Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, 1 Kasım seçim sonuçlarının ülkeye hayırlı olmasını diledi.
Seçmenin AK Parti'yi tek başına hükümet etme, birlik ve beraberliği yeniden tesis etme görevi verdiğini belirten Sabancı, “Bir an önce seçim sürecini geride bırakıp, hükümetin göreve başlamasını dört gözle bekliyoruz. Bu dönemde birlik ve beraberlik içinde çalışmayı, –kaybedecek vaktimiz yok– bekliyoruz. İlk yüz günde yapılacak reformları dört gözle bekliyoruz.” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yenilikçi çalışmaların ihracatla buluşması, inovasyon kültürünün yaygınlaştırılması amacıyla bu yıl 4'üncüsünü gerçekleştirdiği “Türkiye İnovasyon Haftası” Adana Sheraton Otel’de başladı. “İş Dünyası ve İnovasyon” konulu sunumuyla iki günlük etkinliğin ilk konuşmacısı olan Güler Sabancı, Türkiye'de son yıllarda girişimciliğe, yeniliğe ve araştırmaya destek veren bir ortam oluşturulmaya çalışıldığını kaydetti. Araştırma altyapısında çok yol alındığını dile getiren Sabacı, “Ancak yeni dönemde de desteklerin kesintisiz ve planlı devam etmesini bekliyoruz. İnovasyon bir kültür meselesidir. Her kültürde gelişebilmek için ideal ortama ve iklime ihtiyaç duyar. Şirketlerde bu kültürün ortaya çıkması için öncelikle liderlerin bunu istemesi, talep ve teşvik etmesi gerekir. Biz vizyonumuzu 2004 yılında fark oluşturmak amacıyla kurguladık. Yeni fikirlerin yeşereceği ortamları oluşturmak için sürekli çalışıyoruz. Yenilikçi fikirleri; inovasyon süreçlerimize, şirketlerimizde somut başarılara dönüştürebilmek için doğru iklimi sağlamaya çalışıyoruz. Bu sürekli bir çaba istiyor. Yeni bir bakış açısı ve değişime açık olmayı gerektiriyor. Lider bunu isteyecek, sahiplenecek; ekipler motive olacak, heyecan duyacak, takdir edilecek ve ödüllendirilecek. Sistem bu. İnovasyon anlayışı ancak bu şekilde kurumlarda derinleşebiliyor ve değer üretebiliyor.” diye konuştu.
ORTA GELİR TUZAĞINDAN KURTULMAK İÇİN
“Türkiye nasıl inovasyonla geleceğe koşabilir?” sorusunun cevabını hep birlikte aradıklarına dikkat çeken Sabancı, değişen dünyada ve zorlu rekabette kurumların varlıklarını sürdürebilmeleri için güncel bilgiye ulaşmasının yeterli olmadığını ifade etti. Sabancı, şöyle devam etti: “2023 hedeflerine doğru, dünyanın en büyük ilk 10 büyük ekonomisi arasına yer almaya kararlıysak–ki kararlıyız diye umuyorum–global rekabette gücünü ortaya koyması ve orta gelir tuzağından kurtulması ancak kaliteli inovasyon ve eko- sistemin geliştirilmesiyle, inovasyon kültürünün DNA'mıza işlemesiyle mümkün olacaktır.”
KANUN YAPICILARA ÇOK İŞ DÜŞÜYORİnovasyonun global ölçekte ekonomik kalkınmanın yegane itici gücü olduğunun altını çizen Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, şunları söyledi: “Peki biz bu tablonun neresindeyiz. Her yıl Dünya Fikri Haklar Örgütü (WİPO) tarafından küresel invasyonun endeksi açıklanıyor. Eylül ayında ülkelerin 2015 inovasyon notları beli oldu. Türkiye 141 ülke arasında 58. sırada yer alıyor. İsviçre, İngiltere, İsveç, Hollanda ve ABD dünyanın en inovatif ülkeleri olarak listedeler. Raporda dikkat çeken sonuç şu: Gelişmekte olan ülkelere kanun yapıcılar sağlamak bir inovasyon ortamına zemin hazırlayarak büyümeyi hızlandırıyorlar. Kanun yapıcılara çok iş düşüyor. Oyun sahasını onlar oluşturuyor. Bilgisayar yazılım harcamalarının gayri safi milli hasıla oranında ülkemiz dünyada 8. sırada yer alıyor. İyi bir sıralama. Türkiye yerel rekabetin yoğunluğunda 9'uncu sırada; zorluklarımız fazla. Yatırımcılarının korunmasında 13. sıradayız. Çeşitli yerlerde iyiye doğru gidiyoruz. İş dünyası tarafından finansmanı sağlanan AR-GE harcamasında ülkemiz 21. sırada yer alıyor. Patent başvurularının gayri safi milli hasılaya oranında 13. sıradayız. Evet, hiç fena değil, bunlar. Marka başvurularında ise 141 ülke arasında 5'inciliği elde ettik, gözüküyor. Demek ki odaklanıp çalışırsak, başarıyoruz. Kaydedecek çok yolumuz var. Fakat yeniliğe açıklıkta büyük potansiyele sahip olduğumuz güzüküyor. AR-GE Merkezleri Kanunu gibi düzenlemelere inovasyon anlayışı ülkemize yerleşmeye başladı. Özel sektör temsilcilerinin desteğiyle bu yönde hızla ilerliyoruz. Türkiye'de bugün AR-GE merkezi sayısı 200'ü aştı. Bu atılımların hız kesmeden devam etmesi gerekir. İnovasyon alanında en önemli rol temel araştırmadan uygulamaya geçişte, üniversite ve sanayi birlikteliğinden geçiyor. Bilgiye dayalı ekonomilerde üniversiteler yeni ve inovatif teknoloji ile ürünlerin ana kaynağıdırlar. En büyük değer de gençlerin ve onların bakış açıları ve yeniliğe olan açıklıkları... Onlara verilecek imkanlarla ancak üniversiteler bu kaynaklarını daha da geliştirebilirler. Geleceğin dünyasını yapmada gençlere önemli görevler düşüyor.”
CİHAN