İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Özlem Tut, "650 bin 212 haneden oluşan 2 milyon 165 bin 207 kişinin yaşadığı toplam 102 bin 84 binayı ziyaret etmişiz. Ziyaretlerimizde bizi geri çevirmeyen 180 bin 159 haneden oluşan 599 bin 930 kişinin yaşadığı 28 bin 900 binayı incelemişiz. Bu incelemeler neticesinde maalesef bu binaların yarısının yüksek risk grubunda yer aldığını gördük." dedi.
17 Ağustos Marmara Depremi'nin 23. yıl dönümünde konşulmaya devam edilen deprem gerçeği İstanbul için de büyük bir sik oluşturmaya devam ediyor.
İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Özlem Tut, yönetime geldikleri günden itibaren çalışmalara hız verdiklerini söyledi. Tut, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi’nin hem bilimsel araştırmalar yürüttüğünü hem de uygulama projeleri ürettiğini söyledi, “Söz konusu deprem olunca üniversiteler ve bilim insanları ile çalışmadan karar üretmek mümkün değil” dedi.
Tut yaptıkları bilimsel çalışmaların bazılarını ise şöyle özetledi:
“Kurduğumuz İstanbul Hızlı Müdahale ve Deprem Erken Uyarı Sistemi ile Marmara Bölgesinde toplam binden fazla farklı kuruma ait ivme ölçerden entegre bir sistem oluşturacak altyapıyı hazırladık. Bu sistemle 10-15 saniyelik zaman kazanılacak. Kazanılan zaman ve sistemden edinilen bilgi ile ikincil afetlerin önüne geçmek için kritik altyapı hizmetleri durdurulacak. Yangınlar, su baskınları, elektrik kazaları engellenecek, metrolar duracak, doğalgaz iletimi kesilecek; binlerce insanın hayatı kurtulacak.”
“MARMARA’NIN GÜNCEL DEPREMSELLİĞİNİ ÖLÇTÜK”
Tut, daha önce yapılmayan başka bir şeyi daha yaptıklarını aktararak, “Marmara’nın güncel depremselliğini ölçtük. Önemli isimlerin yer aldığı çalışma raporunun sonuçları yakında kamuoyu ile paylaşılacak. Bilimsel araştırmalara dayanarak ürettiğimiz bu kararları uygulamaya geçirebilmemiz için toplumun da neden bu kararları verdiğimizi anlayabilmesi ve desteklemesi çok önemli. Bu noktada toplumsal bilinci geliştirmek için yaptığımız eğitimlerden bahsetmek yerinde olacak. Toplumsal bilinci geliştirmek için temel afet bilinci eğitimleri veriyoruz. Bu eğitimlere bütün İstanbullulara ulaşana kadar sürdürmeye devam edeceğiz. Ulaşabildiğimiz her yerdeyiz” diye konuştu. Tut, “Özellikle İstanbul, karşı karşıya olduğu deprem tehlikesi, barındırdığı nüfusun boyutu, kentin bina stokunun özellikleri, bölgesel ve ulusal ekonomi için önemi nedeniyle deprem riskinin hızla tespit edilmesi gereken en öncelikli kentlerden biri” değerlendirmesinde bulundu.
“ÇALIŞMALARA DEVAM EDİYORUZ”
Tut, “Yönetime gelir gelmez kolları sıvadık” diyerek yaptıkları çalışmalardan şöyle bahsetti: “Envanteri dahi olmayan İstanbul’un yapı stokunun risk oranını hesaplamak için hazırlıklara başladık. Geçen 2,5 yılın ardından bugün baktık ki; 650 bin 212 haneden oluşan 2 milyon 165 bin 207 kişinin yaşadığı toplam 102 bin 84 binayı ziyaret etmişiz. Ziyaretlerimizde bizi geri çevirmeyen 180 bin 159 haneden oluşan 599 bin 930 kişinin yaşadığı 28 bin 900 binayı incelemişiz. Bu incelemeler neticesinde maalesef bu binaların yarısının yüksek risk grubunda yer aldığını gördük.