AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 18 il ve bunlara bağlı bazı ilçelerin belediye başkan adaylarını açıkladı.
Erdoğan, partisinin belediye başkan adaylarının ilanı amacıyla Altındağ Spor Salonu'nda düzenlenen toplantıda, 46 ilden 18'inin değerlendirmesinin tamamlandığını belirterek, 15 Ocak itibariyle tüm adaylarını açıklamış olacaklarını söyledi.
ERDOĞAN ADAYLARI BÖYLE AÇIKLADI - KARELER
İŞTE ERDOĞAN'IN AÇIKLADIĞI ADAYLAR
*
Adıyaman: Necip Büyükaslan,
Çelikhan: Mustafa Bulut
Gölbaşı: Yusuf Özdemir
Gerger: Arif Karatekin
*
Aksaray: Nevzat Balta,
Ağaçören: Fırat Salman
Ortaköy: Mahmut Ütük
Eskil: Şerafettin Meral
*
Balıkesir: Sabri Uğur,
Balya: Kemal Çavdar
Bandırma: Recep Eraydın
Edremit: Yunus Bozbey
Gömeç: Naim Kocabıyık
Gönen: Hüseyin Yakar
İvrindi: Recai Baytar
Savaştepe: Gürkan Kurtbaş
Sındırgı: Ekrem Yavaş
*
Bilecik: Selim Yağcı,
Osmaneli: Selahattin Çetintaş
*
Bolu: Alaattin Yılmaz
Kıbrıscık: Kemal Aktaş
Mudurnu: Metin Soygür
Seben: Süleyman Özbağ
*
Burdur: Sabahattin Akkaya,
Çavdır: Mustafa Uysal
Çeltikçi: Ali Yüce
Gölhisar: Mehmet Yavuzer
*
Denizli: Nihat Zeybekçi,
Akköy: Osman Ubuz
Bekirli: Yaşar Halit Yiğit
Buldan: Mustafa Şevik
Çameli: Cengiz Yılmaz
Kale: Abdullah Karaayvaz
Acıpayam: Sefer Demir
Çal: Hasan Gündüz
Hunuz: Turgut Devecioğlu
*
Elazığ: Süleyman Selmanoğlu,
Ağın: Mustafa Yentur
Maden: Orhan Yavuz
Palu: Sait Dağoğlu
*
Karabük: Hüseyin Erer,
Eflani: İbrahim Ertuğrul
*
Kilis: Abdi Bulut
*
Muş: Necmettin Dede
*
Nevşehir: Hasan Ünver,
Acıgöl: İsmail Çavuşoğlu
Kozaklı: Erdoğan Çelik
*
Rize: Halil Bakırcı,
Ardeşen: Mümtaz Sinan
Çayeli: Rıza Çakır
Derepazarı: Şaban Kalça
Fındıklı: Adnan Özbalaban
Güneysu: Ahmet Minder
İkizdere: Hasan Kösoğlu
İyidere: Ahmet Mete
Kalkandere: Nihat Çolak
*
Sivas: Sami Aydın,
Akıncılar: Mevlüt Albayrak
Divriği: Mehmet Güresinli
Doğanşar: Necdet Oktay Karaman
Gürün: Mehmet Aktaş
Koyunhisar: İlhan Eren
Suşehri: Şaban Coşkun
*
Tekirdağ: Ahmet Aygün,
Çerkezköy: Ali Ertem
Şarköy: Can Gürsoy
Hayrabolu: Şener Çelikayar
*
Tokat: Adnan Çiçek,
Almus: Hasan Hüseyin Arıkan
Başçiftlik: Recep Gökçe
Niksar: İdris Şahin
Pazar: Şerafettin Pervan
Sulusaray: Hacı Bekir Çoruk
Turhal: Ali Gözen
Yeşilyurt: Kazım Misafir
*
Van: Burhan Yenigün,
Başkale: Ejder Yağızer
Muradiye: Nafiz Ağoğlu
Özalp: Emin Gözütok
Çaldıran: Pervan Yıldırım
*
Yozgat: Yusuf Başer,
Akdağ: Suphi Daşdan
Sorgun: Ahmet Şimşek
Yenifakılı: Ersin Karabulut
*** Erdoğan geriye kalan 27 il için değerlendirmelerin sürdüğünü vurguladı.
*** Erdoğan, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayını açıklamasını isteyenlere tepki gösterdi. Erdoğan, "Ne zaman açıklayacağımızı biliyoruz" dedi.
BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARINDAN BAŞLIKLAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in Gazze saldırısının barışa hizmet etmeyeceğini belirterek, "Şiddet şiddeki doğuracaktır" dedi. Erdoğan, saldırının ucunun açık olduğunun belirtilmesinin insanlık suçu olduğunu kaydetti. Erdoğan, Ankara'nın Elmadağ ilçesinde belediye başkanı adayı açıklama töreninde, İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırıyı sert bir şekilde eleştirdi.
Konuşmasına "Filistin'de yaşanan olaylarla ilgili üzüntümü ve hissiyatımı sizlerle paylaşmak istiyorum." diye başlayan Erdoğan'ın sözü "Kahrolsun israil" sloganları ile kesildi. Erdoğan, mazbut, savunmasız insanların, çocukların, kadınların öldürülmesinin, sivil yerleşim yerlerinin bombalanmasının, orantısız güç kullanılmasının kabul edilmez bir durum olduğunu söyledi. Erdoğan, yapılan bu operasyonun dünya barışına, uluslararası barışa indirilmiş bir darbe olduğunu belirterek, İsrail ile Suriye arasında arabulucuk görevi yapan Türkiye'ye de bu saldırının saygısızlık olduğunu kaydetti. İsrail'li yetkililerinin "Bu uzun süreli operasyon olacak" şeklindeki sözlerini eleştiren Erdoğan, operasyonun ucunu açık şekilde belirtmenin insanlık insanlık suçu olduğunu belirtti.
Erdoğan, konuyla ilgili Dışişleri Bakanlığı tarafından yazılı bir açıklama yaparak bu operasyonu ve saldırıyı şiddetle kınadığını hatırlattı. Erdoğan, barış sürecine önemli katkıları olan bir ülke olarak haklı tepkilerini ifade edeceklerini kaydetti. Bu tür saldırıların barışa hizmet etmeyeceğine dikkat çeken Erdoğan, "Barış çabalarına gölge düşürmüştür. Bu operasyon bölgedeki sorunların çözümüne katkı sağlayamayacaktır. Şiddet şiddeti doğuracaktır. İsrail'i bu yanlıştan dönmeye, hava operasyonlarını bir an önce durdurmaya çağırıyoruz." dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin Gazze'ye insani yardım çalışmalarının aynı kararlıkla devam edeceğini söyledi. Erdoğan, uluslararası toplumu bu insani trajediye sessiz kalmamaya çağırdı. Erdoğan, saldırıda yaralanların Türkiye'de tedavi edilmesi için Sağlık Bakanlığı'nın devrede olduğunu kaydetti.
"KİMLİKLERİN İNKARI YA DA DEĞİŞTİRİLMESİ SÖZ KONUSU DAHİ EDİLEMEZ"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kimse bizden kimlikler üzerinden siyasi rekabete girmemizi beklemesin, kimse bizden insanların DNA testlerini yapmamızı beklemesin. Bu testi yapanların kimliği ortadadır zaten. Bu testi yapanlar bu ülkeyi bölme gayreti içerisinde olanlardır zaten'' dedi.
Erdoğan, Altındağ'da, partisinin bazı belediye başkan adaylarının açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin hizmet siyasetinin partisi olduğunu belirterek, ''14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurduğumuzda, 'Türkiye'nin sorunlarını ancak bizim çözebileceğimizi, çünkü çözümsüz olmadığını' söylemiştim. Bu konudaki kararlılığımız devam ediyor'' diye konuştu.
''MİLLETİN YÜKLEDİĞİ EMANETE HALEL GETİRMEDİK''
AK Parti'yi kurduklarında, ''Türkiye'nin üzerindeki kara bulutların Türkiye'nin kaderi olmadığını'' söylediklerini ve hizmetleriyle bunu ispat ettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''O gün hep birlikte hatırlayın 'yeter' dedik. 'Söz de karar da artık milletindir' dedik. Çok şükür bugün geriye dönüp baktığımızda bu sözlerin arkasında durduğumuzu, bu sözlerin gereğini yaptığımızı görüyorum. Türkiye adalet ve kalkınma sürecinde tarihi başarılara imza atarak yoluna devam ediyor. 3 Kasım seçimleri bunun teyididir, 28 Mart seçimleri bunun teyididir, 22 Temmuz seçimleri bunun teyididir. Aziz milletim tercihi AK Parti'den yana yapmıştır, yetkiyi AK Parti'ye vermiştir, emaneti AK Parti'ye yüklemiştir. Bu tercihe mazhar olmaktan, bu yükü yüklenmiş olmaktan, emaneti omuzlamış olmaktan dolayı her zaman heyecan ve gurur duyduk. 14 Ağustos 2001'den bu güne gözlerinizdeki ışık, yüreklerinizdeki sevda, gönlünüzdeki hizmet aşkı hiç sönmedi. Heyecanınız hiç kaybolmadı, millete hizmet etme şevkiniz hiç ama hiç eksilmedi. İşte bunun için gurur duyuyoruz, milletimize, memleketimize hizmet etmekten dolayı iftihar ediyoruz.''
