Gazeteci Timur Soykan’ın 40’a yakın söyleşi düzenlenen ve 200’ün üzerinde yazarın sekiz gündür kitaplarını imzaladığı 5. Edremit Kitap Fuarı’nda, mafya, yargı, emniyet ilişkilerini anlattığı konuşması gündem oldu.
Gazeteci Timur Soykan’ın 40’a yakın söyleşi düzenlenen ve 200’ün üzerinde yazarın sekiz gündür kitaplarını imzaladığı 5. Edremit Kitap Fuarı’nda, mafya, yargı, emniyet ilişkilerini anlattığı konuşması gündem oldu.
Sedat Peker’in kendisinin de içinde yer aldığı Susurluk skandalından 25 yıl sonra gelen ifşa ve itirafların konu edindiği Duvar kitabının yazarı ve BirGün gazetesi yazarlarından Timur Soykan 5. Edremit Kitap Fuarı’nda konuştu.
Timur Soykan Sedat Peker ifşaatlarının en önemli unsurunun mafyanın artık yargı üzerinde etkili hale gelmesi olduğuna dikkat çekti.
Çok büyük bir temiz eller operasyonuna ihtiyaç olduğunu belirten Soykan, “Gerçek bir hesaplaşma başladığında, görünenin buzdağının görünen yüzü olduğunu, bunun altında bir sermaye düzeni inşa edildiğini göreceğiz ve daha iyi yüzleşeceğiz. Yargıdaki kirlilikle yüzleşeceğiz. İnanılmaz! Dünya tarihinde görülmemiş bir mafya ile yüzleşeceğiz. TRT’de belgesellerle anlatılacak” dedi.
Gazeteci Timur Soykan Ahmet Şık, Bahadır Özgür, Ertuğrul Mavioğlu, Hakkı Özdal ve kendisinin editörlüğünde hazırlanan, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarının yer aldığı Duvar kitabını hatırlattı.
”SAVCININ ÇETESİ VAR, ÇETE ELEMANALARI DA POLİS”
Soykan konuşmasına şöyle devam etti:
”Yargı bir silah olarak kullanılıyor. Eskiden mafya infazlar yapardı, topuğundan vururdu, tehdit ederdi veya birini kaçırırdı. Şimdilerde ise mafya grupları birbirlerine karşı ve onlara engel olanlara karşı davalar, soruşturmalar açtırabiliyor. Mafyanın polisleri var, mafyanın yargıçları var, mafyanın savcıları var. Ve bunun o kadar çok örneği ile karşılaşıyoruz ki sadece Sedat Peker’in ifşalarında görmüyoruz bunu. Biz her gün dava dosyaları okuduğumuzda bunun inanılmaz örnekleriyle karşılaşıyoruz. En son okuduğum dosyalardan bir örnek vereceğim; bir savcı İranlı ajanlara çalışıyor. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde bir savcı İranlı ajanlar Türkiye’de İranlı muhalifleri kaçırmak için suç örgütü birileriyle temas kuruyorlar. Suç örgütünün başı Davut Yılmaz isimli İstanbul Anadolu Adliyesi’nde bir savcı. Birini Denizli’de kaçırıyorlar, birini Yalova’da birini Zonguldak’ta kaçırmaya çalışıyorlar. Savcının çetesi var. Ve çetesinin elemanları polis.
Savunma sanayinde şirketi olan bir iş adamının çetesi ile savcının çetesi birbirine giriyor. İranlı ajanlarla para da anlaşamıyorlar. Birbirlerinin işini bozmak için birbirleriyle çatışıyorlar.
SAVCI 1 MİLYON DOLAR RÜŞVET KARŞILIĞINDA OPERASYON YAPIYOR
İstanbul’da başka bir savcıdan bahsedeyim. Lütfi Karabacak isimli savcı, bir şirketin borcu var ve çek vermiş. O çeklerin kullanılmaması için savcıya sipariş operasyon yaptırıyor. Savcı bu kişilere diyor ki; bana 1 milyon dolar verin, bu 1 milyon dolar karşılığında sizden alacaklı olan kişilere operasyon yapayım. Savcı Lütfi Karabacak dosya kendisine geldiğinde 100 bin dolar rüşvet alıyor, operasyonu yaptığında 900 bin dolar daha istiyor. Onlar 900 bin dolar veremiyorlar, 250 bin dolar veriyorlar savcıya. Bunun üzerine operasyon yaptığı örgütün liderini 250 bin dolar alarak serbest bırakıyor.
UYUŞTURUCU BARONU SAVCI KURYE OLARAK POLİSLERİ KULLANIYOR
Başka bir savcı uyuşturucu baronu çıktı. Savcı (Osman Yarbaş) polisleri kurye yapmış, kurya polisler uyuşturucu taşıyorlar bunlardan bir tanesi de ödüllü bir polis. O polis Konya’da savcının aracında yakalanıyor. Savcının Hakkari, Van, Adana, Antalya ve Konya üzerinden bir uyuşturucu rotası oluşturduğu ortaya çıkıyor. ”
Soykan’ın mafya, polis, yargı ilişkisini örneklerle anlattığı konuşması sosyal medyada gündem oldu.