Amerika'ya gelişlerinde ise O’nunla daha çok beraber olma, seyahat edip sohbet etme ve dolayısıyla O’nu daha yakından tanıma imkanım oldu.
Cemaatte Bekir Hoca denince O akla gelirdi. O gerçekten Kur’anı severek çok içten okuyan, okuduğu Kur’an kalplere işleyen bir Hafız-ı Kur’andi. O sadece Kur’an okuyan bir hafız değil, aynı zamanda müdakkik bir hoca idi. Onun tevazuu bu tarafını gizlerdi. Biraz beraberliğiniz, biraz uzunca sohbetleriniz olmamış, bir sohbetini dinlememişseniz Onun bu tarafını anlayamazdınız.
Bekir Hoca mütevazi, teklifimizi hiç itiraz etmeden, bahane ileri sürmeden gönülden kabul eden çok sevdiğimiz bir hocamızdı.
Amerika'ya kaç defa Kur’an kamplarında cocuklara Kur’an okutuvermesi için rica etmişsek hemen koşup gelmiş, kamp boyunca bütün gün çocuklara Kur’an öğretmişti.
Kaç defa buraya ziyarete geldiğinde” beraber 4-5 gün, bir hafta dolaşsak” dediğimde hemen hay hay demiş şehir şehir dolaşmış, sohbetlerimizin önünde okudugu Kur’anla bizi camilerin içiyle beraber caddelerin de dolup taştığı, minarelerinden Bekir Hoca’nın Kur’anının yeri göğü inletip, yürekleri hoplattığı o güzel ve heyecanlı günlere götürmüş ve sohbetimizi o manevi atmosferde yapmıştık.
Sohbetlerden sonra cemaatten bir grup ayrılmıyor beraber çay içip, bir müddet daha sohbet ediyorduk. İşte o kısmında Bekir Hoca sadece bir dinleyici olmuyor belki daha çok O konuşuyordu. O’nda sohbetlere nasıl bir katkıda bulunabilirimin heyecanı yüzünden okuyordunuz.
6 kişinin öldüğü yangın faciasında patron, kaçmaya hazırlanırken yakalandı
Türk futbolunda yasa dışı bahis depremi: Interpol de devrede
Savcılık ‘Beyaz Toros’ tişörtlerinin satışına onay verdi
Gebze'de faciaya davetiye: Bakanlık hala sessiz
BYD bu kez sözünü tutacak mı?
Türkiye çözmek mi istemedi? Rojin Kabaiş'in sır ölümünü İspanya'da yapılan inceleme aydınlatabilir