Yola çıkarken ''Uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece'' dediklerini hatırlatan Erdoğan, bu yolda önlerini kesmek, hedeften saptırmak isteyenler olduğunu, ancak hiç birine aldanmadıklarını, boyun eğmediklerini, milletin yüklediği emanete halel getirmediklerini söyledi. Erdoğan, ''Aldanan olmadık, aldatan olmadık. Şunu da hiçbir zaman unutmadık; yolun daha başındayız. Daha yürüyecek çok yolumuz var. Bizi sınayacak, bizi imtihan edecek, bizi bu yoldan alıkoymaya çalışacak çok badireler olacaktır. Sizlerin huzurunda bir kez daha ifade ediyorum, millete hizmetten bir nebze olsun şaşmadık bundan sonra da şaşmayacağız'' dedi.
Erdoğan, tek hedeflerinin Türkiye'yi büyütmek olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
''AK Parti hizmetin adresidir, dürüst siyasetin, temiz siyasetin, insan odaklı siyasetin yegane adresidir. 6 yılda hükümet olarak Türkiye için yaptıklarımız yerel yönetimlerde şehirlerimiz, ilçelerimiz, beldelerimiz için yaptıklarımız bunun ispatıdır. Biz her zaman hedeflerimizle ve eserlerimizle konuştuk. İçi boş vaatlerle, ham hayallerle, ulaşılamaz hedeflerle değil, açılışlarını yaptığımız yollarımızla, okullarımızla, hastanelerimizle, enerji noktasındaki sağladığımız kaynaklarla, somut projelerimizle konuştuk. Biz köyde kalan, şehre inemeyen zihniyetle değil, şehircilik anlayışını köye taşıyan anlayışlarla konuştuk.''
''BİZ ESERLERLE KONUŞACAĞIZ''
AK Parti hükümetinin hizmetleri hakkında bilgi veren Erdoğan, 29 Mart'ta vatandaşların huzuruna bu eserlerle ve hizmetlerle çıktıklarını söyledi. Erdoğan, ''Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Biz bu eserlerle konuşacağız. Milletin huzuruna anlımız ak, başımız dik çıkıyoruz. Siz bize bir emanet verdiniz, o emaneti layıkıyla taşıdık, yücelttik, büyüttük, şimdi 'o emanete yeniden sırtlanmaya talibiz' diyerek milletin huzuruna çıkıyoruz'' diye konuştu.
Partisinin her mensubundan ve aday adaylarından, her durumda ülke kalkınması için çalışmaya devam etmelerini isteyen Erdoğan, ''Aday olamayanlar 'Ben aday olamadım, Allah'a ısmarladık' dememeli. 'Şimdi, bundan sonra bana ne düşüyor' demeli. Aynı kararlılıkla yola devam etmeli, çünkü siyaset bu'' dedi.
Millete hizmet etmek dışında bir gayesi olanın AK Parti camiasında kendisine yer bulamayacağını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''70 milyonu bir arada kucaklayamayanlar, 70 milyona aynı dil ile konuşamayanların bu ülkeye kazandıracakları tek bir eser olamaz. 'AK Parti hizmet siyasetinin adresidir' dedim. 'AK Parti birlik siyasetinin adresidir' diyorum. 81 ilin 80'inde milletvekili çıkarmamız, ülkemizin her köşesinde siyaset yapabilmemiz bunun göstergesidir.
