Enerji piyasaları, Hamas'ın İsrail'e yönelik terör saldırısına fiyat artışlarıyla tepki verdi. Peki bu süreç, enerjide şok fiyat artışlarına yol açabilir mi? Uzmanlar, DW'ye değerlendirdi.
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'i hedef alan terör saldırısı sonrasında küresel emtia piyasalarında dalgalanma yaşandı.
Petrol fiyatlarında ciddi artışa yol açan ilk tepkinin ardından durum bir nebze sakinleşti, fiyatlar bir süre sonra saldırı öncesi seviyelerine geri döner gibi oldu. Piyasalar, İsrail-Hamas çatışmasının daha geniş bir bölgesel savaşa dönüşme riskini tam olarak fiyatlandırmamış görünüyor.
DW'ye konuşan Commerzbank Baş Ekonomisti Jörg Krämer, "İran'ın ya da diğer devletlerin İsrail'e açıkça saldırmak istedikleri izlenimine sahip değilim. Bu da gerilimin çok ciddi bir boyutta tırmanmayabileceğine dair bir işaret" değerlendirmesini aktardı.
Krämer, petrol fiyatlarındaki ılımlı dalgalanmanın, piyasaların bu öngörüyü paylaştığının bir işareti olarak yorumladı.
Ancak, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) dikkatlerin bölgedeki gelişmelere çevrildiğini duyurdu. Gemilerle yapılan dünya petrol ticaretinin üçte birinden fazlasının Ortadoğu üzerinden yapıldığına işaret eden IEA, şu ana kadar petrol arzını doğrudan etkilememiş olsa da bölgedeki gelişmelerin piyasalar tarafından büyük bir dikkatle takip edildiğine dikkat çekti.
50 yıl önceki şok tekerrür eder mi?
Yatırımcılar, 50 yıl öncekine benzer bir petrol şokunun tekerrür edebileceğine ihtimal vermiyor, en azından şimdilik.
1973 yılının Ekim ayında Mısır ve Suriye İsrail'e saldırmış, Yom Kippur Savaşı başlamıştı. Gerilim tırmanmış, bazı Arap ülkeleri de düşük petrol fiyatlarına bağımlı olan Almanya gibi Batılı sanayi ülkeleri üzerinde baskı uygulamak için, petrol fiyatlarını araçsallaştırmıştı.
Ortadoğu'daki petrol üretimindeki kesintiler, petrol fiyatlarında yaklaşık yüzde 70'i bulan artışlara yol açmış, dönemin Alman hükümeti de 1973 yılının sonbaharında otoyollarda saatte 100 kilometrelik hız sınırı ve Pazar günleri araç kullanımının sınırlandırılması gibi bazı önlemler almak zorunda kalmıştı.
Commerzbank Baş Ekonomisti Jörg Krämer ise günümüzde durumun çok farklı olduğuna dikkat çekerek, "Bugün Arap dünyası artık bir blok değil, bölgede Suudi Arabistan ve İran arasında olduğu gibi, büyük gerilimler var. Bu nedenle işlerin uç noktalara evrilmesi pek olası değil, petrol fiyatı da muhtemelen o zamanki gibi fırlamayacak" görüşünü savundu.
Savaş bölgesel olarak sınırlandırılabilecek mi?
Ama Hamas'a mali destek veren İran'ın ihtilafa açıkça müdahil olması, ılımlı bu öngörülerin rafa kaldırılmasına yol açabilir.
Alman Tasarruf Sandıkları (Sparkasse) Başkanı Helmut Schleweis, İran'ın suç ortağı olduğu ortaya çıktığı takdirde bunun petrol fiyatları üzerinden küresel ekonomiyi etkileyebileceğini ve "hissedilir sonuçlar doğurabileceğini" söyledi.
IMF'nin Marakeş'teki sonbahar toplantısında konuşan Schleweis, küresel ekonominin zaten çok zor bir evreden geçmekte olduğuna dikkat çekerek, "Mevcut jeopolitik belirsizliklere bir de Hamas'ın İsrail'e yönelik terörist saldırısı eklendi. Pek çok şey, bu korkunç savaşın bölgesel olarak sınırlandırılıp sınırlandırılmayacağına bağlı olacak" diye konuştu.
ABD, 2018 yılında, Donald Trump'ın başkanlığı döneminde, İran'a yaptırımlar uygulamaya başlamış, bu yolla Tahran'ın petrol ihracatını kısıtlamıştı. Joe Biden'ın başkanlığı üstlenmesini izleyen dönemde ise İran'ın petrol ihracatı yeniden önemli ölçüde arttı. Biden, Tahran yönetimi ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak istiyor. İran'ın nükleer tesislerinin denetlenmesi için de yaptırımların gevşetilmesi gerekiyor.
Petrol fiyatları yeniden 100 doları aşar mı?
Günümüzde İran, son beş yılda ihraç ettiğinden daha fazla petrol ihraç ediyor. Ayrıca Amerikalılar da petrol üretimlerini artırdı, üretim Covid-19 salgını öncesi seviyeye ulaştı. Bu arada zayıflayan küresel ekonomi de petrol piyasasındaki talebi baskılıyor. Tüm bu faktörler şu anda petrol fiyatlarının daha da yükselmesini engelliyor. Bu gelişmeler, yüksek enflasyon sorunuyla uğraşmak zorunda olan Batılı hükümetlere de yardımcı oluyor.
Ama uzmanlara göre, savaşın bölgede yayılması durumunda petrol fiyatı hızla yeniden varil başına 100 doların üzerine çıkabilir.
Çünkü İran da savaşa dahil olursa bu Hürmüz Boğazı'nın kapanmasına yol açabilir. Burası, küresel petrol taşımacılığı için en önemli deniz yolu. Dünyada gemilerle taşınan petrolün yaklaşık üçte biri İran kıyılarındaki bu boğazdan geçiyor.
Doğalgaz fiyatları da önemli oranda arttı
Emtia piyasalarındaki doğalgaz fiyatları gerilemiyor, hatta mevcut spot piyasada yüzde 40'a varan fiyat artışları oldu.
Bunun ise bir kaç nedeni var. İsrail Akdeniz'de Gazze Şeridi'ne yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta bulunan bir doğalgaz sahasını kapattı. Ayrıca Finlandiya ve Estonya arasındaki bir doğalgaz boru hattının Pazar günü basınç düşüşü nedeniyle kapatılması da gaz piyasalarını tedirgin ediyor. Son olarak da Avustralya'da enerji şirketi Chevron'un LNG sıvı gaz tesisleri iki hafta süreyle greve gidecek.
Tüketici etkilenir mi?
Analistler, "geçici" olarak gördükleri bu gelişmelerin geride bırakılması durumunda doğalgaz piyasasının da durulacağından yola çıkıyor.
Tüketiciler için enerji piyasalarındaki bu dalgalanmalar ilk etapta önemli bir rol oynamıyor. Bunun en önemli şartı ise bu dalgalanmaların uzun bir zaman sürmemesi.
Çünkü tüketicilere hizmet veren gaz tedarikçileri, uzun vadeli tedarik sözleşmeleri yoluyla kendilerini bu tür kısa dönemli dalgalanmalara karşı korumaya çalışıyor.