31 Mart seçimlerinde İstanbul’u kaybeden AKP, 1 Nisan’dan itibaren çeşitli itirazlar öne sürdü. İtirazlara neden olan iddiaları teker teker çöken AKP, YSK’nin yarın görüşmesi beklenen İstanbul seçimi kararı öncesi, ‘sandık kurulu başkanları dışarıdan atandı’ dışında bir iddiaya sahip değil.
İstanbul’u kaybetmeyi hazmedemeyen AKP, durumu değiştirmek için 1 Nisan’dan beri iddia üzerine iddia ortaya attı. Önce geçersiz oylar öne sürüldü, sonra bazı ilçelerde oyların tümü sayıldı, ancak Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu arasındaki oy farkı beklenilen ölçüde azalmadı. Büyükçekmece’de polis ‘hayali seçmen avı’na çıktı, ancak AKP, YSK’ye ilçede seçimin iptali için başvursa da yapılan operasyonlardan seçimi iptal ettirecek bir usulsüzlük çıkmadı. AKP, bu kez 19 bin sandık kurulu başkanı ile memur üyenin kamu görevlilerinden değil dışarıdan atandığı, 46 bine yakın kısıtlı ve hükümlüye oy kullandırıldığı gerekçesiyle büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin iptali için olağanüstü itiraz yoluyla YSK’ye başvurdu. Ancak 46 binden yalnızca bin kişinin oy kullandığı ortaya çıkınca AKP’nin elinde yalnızca 6 bin 500’ü sandık kurulu başkanı toplam 19 bin sandık görevlisinin kamudan belirlendiği savı kaldı. AKP’nin şimdi ‘tarafsız değiller, seçimin sonucunu etkilemiş olabilirler” diyerek seçimin iptaline gerekçe yapmak istediği sandık kurulu başkanları, 24 Haziran 2018 seçimlerine kadar siyasi partilerin bildirdiği isimler arasından kurayla belirleniyordu.
YSK’nin AKP’nin İstanbul seçimlerinin iptaline ilişkin başvurusuyla ilgili nihai karar görüşmelerine, pazartesi günü başlaması bekleniyor. AKP’nin YSK temsilcisi, ilçe seçim kurullarından gelen yanıtlarla ilgili olarak kurul üyelerine sunum yapacak. Kurulun kararını 8 Mayıs çarşamba günü verebileceği kaydediliyor. YSK’nin iptal kararı vermesi durumunda İstanbul seçiminin kurulun süreleri kısaltma yetkisi dikkate alınarak 16, 23 ya da en geç 30 Haziran’da yapılabileceği belirtiliyor. Toplantılarda seçimin iptal edilmesini savunacak olan AKP’nin 1 Nisan’dan beri ortaya koyduğu savlar ise bir bir çöküyor. Seçim gecesinden başlayan tartışmalar, AKP’nin ortaya koyduğu itirazlar ve sonuçlarıyla ilgili yaşanan gelişmeler şöyle:
Geçersiz oylar sayıldı, fark kapanmadı: AKP, önce birleştirme tutanaklarında hatalar olduğu, Binali Yıldırım’ın oylarının başka partilerin adaylarına yazıldığı gerekçesiyle ilçe seçim kurullarına başvurdu. CHP de aynı şekilde Ekrem İmamoğlu’nun aleyhine hatalar yapıldığı yönünde itirazlarını yaptı. Her iki partinin itirazları sonucunda birleştirme tutanakları düzeltildi. Yıldırım’a 11 bin, İmamoğlu’na 4 bin dolayında oy eklendi. Burada farkın kapanmaması üzerine AKP, İstanbul’daki tüm geçersiz oyların sayılmasını istedi. YSK, tartışmalı kararlarla sayıma karar verdi. Geçersiz oyların sayımı devam ederken AKP’nin başvurusu üzerine bazı ilçelerde oyların tümü sayıldı. Aradaki fark kapanmayınca bu kez İstanbul’daki tüm oyların sayılmasını isteyen AKP’nin talebi üzerine YSK yalnızca 57 sandıkta oyların yeniden sayımına karar verdi. Bu sayım sonucunda da aradaki fark 13 bin 900 oldu ve Yıldırım’ın kazanması sağlanamadı.