Bu vesileyle siyasi rekabet anlayışımızın da bu birlik siyasetine uygun şekilde süreceğini, dışlayıcı, ayrımcı anlayışlara prim vermeyeceğimizi ifade etmek istiyorum. Kimse bizden başkalarıyla popülizm yarışına girmemizi beklemesin. Kimse bizden kimlikler üzerinden siyasi rekabete girmemizi beklemesin, kimse bizden insanların DNA testlerini yapmamızı beklemesin. Bu testi yapanların kimliği ortadadır zaten. Bu testi yapanlar bu ülkeyi bölme gayreti gayreti içerisinde olanlardır zaten. Bunu milletim gayet iyi biliyor. AK Parti bugüne kadar hiçbir konuda popülist söylemlere itibar etmemiştir, bundan sonra da etmeyecektir. Kim ne veriyorsa daha fazlasını vermeyi vadetmek siyaset anlayışımızda yok. 'Onlar 1 veriyorsa, ben 5 vereceğim' diyenlerden değiliz, olamayacağız. Şu anda bunu diyenler yok mu? Pazarda çok siyaset, şimdi siyaset pazarı açılıyor. Çok tüccar göreceksiniz. Ama milletimin bu tüccarlara da karnı tok. Biz her siyaset tezgahında bulunan popülist söylemlerin fiyatında değil, ürettiğimiz hizmetin kalitesinde, siyaset paketimizin sunduğu ürün zenginliğinde yarışıyoruz. Çünkü fiyat rekabeti aldatıcıdır, her şeyden evvel yıllar yılı milletimizin aynı kimlik siyasetinin kısır döngüsüne mahkum eden anlayış budur. Ürün kalitesi yerine fiyat rekabetine dayanan ucuz siyasetin ürettiği hizmet de daima ucuzdur, ucuz oldu.''
''HEPİMİZ AYNI HAK VE HÜRRİYETLERE SAHİBİZ''
Kimlik siyasetinin ülkeye hangi bedelleri ödettiğini çok iyi bildiklerini vurgulayan Erdoğan, ''Biz vatandaşlarımızın etnik, dini ya da kültürel kimliklerini pazarlık konusu yapmadık, yapmayı da reddediyoruz. Bizim için zaten kimliklerin inkarı ya da değiştirilmesi söz konusu dahi edilemez. Türkü, Kürdü, Lazı, Zazası, Çerkezi, Arabı, Ermenisi, Arnavutu, Rumu biz her birimiz bu ülkenin eşit vatandaşlarıyız, biriz, beraberiz. Alevi vatandaşımız, Sünni vatandaşımız da birdir bu ülkede. Aralarında asla ayrım yapmayız. Bunu da göğsümüzü gere gere söyleriz. Hepimiz aynı hak ve hürriyetlere sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyız. Bunu ne tartışırız ne de siyasete malzeme yaparız'' diye konuştu.
Erdoğan, etnik, dini kimlikleri bölerek, ırkçılıktan, mezhepçilikten nemalanmak ve siyasi rant devşirmenin AK Parti'nin kitabında olmadığını kaydederek, bundan milletin kazanacağı hiçbir şeyin olmadığını, siyasetin artık bunları aşması gerektiğini bildirdi.
''Etnik kökenlerin, dini mezheplerin siyasi partisi olmaz'' diyen Erdoğan, böyle davranan partilerin hazıra konmaya alışmış, millete daha iyi bir gelecek sunamayan partiler olduğunu söyledi.
"DEMOKRASİ VE ŞİDDET BİR ARADA BARINAMAZ
Erdoğan, ''İnanıyorum ki milletimiz özgür iradesini tehdit eden terör ve şiddet karşısında demokrasisini güçlendirerek, önümüzdeki seçimleri büyük bir fırsata dönüştürecektir. Sadece hangi siyasi anlayışın kazanacağına değil, hangisinin kaybedeceğine de millet karar verecektir. Sadece kimi istediğine değil, neyi istemediğine de millet karar verecektir'' dedi.
Erdoğan, Altındağ'da, partisinin bazı belediye başkan adaylarının açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, demokrasilerde bazı kararların münhasıran millete ait olduğunu, millet iradesine başvurmanın bunun için önem taşıdığını söyledi.
Bütün sorunların demokrasi içinde çözülebileceğini, çözüm yerinin de TBMM olduğunu vurgulayan Erdoğan, demokrasi ve şiddetin bir arada barınamayacağını belirtti. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bu ikisi birbirini dışlar bir arada yaşayamaz. Şiddet demokrasinin düşmanıdır, özgürlüklerin düşmanıdır, refahın düşmanıdır en önemlisi yaşama hakkının düşmanıdır. Demokrasiyi terörle, şiddetle imtihan etmek etmek büyük bir haksızlık, büyük bir zaman ve enerji kaybıdır. Milleti yolundan alı koymaktır. Demokratik yarışa girenler temel tercihlerini bunların birinden yana yapmak zorundadır. Zira demokrasi ile terör yarıştırılamaz. Bu ikisini yarıştıramazsınız. Kimse safsata yapmasın. Devletle milletin kucaklaşması milletin aleyhine değildir, milletin lehinedir.''
