Türkiye genelinde yüzde 36 olan özel hastane oranı İstanbul’da yüzde 70’e çıkıyor. İstanbul’un ilçesi Kağıthane ve Güngören’de devlet hastanesi yok. Bu iki ilçenin toplam nüfusu 715 bin 616
Sağlık alanında özel sektörün payı her geçen gün artarken en temel insan hakkı olan sağlık hizmetlerine erişim de güçleşiyor. 2003’te hayata geçirilen sağlıkta dönüşüm programı (SDP) ile sağlık hizmetlerindeki ticarileşme hızlanırken özel hastaneler bir ağ gibi her yeri sardı. 2002’de Türkiye’de 271 olan özel hastane sayısı 2022’de 2 kattan fazla aratarak 572’ye çıktı. Aynı dönemde Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastane sayısı ise 774’ten 915’e çıktı. Özel hastanelerinin hakimiyeti altındaki İstanbul’da ise durum daha vahim.
Sağlık Bakanlığı'nın 2022 sağlık yıllığı istatistikleri haber bültenindeki verilere göre İstanbul’da toplam 234 hastane var. Bu hastanelerin 54’ü Sağlık Bakanlığı'na, 16’sı üniversite hastanelerine, 164’ü ise özel sektöre ait.
Evrensel'den Vural Nasuhbeyoğlu'nun haberine göre, Türkiye genelinde yüzde 36 olan özel hastane oranı ise İstanbul’da yüzde 70’e çıkıyor. Kişi başına düşen hastane yatağı sayısında İstanbul, Türkiye ortalamasının çok gerisinde. Ama İstanbul’da özel hastane yatağı sayısı ve oranı ülke ortalamasının kat kat üstünde. İstanbul’da toplam 47 bin 968 olan hastane yatağının 16 bin 477’si özellerin elinde.
Koca'nın Medipol'ünün sadece İstanbul'da 9 hastanesi var
39 ilçesi olan İstanbul’un 2023’teki toplam nüfusu 15 milyon 907 bin 951. İstanbul’un 2 ilçesinde Kağıthane ve Güngören’de devlet hastanesi yok. Bu 2 ilçenin toplam nüfusu 715 bin 616. Bu ilçelerde vatandaşlar tamamen özele mahkum. İstanbul’un 19 ilçesinde ise sadece birer tane devlet hastanesi var. Bu 19 ilçenin toplam nüfusu ise 6 milyon 581 bin 208. İstanbul’da 26 adet eğitim ve araştırma hastanesi ve 4 tane de şehir hastanesi yer alıyor. Fakat Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın kurucusu olduğu bakan olduktan sonra yönetimini kardeşlerine devrettiğini belirttiği Medipol Hastanesi'nin sadece İstanbul’da 9 hastanesi var.
İstanbul'da diş hekimlerinin yüzde 83'ü özelde
Türkiye’de 100 bin kişi başına düşen toplam 47 diş hekiminden yalnızca yüzde 29’u kamuya bağlı kurumlarda çalışıyor. İstanbul’da ise 100 bin kişi başına 64 diş hekimi düşüyor. Yani Türkiye ortalamasının üstünde ama bunların yalnızca 11’i Sağlık Bakanlığı'na bağlı kurumlarda çalışıyor. Türkiye’de genelinde Sağlık Bakanlığı'na bağlı kurumlarda çalışan hekim oranı yüzde 29 iken bu oran İstanbul’da yüzde 17’ye düşüyor. Yani İstanbul’daki diş hekimlerinin yüzde 83’ü özel sektörde çalışıyor. İstanbul’un sadece 12 ilçesinde kamuya ait ağız ve diş sağlığı merkezi bulunuyor.
'Halk sağlığı açısından tehdit oluşturuyor'
İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, sağlıktaki ticari dönüşümü çarpıcı bir örnekle anlatıyor. 2000’li yılların başında kapatılan Şirinevler Kamu Sağlığı Merkezi'nin ağız ve diş sağlığından, çocuğa, genel cerrahiden, doğuma birçok alanda sağlık hizmeti sunduğunu belirterek “Burası kapatıldı. Hastanenin yeri önce AVM oldu, şimdiyse burada zincir bir özel hastane yer alıyor” dedi.
