İşkence hatırası !

İşkence hatırası !
Sadece bir şişme botu bulunan Hamas’ın ‘Donanma kurduk’ demesi İsrail’de herkes tarafından ciddiye alındı.
Son günlerin çok konuşulan konularından bir diğeri ise İsrail’in Gazze’ye yaptığı operasyondan dönerken askeri geride unutması Bu coğrafyada yani Ortadoğu’da her an her şey olabilir derim hepÖ Kimileri abarttığımı düşünür bazen. Öyle bir yer ki burası tam her şeye alıştığınızı düşünüyorken yeni bir şey olur ve size tüm bildiklerinizi unutturur. Belki biz gazetecilerin en gözde çalışma bölgelerinden biri olması da bundandır Ortadoğu’nun. Tuhaflıkların ardı arkası kesilmiyor. Bazen gülsün mü? Ağlasın mı? Bilemiyor insan. Geçtiğimiz hafta Gazze’deki Hamas yönetimini bir açıklama yaptı. Açıklama İsrail medyasında bomba etkisi yarattı. DONANMA ALARMI! Gazetelerde manşet: ‘Hamas donanma kuruyor. İsrail ordusu alarmda’ Ben de acar muhabirim ya heyecanlandım. Başlıklara bakacak olursanız eğer iş ciddi. Batı’nın sırt çevirdiği Hamas koskoca bir donanma kuruyor. Az buz birşey değil! ‘İnsanlar açlıktan kırılıyor gel gör Hamas donanma kuracak parayı bulmuş’ diye geçirdim aklımdan. Evet, Hamas donanma kuruyor yani İsrail’in iddiası bu. Herkes, Hamas’ın bu girişimini oldukça ciddiye almış durumda.Günlerdir ülkenin en önemli gazetelerinin köşe yazarları habire yazıp çiziyorlar; Bu donanma ne kadar zamanda kurulur? İsrail için ne kadar tehlike yaratır? Açıklamayı mı merak ediyorsunuz? Hemen aktarayım: Hamas, Gazze şeridinde yaşayan Filistinlilerin güvenliğini sağlamak, uyuşturucu trafiğini engellemek vb. sebeplerden ötürü bir sahil güvenlik birimi oluşturmaya karar vermiş. 150 kişiyi de seçmişler bu göreve . Mevcut güvenlik güçleri arasında açılan sınavda iki önemli şart aranmış adaylarda. Biri eli ayağı düzgün olmak, diğeri de yüzme bilmek. Bu donanmanın (!) bir de gemisi var. Artık siz deyin gemi ben diyeyim fırkateyn. Hamas’ın elinde olan hepi topu bir şişme bot. Bir buçuk milyon insanın yaşadığı yarı açık cezaevinden farksız olan Gazze’de Hamas’ın bir şişme botluk donanması ne büyük tehlikedir Allahım! Bir diğer ‘Bu nasıl iştir?’dedirten haber de yaklaşık on gün önce yaşandı. Ortadoğu’nun yenilmez gücü olarak görülen İsrail ordusu Gazze’ye girdi bir nokta operasyonu için. Hemen her gün yaşanan bu operasyonlar artık haber bültenlerinde önemsenmeyen bir olay. Dünya alıştı maalesef İsrail’in Gazze’ye operasyon yapmasına. ASKERİ UNUTTULAR Neyse konuyu dağıtmayalım. İsrail Ordusu’nun Gazze’nin güneyinde Han Yunus’ta yaptığı bu operasyon İsrail ordusu adına başarılı geçmiş (haberde öyle diyor) ve askerler İsrail sınırına 700 metre kala Gazze içinde mola vermişler. Ne olduysa mola da olmuş zaten ve askerlerden biri uyuyakalmış. Birlik bir güzel toparlanıp sınırın öte tarafına geçmiş.Uyuyan askeri Gazze’de unutmuşlar! İsrail tarafında yapılan yoklamada Gazze’de kalan asker adına da bir arkadaşı ‘Buradaaa!’ diye bağırmış ki komutanlarda erin yokluğunu saatler sonra anlayabilmişler. (Unutulan asker adına bir arkadaşının yoklama vermesi kısmını uydurmadım sevgili okuyucular. Ordu açıklamasına dayandırılan haberde olay aynen böyle veriliyor.) Velhasıl arama timi kurulmuş, yeniden Gazze’ye girilmiş ve ‘uyuyan prens’ bulunmuş. Buna daha fazla bir yorum yazmaya gerek var mı? GAZZE’DE KANLI ANI GAZZE’DE olağan bir gün. İsrail tankları Gazze Şeridi’nde konuşlanmış, olası saldırı emrini bekliyor. Olağan dışı olan tanklar arasındaki sandalyeye oturtulmuş genç Filistinli. ALTIN KAFESTE BiR BÜLBÜLÜM Ben kendimi bildim bileli biraz asiydim. Hep olmazların, zorların peşinde koştum hayatımda. Kudüs de öyle oldu benim için. Üç senedir buradayım neredeyse. Bir yandan kısa geliyor, diğer yandan da çok uzun. Kudüs’te bazen ölümle burun buruna, bazen de yalnızlığın dibine vurup geçen üç senede öğrendiğim en önemli şey her iyinin içinde bir kötü, her kötüde de bir iyi olduğudur. Yurtdışında akrabası olanlar bilir. Memlekete geldiklerinde ilk iş Türk lokantalarına koşup işkembe çorbası, ilk sokak arası kahvesine dalıp bir memleket çayı içerler. Rahmetli anneannem Hollanda’da yaşayan teyzeme göndermek üzere paketler hazırlayıp içine çay, peynir, kahve hatta abartıp kuru yemiş koyardı. Çocuk aklı ‘Oralarda yok mu bunlar? Kıtlıkta mı yaşıyor bunlar?’ derdim. ÇİĞ KÖFTELİ GÖZYAŞLARI Ben Kudüs, Tel Aviv pazarlarında saatlerce tulum peyniri aradığımı, Herzilya’daki Türk lokantasında mutluluktan ağlayarak çiğ köfte yediğimi bilirim... Yıllarca Osmanlı egemenliğinde kalmış olan Kudüs’te Türk izi çok aslında. Buradaki Ermeni cemaat hala Türkçe konuşuyor. İbranicede de pek çok Türkçe kelime var. Burada bindiğiniz her on taksiden beşinde İbrahim Tatlıses çalar. Yeni tanıştığınız her iki İsrailliden biri de mutlaka Antalya’ya tatile gitmiştir. İsrail mutfağı da bize çok uzak değil aslında...Gittiğiniz lokantalarda bizim imam bayıldı, şakşuka, musakka gibi olmasa da benzeri tatlar bulmak mümkün. Et yemeklerinde de zaten yabancılık çekmiyorsunuz. Dönerciliği İsraillilere biz öğretmişiz sanki gibi bir his var zaten içimde... Elif URAL - STAR
15 Ağustos 2007 09:05
DİĞER HABERLER