Türkiye'nin her geçen gün standartlarını yükselttiğini kaydeden Erdoğan, terör ve şiddetin milletin aleyhine olduğunu, terör ve şiddetin hiçbir mazeret olamayacağını söyledi. Erdoğan, ''İnanıyorum ki milletimiz özgür iradesini tehdit eden terör ve şiddet karşısında demokrasisini güçlendirerek, önümüzdeki seçimleri büyük bir fırsata dönüştürecektir. Sadece hangi siyasi anlayışın kazanacağına değil, hangisinin kaybedeceğine de millet karar verecektir. Sadece kimi istediğine değil, neyi istemediğine de millet karar verecektir'' diye konuştu.
Millete verdikleri sözleri yerine getirdiklerini, yasaklarla, yolsuzlukla ve yoksullukla mücadele ettiklerini ifade eden Erdoğan, 6 yıldır bu yolda yaptıkları hizmetleri anlattı.
''KÖMÜR YARDIMINI AĞIZLARINA SAKIZ ETTİLER''
''Şimdi muhalefeti bir yandan medyası bir yandan el ele verdiler bizim kömür yardımlarımızı ağızlarına adeta sakız ettiler. Bunu yapanlar da sözüm ona sosyal demokrat. Bunların sosyalden ne anladıklarını bu Türkiye bir türlü anlayamadı'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Belediyenin verdiği kursa karşı çıkacaksın, ondan sonra 'Ben öğrencilerin yanındayım' diyeceksin. Bunu belediye resmi kaynaklarından veriyor, kayıt dışı değil, kayıt altı. Ama nedir? Öğrenciye bir destek olsun. Sosyal Güvenlik Yasası'na karşı çıkacaksın diyeceksin ki ben demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletini savunuyorum. Bu nasıl sosyal bir hukuk devleti? Sağlıkta gerçekleştirdiğimiz dönüşüme karşı çıkacaksın, genel sağlık sigortasına karşı çıkacaksın ondan sonra diyeceksin ki 'Ben sağlıklı bir toplumdan yanayım'. Nasıl bir sağlıklı toplum anlayışı bu?''
Yeni yasal düzenleme ile her doğanın genel sağlık sigortasına sahip olduğunu, artık hastanelerde rehin kalmaların yaşanmadığını belirten Erdoğan, bunun sosyal devletin bir gereği olduğunu ifade etti. Eksiklerin bulunduğunu, ancak genel duruma bakmak gerektiğini söyleyen Erdoğan, ''Arıyorlar, arıyorlar bakıyorsun bir yerde bir olay buluyorlar sonra akşam televizyonlarda (şok, şok, şok)... Bir tane olay ya... Olur tabii canım 70 milyon nüfusu olan bir Türkiye. Bir tane, iki tane, üç tane gözden kaçan olay olabilir. Ayıptır'' diye konuştu.
İşçiye, esnafa, köylüye sağlanan haklara karşı çıkıp sonra ''Ben sosyal demokratım'' diye ortada dolaşmanın mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, ''Dünya sosyal demokratları zaten bunları sosyal demokrat olarak kabul etmiyor'' dedi.
Erdoğan, CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayının ''Ben de kömür dağıtacağım'' dediğini, bir televizyon kanalında da CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ''yoksullara kömür ve gıda yardımını ilgiyle karşıladığı'' ifadesinin kullanıldığını belirterek, ''Peki bütçe görüşmelerinde bunları açıklarken neden ilgiyle değil de tepkiyle dinliyor, tepkiyle karşılıyor. Biz yaparken sadaka oluyor, onlar yaparken sosyal demokrasi mi oluyor? sormak lazım'' diye konuştu.
''NE ZAMAN, NEYİ, NEREDE, NASIL YAPACAĞIMIZI ÇOK İYİ BİLİRİZ''
Dağıtılan kömür vesilesi ile atıl halde bulunan kömür rezervlerinin, küçük ölçekli kömür olacaklarının yeniden çalışmaya başladığını, yaklaşık 25 bin kişinin bu işten ekmek yediğini anlatan Erdoğan, 90 bin adet kamyona iş imkanı sağlandığını bildirdi.
Bu arada, ''Başbakan Büyükşehir'i açıkla'' ve ''Ankara Tiryaki'' şeklinde sloganların atılması üzerine Erdoğan, ''Biz ne zaman açıklayacağımızı biliyoruz. Siz merak etmeyin, sabırlı olun'' dedi. Erdoğan, kömür dağıtımının özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kaçak elektrik kullanımını da önlediğini söyledi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tekrar aynı yönde sloganların atılması ve salondakilerin bu sloganları yuhalaması üzerine, ''Değerli arkadaşlar sizler bir yerlere malzeme vermek için buraya gelmişseniz sizlere bakışım farklı olur. Biz AK Parti'yiz bir takvim, bir program içinde ne zaman, neyi, nerede, nasıl yapacağımızı çok iyi biliriz. Onun için de 3-5 kişinin bu tür talepleriyle kalkıp planlarımızı, takvimlerimizi değiştirmeyiz. Lütfen bugünkü toplantının gündemine herkes saygılı olsun'' dedi.
