1996'da kurulan Raam, İsrail parlamentosu Knesset'te istikrarlı şekilde sandalye kazanmayı başarıyor. Ancak 2009 yılında Merkezi Seçim Kurulu Raam'ın seçimlere girmesini yasakladı.
Yüksek Mahkeme bu kararı daha sonra geri çevirdi.
2020'de parti, İsrail'deki Arap siyasi partilerinin ittifakı olan Birleşik Arap Listesi'nin parçası olarak seçime girdi. Koalisyon eşi benzeri görülmemiş bir çıkış yaparak 15 sandalye kazanmayı başardı.
Raam, 28 Ocak 2021'de tek başına seçime girmek için ittifaktan ayrıldı.
Partinin kararı Arap toplumunda tartışma yaratsa da Raam'ın seçimlerde belirleyici pozisyona ulaşmasını sağladı.
Mansur Abbas, Raam'ın 46 yaşındaki İslamcı lideri. Son seçim başarısıyla İsrail'in son dönem siyasi yaşamında önemli bir dönemecin merkezinde yer alıyor.
Abbas, genç yaşlardan beri siyasetin içerisinde.
Kudüs İbrani Üniversitesi'nde diş hekimliği bölümünü bitiren Abbas, Hayfa Üniversitesi'nde siyaset bilimi alanında yüksek lisans yapıyor.
2019'da Birleşik Arap Listesi'nin lideri seçilen Abbas, ittifak adına parlamentoya girdi.
LGBTİ bireyler için "terapi" önermesi başta olmak üzere bazı tartışmalı ifadeleri, Arap ittifakından diğer siyasetçilerin tepkisini çekti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun liderlik ettiği sağcı Likud partisiyle ilişkileri geliştirmeye dönük girişimleri de İsrail'deki Arap siyasetinde ayrışmalara neden oldu. Ancak Mansur Abbas tartışma yaratan çıkışlarından geri adım atmadı.
9 milyon nüfuslu İsrail'de yaklaşık 1,9 milyon Arap yaşıyor. Bu sayı, nüfusun yüzde 21'ine tekabül ediyor.
Bu nüfus, 1948'de İsrail devletinin belirlenen sınırlarının içerisinde kalan Araplardan oluşuyor. Yaklaşık 750 bin Filistinli ise bu topraklarda yaşamalarına rağmen ilerleyen yıllardaki savaş ortamında göç etti.
İsrail'in Arap nüfusunda kendilerini Filistinli ya da 'İsrailli Filistinliler' olarak tanımlayanlar olduğu gibi, kendisini İsrailli Arap olarak tanımlayanlar da mevcut. İsrail devletinin politikalarıyla taban tabana zıt bir çizgiyi benimseyenler, "İsrailli Arap" ifadesini kabul etmeyerek Filistinli kimliğini öne çıkarıyor.
İsrail'deki Arapların büyük kısmı Sünni Müslümanlardan oluşuyor. İkinci en kalabalık grup ise Hristiyanlar.
Müslüman Arapların yaklaşık yüzde 10'u, İsrail'in güneyindeki çöllerde hayvancılıkla uğraşan Arap göçebeleri olan Bedeviler.
25 Ocak 1949'da İsrail'deki ilk seçimlerden bu yana Araplar demokratik süreçlerin içerisinde yer alıyor.
İsrail'deki Arap siyasi partileri, Arap nüfusunun eşit haklara sahip olmasını talep ediyor. Öte yandan Filistinlilerin taleplerini ve ulusal yaklaşımlarını da destekliyorlar.
Arap siyasetçiler, İsrail hükümetinin Gazze ve Batı Şeria'daki politikalarını ve askeri eylemlerini de sert şekilde eleştiriyor.
Bunun yanı sıra, Bedeviler gibi toplulukların resmen tanınması, Arap yerleşimlerindeki organize suçlarla mücadele edilmesi, Arap topluluklar için yerleşim izinlerinin sağlanması, eğitim ve diğer kamu hizmetleri için bütçe ayrılması gibi hedefler, Arap siyasi partiler tarafından gündeme getiriliyor.
Şimdiye kadar Yahudi partileriyle ittifak yapmayı reddetseler de, Raam partisi bu politikayı esnetecek gibi görünüyor.
Raam koalisyon kuracak mı?
Geçtiğimiz yıl Netanyahu'nun rakibi Benny Gantz Arap partileriyle hükümet kurmayı reddetti.
Netanyahu da şimdiye kadar Raam ile koalisyon kurmaktan uzak dursa da Arap siyasetine karşı söylemini hafifletti.
Bir koalisyon oluşturmaları durumunda hem Netanyahu'nun hem de Abbas'ın kazançlı çıkabileceği noktalar var. Ancak bazı analistler İslami bir partinin Netanyahu'nun diğer ortaklarıyla nasıl birlikte hareket edebileceği konusunda soru işaretleri olduğunu belirtiyor.
Netanyahu'nun muhtemel ortakları arasında, milliyetçi ve ultra ortodoks Yahudi partileri de var. Netanyahu blokunun bünyesinde açıktan Arap karşıtlığı yapan bir siyasetçi bile mevcut.
Raam'ın koalisyona dahil olması Siyonist partiler arasında bir ayrıma neden olabilir ve tarihi bir Yahudi-Arap ittifakını yaratabilir. Bu durumda hem Netanyahu hem de Abbas seçim öncesi kullandıkları söylemi bir nebze geri almak durumunda kalabilirler.
Eski BBC Kudüs muhabiri Nawal Assad, bir yolun daha olduğunu kaydediyor. Buna göre, Raam koalisyonda yer almadan Netanyahu'yu destekleyeceği bir formülü önerebilir.
Formüller nasıl belirlenirse belirlensin, Mansur Abbas Arap toplumunun kendisini seçerek masada yer alma iradesini gösterdiğini söylüyor ve buna dayanarak müzakerelere başlıyor.
Ancak kimileri, Arapların çıkarlarının temsil edilmesi konusunda Abbas'la aynı fikirde değil.
Filistinli savaş karşıtı ve kadın hakları aktivisti Itaf Awad, sağcı Likud partisiyle İslami Raam partisi arasında kurulacak koalisyonun "Filistinlilerin yararına olmayacağını" düşünüyor.
Awad, "İsrail'de barış için bu iyi olmayacak. Netanyahu son seferinde Filistinlilerin mahallelerindeki suç ve şiddeti durduracağını vadetmişti ancak hiçbir adım atmadı. Ben hiçbir Arap partisinin sağcı bir partiyi desteklememesi gerektiğini düşünüyorum" diyor.
İsrail siyasetinin zıt kutuplarının bir koalisyonda nasıl yan yana gelebileceği sorusunun, önümüzdeki günlerde yanıtlanması bekleniyor.