İsrail hükümeti, Gazze’yi işgal planını onayladı

İsrail’in Gazze’deki saldırıları daha radikal bir aşamaya geçti. Tel Aviv yönetimi, “Gazze’nin işgali”, “bölgelerin elde tutulması” ve “sivil nüfusun güneye sürülmesi” gibi ifadelerin yer aldığı bir planı resmen uygulamaya koydu. Güvenlik kabinesinden yapılan açıklamaya göre bu plan, “Hamas’ın imhası” ve “rehinelerin kurtarılması” gerekçeleriyle oybirliğiyle kabul edildi.
Bu karar, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun geçen yıl yaptığı açıklamayla açıkça çelişiyor. Netanyahu, 11 Ocak 2024’te yaptığı bir konuşmada, “İsrail’in Gazze’yi kalıcı olarak işgal etmek ya da sivil nüfusu yerinden etmek gibi bir niyeti yok.” demişti. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları pek çok insan hakları örgütleri tarafından “soykırım” olarak değerlendiriliyor.

İsrailli bir güvenlik yetkilisi AFP’ye yaptığı açıklamada, planın “Gazze’nin tamamının ele geçirilmesini ve sivillerin savaş alanlarından güneye büyük çapta tahliyesini” içerdiğini söyledi. Aynı yetkili, “Gazze halkı için gönüllü transfer programı”nın da hedefler arasında olduğunu vurguladı.

Toplu sürgün ve işgal planı

Genişletilen harekat, on binlerce yedek askerin yeniden silah altına alınmasıyla eş zamanlı başlatıldı. Plan, hem kara saldırılarının yoğunlaştırılmasını hem de Gazze halkının savaş bölgelerinden zorla çıkarılmasını içeriyor. BM ve uluslararası insani yardım kuruluşları, bu uygulamanın “toplu sürgün” anlamına geldiğini ve savaş suçu teşkil edebileceğini belirtiyor.

İsrail, aynı zamanda yardımların Hamas’ın kontrolüne geçmesini önlemek amacıyla, yardım dağıtımını kendi belirlediği askeri noktalardan yapmayı dayatıyor. BM’ye bağlı örgütler bu sistemin “uluslararası insani hukukla çeliştiğini” ve “insani yardımı askeri baskı aracına dönüştürdüğünü” savunuyor.

Smotrich: “Rehinelere rağmen toprakları bırakmayacağız”

İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, planın sadece Hamas’ı hedeflemediğini açıkça dile getirdi. Gazze’de işgal edilen topraklardan geri çekilmenin artık mümkün olmadığını belirten Smotrich şu ifadeleri kullandı: “Bu topraklardan, rehineler karşılığında bile geri çekilmeyeceğiz.”

Bu açıklama, İsrail toplumunda da büyük bir tartışma başlattı. Bazı siviller hükümetin kararlarını “sorumsuz” ve “intikamcı” bulurken, rehinelerin ailelerini temsil eden gruplar planın “Gazze’deki İsrailli rehineleri feda ettiği” görüşünde.

Tel Aviv yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump’ın önerdiği, Gazze nüfusunun üçüncü ülkelere gönderilmesini öngören “yeniden yerleştirme planını” da yeniden gündeme aldı. Ancak bu plan, Arap ülkeleri ve birçok uluslararası aktör tarafından reddedilmişti.

İsrail’in Gazze’ye yönelik planı, uluslararası kamuoyu nezdinde giderek daha büyük tepki topluyor. Netanyahu’nun sözleriyle icraatları arasındaki uçurum, sadece diplomatik değil, hukuki tartışmaları da beraberinde getiriyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yapılan suç duyurularında, zorla yerinden etme, sivillerin kitlesel şekilde tehciri ve yardımın engellenmesi gibi uygulamalar “savaş suçu” ve “insanlığa karşı suç” kapsamında değerlendiriliyor.

Netanyahu ve Savunma Bakanı Gallant hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi tutuklama kararı çıkarmıştı.
06 Mayıs 2025 10:03
DİĞER HABERLER