyada değil, ahret için de geçerlidir; ebedidir.” dedi.
Mısırlı Pof. Ebu Nur, belirli bir süreliğine kendini satan bir kadının toplumda da yeri olmayacağınıkaydederek meşru nikah ile İslam dininin kadını da koruma altına aldığını kaydetti. Muta nikahının başka bir tehlikesine dikkat çeken Mısırlı alim, nesebin karışmasının mutanın bir sonucu olduğunuifade ederek, geçici bir evlilikle ortaya çıkacak bir çocuğun hiç kimse tarafından kabul edilmeyeceğini hatırlattı. Ebu Nur, nesebin karışması sebebiyle muta nikahının toplumu da derinden tehdit ettiğini söyledi.
"GENELEVDEN FARKI YOK! "
Prof. Ebu Nur, ”Müt'a birlikteliğinde ne boşanma, ne miras, ne iddet var. Bir bayan bir erkekle belirli bir ücret mukabilinde bir süreliğine beraber olur. Ardından kadın süresi bittikten sonra başka biriyle gider beraber olur. Bununla Avrupa ve ABD’de bulunan bir genelev arasında bir fark var mı? Aslına bakarsanız hiçbir fark yok. İslam dini meşru evliliği emretti. Zinayı değil.” diye konuştu.
Muta kapısının kapatılması çağrısında bulunan Prof. Ebu Nur, pişmanlığın fayda etmeyeceği duruma gelmeden bunun önünün kesilmesi gerektiği uyarısında bulundu.
FETHİ HİCAZİ: "MÜT'A DÖRT MEZHEPTE DE HARAM"
Mısır’ın ünlü alimlerinden Prof. Dr.Fethi Hicazi ise, Muta nikahı’nın Peygamber Efendimiz tarafından haram kılındığına dikkat çekti. Ezher Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Hicazi, bu uygulamanın kıyamet gününe kadar haram olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Hicazi, İmam Cafer bin Muhammed’in de (Şii imamlarından Caferi Sadık) muta nikahına karşı çıktığını vurguladı. Prof. Hicazi, “Cafer İbni Muhammed’e mutayı sordukları zaman “Müt'a zinanın ta kendisidir” dedi.” Diye konuştu.
Mısırlı alim Fethi Hicazi, “4 mezhepte de aynı şekilde muta haramdır.” açıklamasında bulundu.
"NİKAH SADECE ŞEHVET GİDERMEK AMACIYLA YAPILMAZ"
Pakistanlı alim Ahmed Kusurî de İslam dininde nikahın alenen yapılması gereğine işaret ediyor. Müt'a’da bir süreliğine yapılan nikahın sakıncalarına dikkat eden Ahmed Sakuri, “Şiilerin bu konuda kendi görüşleri… Şimdi buna muvakkat nikah diyorlar. Belirli bir mehir ödendikten sonra belirlen süre içinde beraber olunur. Bu bize göre zinadır. Cenabı Allah bir sistem kurmuş. Bu da nikahtır. Nikah da gizli kalmamalı ve sadece şehvet gidermek için de yapılmamalı.” şeklinde konuştu.
"MÜT'A, İÇKİ GİBİ TEDRİCEN KALDIRILDI "
Fas Şuayb Dukkalı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Siyaset Uzmanı Prof. Abdulmecid Buşebke ise İslam tarihi incelendiğinde müt'anın içkide olduğu gibi tedricen kaldırıldığını, ardından da tamamen haram kılındığını vurguluyor.
Muta nikahının toplumda kontrol edilmesi mümkün olmayan çözülmelere sebep olacağına işaret eden Prof. Buşebke, "Eğer ki muta nikahı belli bir süreliğine, nefsani hazların tatmin, şehvani duygular için yapılacaksa bunlara hiç gerek yok. Özellikle bu yaşadığımız toplumda şer’i bir nikah olmadan muta’nın sonu gelmez. İnanıyorum ki bu tür konuların gözden geçirilmesi gerekir. Müslüman kardeşlerimiz bu konuyla ilgili Şiilere uymamalı. Çünkü bu durum tüm ümmet için büyük bir vebal olacaktır. Kaldı ki bu kapının açılmasıyla, Batı dünyasında farklı yollarla açılmasıyla nasıl bir duruma gelindiği ortada. " diye konuştu.
"MÜT'A, DİNİ KİSVEYE BÜRÜNDÜRÜLMESİ DE SİYASİDİR"
Faslı Prof. Buşebke, “Maalesef bu konu dini bir kisveye büründürülmesi de siyasi bir yöntem olduğundan endişe ediyoruz. Burada bir konuyu açmak istiyorum. Şii kardeşlerimizin itikadında önemli bir konu var ki oda takiyyedir. Takiye onlar için dinin bir parçasıdır. İnançlarına göre hedefleri doğrultusunda sonuca ulaşmak için her türlü şeyi yapabilirler. Amaçlarına ulaşmak için farklı yol ve yöntemler kullanabilirler. Bu onlar için caizdir.” ifadelerini kullandı.
"İRAN, MÜT'AYI İSTİHBARAT ARACI OLARAK DA KULLANILIYOR"
Prof. Buşebke İran’ın muta nikahını istihbarat amacıyla yaygın olarak kullandığına dikkat çekiyor. Birçok ülkede bu tür sistemlerin kullanıldığına işaret eden Faslı Prof. Buşebke, ”Bugün gördüğümüz üzere birçok uluslararası istihbarat birimleri bu üslubu kullanıyor. İranlılar da bu siyasetin aynısını yapıyorlar. Çünkü bu durum hem arzuları hem de Şii inanışlarıyla çelişmez.” dedi.
Prof Buşebke, “İranlılar müt'a konusunda çok mahir ve profesyoneller.” değerlendirmesinde bulundu.