Diyarbakır'da, 5 Eylül 2015 tarihinde polis lojmanları yakınındaki binada oturan B.İ.'nin, IŞİD mensubu önemli biri olduğu, evinde bomba düzeneği hazırladığını ve önümüzdeki günlerde eylem yapacağı ihbarı yapıldı. Operasyon yapılan evde, cam tüp içindeki kimyasal maddeyi balkonun atık su giderine döken B.İ. gözaltına alınırken, evin laboratuvara dönüştürüldüğü tespit edildi. Evde çok miktarda kimyasal katı ve sıvı madde, torpil, ölçekli cam kap, cam çubuk ve şişe, plastik ve cam numune alma tüpleri, gaz maskesi, patlayıcı yapımında kullanılabilecek malzemeler, dinamit görünümü verilmiş üzerinde elektronik devre kartı bulunan saat, elektronik devre elemanları, el yapımı ve fabrikasyon elektronik devre kartları, çok sayıda cep telefonu ve 42.5 santimetre uzunluğunda sivri uçlu bir kılıç bulundu.

 

Gözaltına alınan B.İ. tutuklanırken, katı, sıvı ve toz halde elde edilen maddelerin patlayıcı yapımında kullanılabilen maddeler olduğu tespit edildi. Hazırlanan raporda, asit içerikli madde ve aseton karıştırılması ile TATP adlı el yapımı patlayıcı üretilebileceği, sodyum benzoat ve potasyum klorat içerikli patlayıcı madde karışımının, torpillerin içinden temin edilerek, ana patlayıcı madde olarak kullanılabileceği kaydedildi. Ele geçirilen maddenin 'önemsiz tür ve miktarda patlayıcı kapsamında olmadığı' belirtilen raporda, elektronik devre kartları ve dinamit görünümlü, üzerinde elektronik devre kartı bulunan saatli bomba görüntüsü verilen masa saatinin, bir bomba düzeneğinde anahtar sistemi olarak kullanılabileceği ifade edildi.

"Ülkemizde geçmişte terör örgütü mensuplarınca yapılan bombalı eylemlerde, asit içerikli maddeler ile asetonun belirli oranlarda karıştırması ile kolaylıkla üretilebilen, TATP adı verilen oldukça güçlü bir el yapımı patlayıcı maddenin kullanıldığı bilinmektedir. Pembe plastik kutu içerisinden elde edilen 110 gram ağırlığındaki patlayıcı maddenin önemsiz tür ve miktardaki patlayıcı maddeler kapsamında olmadığı tespit edilmiştir. El yapımı elektronik devre kartlarının bir bomba düzeneğinde anahtar sistemi olarak kullanılabilecekleri, elektronik devre elemanlarının bomba düzeneğinde anahtar sistemi hazırlamakta kullanılabilecekleri, saatli bomba imajı verilen masa saatinin zaman ayarlı elektronik anahtar sistemi olarak kullanılabileceği tespit edilmiştir."

Arama sırasında B.İ.'nin kullandığı el konulan dizüstü bilgisayarında zaman ayarlı elektronik devreleri gösteren fotoğraflar,çok sayıda video ve ses dosyası, 'Küresel cihadın Türkiyeli fedaileri' videosu ile çok sayıda elektronik devre şemaları ve elektronik derslerine ilişkin videolar bulundu. Bilgisayarda ayrıca Usame Bin Ladin'in hayatını anlatan kitap, Suriye ve Filistin'de öldürülen ve işkence yapılan kişilerin fotoğrafları, uzun namlulu silahların sökülüp takılması fotoğrafları, cihat ve şahadeti anlatan çatışma bölgelerinde ölen kişilerin fotoğrafları, bir bombanın yerleştirilme, yanma ve patlama anlarını gösteren video ile IŞİD üyelerinin bomba düzeneği kullanarak öldürdükleri kişilerin ölüm anlarını gösteren videolar bulundu.

B.İ.'nin cep telefonunda ise arama yapılan evinin salonunda, patlayıcı düzeneği hazırlayarak, zaman ayarlı şekilde patlattığı görüntüler bulundu. Ayrıca IŞİD mensuplarının esir aldıkları 10 kişiye patlayıcı yerleştirdikleri, güçlendirilmiş patlayıcıyı ateşledikleri, 10 kişinin ceset parçalarının havaya ve geniş bir alana yayıldığı görüntüler çıktı.

Polis raporunda B.İ.'nin özellikle patlayıcının etkisini öğrenmek için bu çeşit videoları seçtiğinin tespit edildiği belirtildi.

B.İ. hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olma' ve 'bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak bulundurma' suçlarından 16 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. İddianamede, şüphelinin IŞİD faaliyeti çerçevesinde işlenecek eylemlerde kullanılmak üzere bomba yapmaya çalıştığı belirtildi.

Evde bulunun kimyasal maddelerin patlatılmaya hazır bomba olmadığı raporu nedeniyle İ.B., hakkında bu suçtan dava açılmadı.

Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanırken tahliye edilen B.İ., IŞİD ile ilgisi olmadığını, hobi amacıyla elektronik malzemeleri bulundurduğunu, amatör olarak kimya ile ilgilendiğini, kimyasal maddeleri internet üzerinden aldığını anlatırken, "Ulaştırma Bakanlığı'nın düzenlediği tehlikeli madde güvenlik danışmanlık uzmanlığı sınavına hazırlanıyorum. Bakanlığın istediği mecburi eğitim için kayıt yaptırdım. Aramada bulunan cep telefonlarını atmaya kıyamadığım için evde bulunduruyorum. Telefonları bomba düzeneği ateşleme veya uzaktan kumanda olarak kullanmadım. 2 üniversite bitirdim. Halen Almanca bölümünde öğrenciyim. Evde kendimi geliştirmeye dönük çalışmalar yapıyordum. Bilgisayarımdaki görüntüler haber sitelerinde izlediğim görüntülerdir. Terör örgütüne bomba hazırlamak gibi bir niyetim yok" dedi.

Sanığın ablası A.İ. ve ağabeyi M.İ. ise evde bulunan bazı malzemelerin kendilerine ait olduğunu, ancak bunların bomba yapımında kullanmak amacıyla almadıklarını söyledi. Savcı, B.İ.'nin cezalandırılmasını ve tutuklanmasını istedi.

2 Mart 2017 tarihli duruşmada kararını açıklayan mahkeme, B.İ., 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan beraat etti ancak, evde bulunan kılıç nedeniyle 5 ay hapis ve 20 gün adli para cezasına çarptırıldı. Bu ceza ertelendi.

Cumhuriyet Savcısı terör örgütü üyeliğinden ceza verilmediği için ,sanık B.İ.'nin avukatı ise evde bulunan kılıç nedeniyle ceza verildiği için istinaf başvurusu yaptı.

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4'üncü Ceza Dairesi,usul ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle savcılığın istemini reddetti. Ele geçirilen kılıca benzeyen bıçağın sanığa ait olduğuna dair kesin kanıt olmadığı gerekçesiyle bu verilen ceza kararı bozuldu.

B.İ.'nin yeniden 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanırken, 'bıçak ve izinsiz maddeleri izinsiz olarak bulundurma' suçundan daha önce 5 ay hapis ve 20 gün adli para cezası verilen B.İ.'nin beraatine hükmetti. Kararda evin duvarına asılı kılıç şeklindeki bıçağın sanığa ait olduğuna dair savunmasının aksini kanıtlar delil bulunmadığı kaydedildi.