"BARIŞ İÇİNDE YARIŞ DİYORUZ"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimler için ''barış içinde yarış'' dediklerini belirterek, ''Tamamen demokrasi içinde, tamamen hukuk içinde, hoşgörü ve nezaket içinde kampanyamızı yürüteceğiz'' dedi.
Erdoğan, Altındağ'da, partisinin bazı belediye başkan adaylarının açıklandığı toplantıda yaptığı konuşmada, hava kirliliği konusundaki haberlere değindi. Erdoğan, ''İstanbul ile ilgili de geçenlerde haber yaptılar. İnanın, özel ev arıyorlar'' diye konuştu.
Sıhhıye'de, Bahçelievler'de kaç konutun kömür kullandığını, kaç ailenin ücretsiz kömür kullandığını soran Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bir insan, yaşadığı şehre bu kadar yabancı olabilir mi? Kendi dönemleri ile herhalde bu dönemi karıştırıyorlar. Gazetelerin promosyon olarak maske dağıttığı, şehirlerin üzerine kirliliğin karabasan gibi çöktüğü, okulların tatil edildiği Cumhuriyet Halk Partisi'nin yerel dönemde iktidar olduğu dönemleri herhalde karıştırıyorlar, unutuyorlar.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul Belediye Başkanlığında hava kirliliğinin ne olduğunu, benim istanbullu vatandaşlarım, kardeşlerim çok iyi bilir. Aynı şekilde Karayalçın'ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde, Ankara'nın hava kirliliğinin ne olduğunu da benim Ankaralı vatandaşlarım çok iyi bilir. Vatandaş özellikle büyükşehirlerde is kokacak diye balkonuna çamaşır asamıyordu. Bu hususlara özellikle dikkatinizi çekiyorum.''
Erdoğan, muhtaç ailelere dağıtılan kömürün, Türkiye genelindeki ısınma amaçlı tüketilen kömürlerin yüzde 15'ini, İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kent merkezlerinde ısınma amaçlı tüketilen kömürlerin ise yüzde 5'ini oluşturduğunu, dağıtılan kömürlerin ısınma, sanayi ve termik olmak üzere tüketilen toplam kömürlerin ancak yüzde 2'sine denk geldiğini, bu kömürlerin çevre kriterlerine uygun nitelikte olduğunu kaydetti.
Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Van, Sivas, Iğdır gibi Doğu illerinde ithal kömür fiyatlarının ''anormal artış gösterdiğini'' ifade eden Erdoğan, Erzurum'da tonu 800 YTL'ye ithal kömür satıldığını belirterek, ''Biz oraya 550 YTL'ye iki taksit halinde kömür alabilme imkanı sağladık'' dedi.
''Yerli kömür kullanımı sayesinde yıllık yaklaşık 350-400 milyon dolar dövizin yurt içinde kalmasını sağladıklarını'' ifade eden Erdoğan, ''Kim ne derse desin, kim ne engel çıkarmaya çalışırsa çalışsın, AK Parti tüm kadrolarıyla, tüm imkanlarıyla yoksulların, muhtaçların yanında olmaya devam edecektir'' diye konuştu.
Okullarda ücretsiz kitap dağıtmalarından rahatsız olanlar bulunduğunu, ''Fakire veriyorsunuz da zengine neden veriyorsunuz?'' diye sorulduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Onlara AK Parti'nin cevabı şu oldu: Öğrencinin zengini fakiri olmaz, öğrenci öğrencidir. Türkiye'de hiçbir okulu kitapsız bırakmadık. Son günlerde bir moda baş gösterdi. Bazı televizyon kanalları bakıyorsunuz, Doğu'da, Güneydoğu'da bir okul buluyorlar. O okulda, okulun sobası yanmıyor. Hemen kamera çekimleri, özel çekimler... Ondan sonra 'şok, şok' haberler... İşte devlet, hükümet diyor ki böyle böyle, her yerde okullar şöyle, okullar böyle.
