Türkiye dün tarihî bir gün yaşadı. Darbe girişiminde bulunan askerler ilk kez sivil mahkemede yargılanarak cezalandırıldı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin sonuçlandırdığı Balyoz darbe planı davasında 325 sanığa ceza yağdı. Türkiye tarihinde, ilk defa sivil mahkemelerde yargılanarak karara bağlanan darbe davası olma özelliğini taşıyan Balyoz'u hükme götüren çok sayıda delil var.
Mahkeme, başta iddianame olmak üzere, ek klasörlerde yer alan Suga, Oraj, Çarşaf gibi kanlı eylem planlarına ait belgeleri göz önünde bulundurarak Balyoz planının darbe çalışması olduğunu tescilledi. Dava sürecinde yazılı ve sözlü onlarca kanıt kamuoyuna yansıdı.
Islak imzalı belgeler, tanık beyanları, dijital veriler, bilirkişi raporları ve fişleme raporları gibi kesin delillerden dolayı sanıklara ağır cezalar verildi.
İşte o deliller:
Darbeye zemin hazırlama amaçlı planlar: Çarşaf ve Sakal eylem planlarında Fatih ve Beyazıt camilerine cuma namazı vakti bombalı saldırı planlanıyordu. İbrahim Fırtına'nın imzasını taşıyan Oraj harekat planına göre
bir uçağımızın Yunanistan tarafından düşürülmesi sağlanacak, bu gerçekleşmediği takdirde uçak, 'özel filo' personelince düşürülecekti. Özden Örnek'in imzasını taşıyan Suga eylem planıyla da Ege'de Yunanistan'la gerginlik çıkarılacaktı. Böylece darbe için zemin oluşturulacaktı. Darbe karşıtı
sağcılar için Yumruk, solcular için Kürek, liberaller için Testere, akademisyenler için Tırpan, Ermeniler basını için Orak, dinî liderler için Döküm, sivil toplum örgütleri için Urgan, azınlık liderleri için Sakal eylem planları hayata geçirilecekti.
Seminer amacını aştı: Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Silivri'de yargılaması devam eden Ergenekon davasında 2-3 Ağustos 2012'de tanık sıfatıyla ifade verdi. Bir avukatın kendisine "Balyoz davasına konu olan seminerle ilgili bir tanıklığınız var mı?" sorusuna Özkök, seminere katılmadığı cevabını verdi. Özkök, sözlerini şöyle sürdürdü: "Silahlı Kuvvetler'de çeşitli durumlara ilişkin Milli Güvenlik Kurulu'nda kararlaştırılan ve hükümet tarafından onaylanan Milli Strateji Belgesi'nde, harp oyunları, plan seminerleri ve plan tatbikatları vardır. Ben yoğunluğumdan katılamadım. Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yapılmasını emrettim.
Bu seminer icra edilmiş fakat en tehlikeli senaryo amacını biraz aşkın şekilde oynanmış. Siyasi kişiler ve siyasi olaylar gerçekmiş gibi oynanmış. Ben de Kara Kuvvetleri komutanına incelettim."
Her şeyimizi çaldırdık, Balyoz'un izahı yok: Eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner, daha sonra kendisine ait olduğunu kabul ettiği
internete düşen ses kaydında Balyoz planı belgelerinin 1. Ordu'dan çalındığını söylemişti. Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı döneminde Ege Ordusu Komutanlığı görevini yürüten Koşaner, ses kaydında şöyle konuşmuştu: "Ne zaman ki iddianame hazırlandı vs. bu CD'ler elimize geçtiği zaman olayın ne boyutta olduğunu, neyin iddia edildiğini açık açık anladık. Şimdi bizi üzen taraf arkadaşlar 1. Ordu'da her şeyimizi çaldırmışız. Seminerle ilgili neyimiz var neyimiz yok çaldırmışız.
Ne konuşuyorsak var adamların elinde. Bu rezilliği yapmışız. Balyoz'un hikâyesi bu. Tüm planlar tüm teferruatıyla milletin elinde şimdi. İzahı yok."
Islak imzalı belgeler: Balyoz darbe planını cezaya götüren deliller arasında en önemlilerden biri de ıslak imzalı belgeler. Davayı yürüten İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi yargılama sürecinde Gölcük Donanma Komutanlığı ve Eskişehir'de emekli Albay Hakan Büyük'ün evinde yapılan aramalarda ele geçirilen belgelerin asıllarını Genelkurmay'dan sordu.
Onlarca fişleme, takip evrakları için Genelkurmay, 26 Nisan 2012 tarihli cevabında dokümanların orijinal olduğunu belirtti. Söz konusu belgeler arasında Nakşibendi tarikatına mensup kişilerin ikamet ettiği Bilvanis Çiftliği'nin savaş uçakları ile takibine ilişkin fotoğraflar da yer almıştı.
Genelkurmay Başkanı'na hükümete ültimatom verilmesi yönünde ikazda bulunacağım: Çetin Doğan ve arkadaşlarının ısrarla harp oyunu dediği ancak mahkemenin darbe hazırlığı diye hükme bağladığı 1. Ordu'daki seminerin ses kayıtları ihtilal hazırlığını gözler önüne seriyor. Seminerde, Genelkurmay Başkanı'na hükümete ültimatom verilmesi için ikazda bulunacağını belirten Doğan, şöyle konuşuyor:
"Genelkurmay Başkanı'na Kuvvet Komutanı'na diyeceğim ki; siz Meclis'i ve hükümeti uyarıcı bu gidişe dur deyici bir ültimatom verin gerekirse. Gerekirse çağırın bu işin sonu b... işte sonunuz böyledir. Bu konuda gerekli tertip ve tedbirleri alın." Bir başka önemli ifade de 5. Kolordu Komutanı Korgeneral Şükrü Sarıışık'a ait konuşmalarda geçiyor. Sıkıyönetim kararının ardından İstanbul'un üzerine çökeceğini belirten Sarıışık,
"Ülkeyi başka bir rejimin içerisine taşımaya kararlı olan bir halka karşı acımasızca hareket etmek görevimizdir" diyor.