Sağlıkta dönüşüm programıyla (SDP) ile birlikte çok sayıda işlevsel kamu hastanesi kapatılırken onlarca özel hastanenin kurulduğuna dikkati çeken Erdoğan “Neoliberal politikalarla sağlık hak temelli olmaktan çıktı, bireysel bir ihtiyaca dönüştürüldü. Kamu hastaneleri yok edildi. İstanbul özel hastaneler için elverişli hale getirildi. Hem özel hastane sayısı hem de özellere başvuru katlandı” ifadelerini kullanarak bunun da halk sağlığı açısından hem büyük bir tehdit hem de eşitsizlik yarattığına dikkat çekti. SGK özel hastaneler için muayene ücreti belirlese de özel hastanelerin hastalardan bu belirlenen ücretin 2-3 katını istediğini, hastalara fahiş ücretler çıkarıldığını dile getiren Erdoğan “Türkiye’de sağlığın özelleştirilmesi büyük bir şevkle yapılıyor. Özel hastanelere ciddi bir kamu desteği sağlanıyor ve kamuya bunlarla yarış deniliyor. Nüfusun bu kadar kalabalık olduğu İstanbul’da kamu hastanelerinin yetersizliği halk sağlığı açısından tehdit oluşturuyor” uyarısını yaptı.
Cihaz sayılarında özeller açık farkla önde
Türkiye genelinde sektörlere göre hastanelerdeki cihaz sayısında da özel hastaneler açık farkla önde. Türkiye genelinde toplam 973 MR cihazının 480’i özel hastanelerde. Yine 973 mamografi cihazının da 479’u özellerin. 6 bin 255 adet olan ultrason cihazının ise 2 bin 431’ine özeller sahip. Çoğunlukla kanser tanısında kullanılan PET cihazlarının 157’sinin 57’si de özellerde. Toplam 1331 adet olan bilgisayarlı tomografi (BT) cihazlarının 545’i de özellere ait. Bakanlık cihaz sayılarında İstanbul’a dair bilgi vermese de özellerin hakim olduğu kentte cihaz sayılarının çoğunluğunun özellerde olduğunu tahmin etmek güç değil.
Özelde en düşük muayene ücreti 755 lira
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) 2024 yılı Sağlık Uygulama Tebliği’ne göre özel hastanelerde muayene ücreti 500-1500 TL arasında belirlendi. Tebliğe göre özel hastaneler bu ücretlerin en fazla yüzde 200’ü oranında ücret talep edebilir. SGK’nin belirlediği ücretler bunlar olsa da İstanbul’un farklı ilçelerindeki özel hastaneler arandığında çok daha yüksek ücretlerle karşılaşılıyor. Dahiliye bölümünde en ucuz özel hastane muayene ücreti Esenyurt’ta. Esenyurt’ta özel hastanede uzman hekim muayenesi 755 TL, Prof. Dr. muayenesi 1050 TL. Ataşehir’de ise en uygun muayene ücreti 1280 TL, hastane ve hekime göre bu rakam 4 bin TL’yi geçebiliyor. Tahlil ücretleri ise doktorun istediği tahlilin kapsamına göre değişiyor. Özel sağlık sigortası olanlar bile muayene başına özel hastaneye 15 TL ücret ödüyor.
Şehir hastaneleri için kapatılan kamu hastaneleri
Kamu özel ortaklığı ile kamunun arazisi üzerine, özel şirketlerce yapılan şehir hastanelerinin gerek yapım gerekse de hizmet sunumu açısından kamuya maliyeti çok yüksek oldu. Sağlık Bakanlığı bütçesini adeta rehin alan şehir hastaneleri için yapımını üstlenen müteahhitlere yatırım bedeli olarak milyarlarca dolar kaynak aktarıldı. İktidar tarafından kamuya ait olduğu iddia edilen ancak yüklenici firmalar tarafından yönetilen şehir hastaneleri için kira ve hasta garantileri verildi. Birçok ilde hasta garantisi hedefinin tutturulması için halkın yıllardır sağlık hizmeti aldığı kamu hastaneleri kapatıldı. Döviz üzerinden belirlenen kira bedelleri kurun artmasıyla katlanırken şehir hastaneleri yandaş firmalara hazineden halkın ödediği vergilerin aktarılması aracına dönüştürüldü.