Benim Tayyip Erdoğan olarak, elim ayağım kimdir, valimdir, kimdir kaymakamımdır, kimdir o okuldaki müdürdür. Eğer o okuldaki müdür, benim kaymakamıma, benim valime bunu bildirmiyorsa bir Başbakan olarak, ben bunu nereden bileyim? Eğer sen de medya olarak dürüstsen samimiysen kalkıp da bunu böyle yapacağına ilgili bakanıma bir telefon açamaz mısın? 'Sayın Bakan böyle böyle. Şurada böyle bir sıkıntı var, biz sizi haberdar etmek istedik' de. Eğer o sıkıntı giderilmiyorsa, ondan sonra bunu haber yap, ben de senin haberinin arkasında olayım, gereği neyse bunu ben yapayım. Ama dert, üzümü yemek değil, bağcıyı dövmek. Siz bu dürüst bağcıları dövemeyeceksiniz. Bu fırsatı size vermeyeceğiz.''
Göreve geldiklerinde Türkiye'de sadece 9 ilde doğalgaz dağıtıldığını, iktidarda oldukları 6 yılda 63 ile ulaşıldığını anlatan Erdoğan, enerjide yeni bir döneme girileceğini, nükleer enerji ile enerjiyi hem ucuzlatma imkanı sağlayacaklarını hem de enerji rezervlerinin artırılacağını söyledi.
YOLSUZLUK
Yolsuzluk konusuna değinen Erdoğan, 1997'den 2002 sonuna kadar 21 bankanın Fon'a devredildiğini kaydetti. Bu bankalardan 16'sının DSP-MHP-ANAP'ın iktidarda olduğu dönemde batırıldığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Devletimize, Hazinemize yani milletimize bunların bedeli faiziyle birlikte 65 milyar dolardı. Bunu güncellenmiş rakam olarak veriyorum. Bu bedelin peşine düştük, milletimiz adına takipçisi olduk, tahsil ettik ve ediyoruz. Yolsuzluk suçlarıyla mücadele çerçevesinde sadece 2008 içerisinde ülke genelinde geniş kapsamlı 63 adet planlı operasyon gerçekleştirdik. 2004-2008 arasında belediyeler hakkında yapılan şikayetlerin tümü değerlendirildi. Bu çerçevede, 2 bin 671 adet soruşturma yapıldı ve suç unsuru tespit edilenler yargı mercilerine intikal ettirildi. 18 belediye başkanı ve 18 belediye meclis üyesi görevden uzaklaştırıldı. Bunların içinde her partiden insanlar var. Parti ayrımı yapmadık, kimseye ayrıcalık tanımadık, kimsenin kendisini ayrıcalıklı hissedip her yolu mubah gibi görmesine ve göstermesine müsamaha etmedik. Hükümetimize yönelik yolsuzluk iddiaları son derece çirkindir, haksızdır ve insafsızdır.''
Ortaya atılan iddiaların tümünün üzerine gittiklerini ve bunların aydınlığa kavuşmasını sağladıklarını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ama nedense iddiaları asılsız çıkanların yüzü kızarmıyor. Yalanları açığa çıkanlar, çıkıp milletten de bizden de özür dilemiyorlar. Kendi belediye başkanlarının, kendi yandaşlarının yolsuzluklarını örtmek için partimize ve hükümetimize çamur sıçratmaya çalışıyorlar. 'Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır' anlayışı var ya. Buradan hareket ediyorlar. Bunlar yavuz hırsızlık yapıyorlar. Ne ben, ne de arkadaşlarım, sizin kadar vakti bol kişileriz. Onlara sesleniyorum: Bizim israf edecek tek saniyemiz bile bulunmuyor. İşi gücü bırakıp, asılsız iddialarınızın tersini ispat etmekle uğraşsak inanın millete hizmet götüremeyiz.''
Eğer iddia varsa yargıya götürülmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu ülkede yargı var. Götürün yargıya. Ne cezaları varsa, orada çeksinler. Yargının işi ne? Yolsuzlukların üzerine gitmek değil mi? Üzerine gitmek... Buyrun nerede varsa, onun üzerine gitsin. Ama bunlar sadece televizyonlarda şov yapıyorlar. Git yargıya, götür yargıya... Yolsuzluk, yolsuzluk diyen insan, gider ihbarını yargıya yapar. Şu ana kadar bu noktada atılmış bir adım var mı? Yok. Ama televizyonlarda şov bol. İşte sıkıntı burada. Niye? iftira at, tutmasa da iz bıraksın. Bu, eski komünistlerin metoduydu, şimdi de onların uzantılarına kaldı.''
Erdoğan, son 6 yılda okullara 130 bin yeni derslik kazandırdıklarını, 54 yeni üniversite kurulduğunu, 389 hastane yaptıklarını, 9 bin 227 kilometre duble yolu bitirdiklerini, Bolu Dağı tünelini, Karadeniz sahil yolunu tamamladıklarını belirterek, ''Yolsuzluklar içinde olan bir hükümet bunları neyle yapacak? İşte şimdi Ocak ayı içinde Samsun-Ankara, Boyabat-Ankara duble yolunu açıyoruz. Yolsuzluklar içinde olsak bunları yapabilir miyiz? Biz 'cek, cak' demiyoruz. 'Yaptık, yapıyoruz' diyoruz. Farkımız bu.