Büyükçekmece’deki seçmen avında beklenen olmadı: Geçersiz oyların sayımı sürerken AKP’nin hayali seçmen, seçmen listelerinde usulsüzlükler yapıldığı iddiaları üzerine polis ‘seçmen avı’na çıktı. AKP, Büyükçekmece’de seçimin iptali için YSK’ye başvurdu. Ancak AKP’nin, olağanüstü itiraz yoluyla İstanbul’da seçimin iptaline ilişkin başvurusunda, Büyükçekmece ile ilgili iddialar yalnızca 2 paragraf olarak yer aldı. AKP kulislerinde, konuyla ilgili yapılan araştırmalarda sonucu değiştirecek bir duruma ulaşılamadığı konuşuluyor.
46 bin dediler, bin çıktı: AKP, İstanbul seçiminin iptali için yaptığı başvuruda 6 bin 500’ü sandık kurulu başkanı ve 13 bini üye olmak üzere 19 bin kamu görevlisi olması gereken sandık kurulu görevlisinin dışarıdan atandığı, 46 bin dolayında seçmen olamayacak kısıtlı ve hükümlünün oy kullandığı iddiasına yer verdi. Ancak söz konusu 46 bin kişiyle ilgili YSK’ye ilçe seçim kurullarından gelen bilgilere göre yaptığı araştırmada yalnızca bu durumda 1000 kişinin olduğu belirlendi. AKP’nin, KHK’yle kamudan atılan 14 bin 712 kişinin oy kullandığı, bu durumdaki kişilerin oy kullanamayacağına ilişkin başvurusunu da YSK reddetti.
AKP’nin tek savı kaldı: Diğer başvurularından sonuç alamayan, başvurduğu tüm yollardan eli boş çıkan AKP, şimdi iptal başvurusunun dışarıdan atanan sandık kurulu başkan ve üyeleriyle ilgili bölümüne güveniyor. AKP yetkilileri, 2017’de yapılan yasa değişikliğiyle birlikte getirilen ‘kamu görevlisi’ olma zorunluluğuna karşın 31 bin sandık kurulu başkanından 6 bin 500’ü ile 13 bin sandık kurulu üyesinin dışarıdan atandığı, bu isimler arasında parti üyeleri ve banka çalışanlarının olduğunu savunuyor. Yasada sandık kurulu başkanlarının kamu görevlileri arasından belirleneceği hükmü yer alıyor, ancak sandık kurulunun memur üyesinin kamudan karşılanamaması durumunda dışarıdan belirlenmesine olanak tanınıyor. Parti içinde, YSK’nin sandık kurulu başkanlarıyla ilgili itirazını kabul edebileceği, ancak burada da 6 bin 500 sandık kurulu başkanının görev yaptığı sandıklarda Yıldırım ile İmamoğlu arasındaki oy farkını kapatabilecek rakama bakılacağı görüşü dile getiriliyor.
AKP, 13 seçimi partili sandık başkanlarıyla kazandı: AKP, şimdi dışarıdan belirlenen sandık kurulu başkanlarının ve üyelerin tarafsız olamayacağını savunurken, seçim mevzuatında Mart 2018’de değişiklik yapılmadan önce sandık kurulu başkanları, mülki idare amirlerinin gönderdiği kamu görevlileri listesi ile bir önceki en fazla oyu olan 5 partinin bildirdiği isim listesinden oluşan havuzdan kurayla belirleniyordu. AKP’nin 24 Haziran seçimlerine gelinceye kadar yüzde 34 ile yüzde 49 arasında oy oranlarıyla tek başına hükümet kurduğu genel seçimler, belediyelerin büyük çoğunluğunu kazandığı yerel seçimler ve halkoylamaları olmak üzere 13 seçimde siyasi partilerin belirlediği çok sayıda kişi sandık kurulu başkanı olarak görev yaptı.