Peki, bize bu iftiraları atanlar, siz bu yollardan giderken hangi yüzle gideceksiniz, ne diyeceksiniz? Ben size diyeceklerini söyleyeyim, 'Bu yolları biz yaptık' diyecekler. 'Bunların projesini biz yaptık' derler. Veya derler ki 'Biz farklı yerden bir proje yapmıştık, ideal olan oydu, yapmadılar, bunu yaptılar. Çünkü buranın maliyeti çok yüksekti, buradan götürdüler.' Atacaklar ya iftirayı, işte metot bu. Yetişemedikleri üzüme koruk diyenlerden bunlar.''
Erdoğan, toplu konutta 336 bin inşaat rakamına ulaşıldığını, bunlardan 230 bininin sahiplerine teslim edildiğini belirterek, ''Bu nasıl oluyor? Yolsuzluğun olduğu bir iktidar bunu yapabilir mi?'' dedi.
Zorunlu tasarruf hesabından işçi ve memurlara 13.5 katrilyon lira ödeme yapıldığını kaydeden Erdoğan, ''Soruyorum; benim işçi kardeşim, memur kardeşim. Zaman zaman meydanlara geliyorsunuz, tabii ki hakkınızdır. Bunları yapabilirsiniz. Ama bu 13.5 katrilyonu sizden sızdıranlara karşı acaba niçin sessiz kalıyorsunuz? Onlar şu anda da var. Size bu parayı veren bu iktidara karşı bu bir yanlışlık değil mi, bu bir insaf dışı yaklaşım değil mi? Konut Edindirme Yardımı... Bundan da paraları çektiler. Kim ödedi size? AK Parti iktidarı ödedi, ödemeye devam ediyor. Niye? Çünkü devlet memuruna, işçisine borçlu olamaz dedik ve ödemeye devam ediyoruz'' diye konuştu.
Göreve geldiklerinde asgari ücretin 180 YTL olduğunu, yeni yapılan zamla yıl sonu 530 YTL'ye ulaşacağını, yıl sonunda 540'ı bulacağını kaydeden Erdoğan, 6 senede yüzde 300 zam yapıldığını ifade etti. Bunu yeterli bulmadığını ifade eden Erdoğan, ''Geldiğimizde 230 milyar dolar Gayri Safi Yurtiçi Hasılası olan Türkiye'nin 2007 sonu itibariyle 659 milyar dolar, inşallah bu yıl sonu itibarıyla 750 milyar doları yakalıyoruz. Yolsuzlukların olduğu bir ülkede bu hizmetlerden bahsedilebilir mi?'' diye sordu.
''IMF'nin emriyle yatırımlardan 6 katrilyon lira kesildiğinin'' söylendiğini anımsatan Erdoğan, ''Bırakın biz hesabımızı iyi yaparız. IMF ile de anlaşırken bu tür şeyleri yaparız ama biz hiçbir zaman yatırımlarımızı aksatmayız. Şu farkımız var. Sizin ona yaptığınızı biz bire ikiye yaparız. Kamu kaynaklarının, devlet hazinesinin, maliyesinin yağmalandığı bir ortamda taş üstüne taş konabilir mi? Dün sayın Çiçek de söyledi. Farelerin bile aç dolaştığı bir Hazineyi devraldık'' dedi.
''SİYASETİN KİRLETİLMESİNE GÖZ YUMMAYIZ''
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Masada otururuz, çalışırız, gayret ederiz, ülkemizin menfaati, gereği neyse onu yaparız. Yetimin hakkı yeniyorsa, milletin birikimi çarçur ediliyorsa, bu yollar, bu konutlar, derslikler, hastaneler yapılabilir miydi? Yapılabilseydi onların hükümette oldukları dönemlerde biz bu hizmetleri zaten görürdük. Ama göremedik. Yolsuzluklar konusunda şahsen de parti olarak da son derece hassasız. Milletin tek bir kuruşunu, yetimin hakkını hiç kimseye yedirtmeyiz. Yiyenlere ya da yeltenenlere de asla müsamaha göstermeyiz. Ne yerel yönetimlerde ne bürokraside ne de siyasette bizim bu tarz girişimlere asla tavizimiz olmamıştır, olamaz. Biz siyaseti kirlerinin pasından, üzerindeki lekelerden temizledik, arındırdık. Siyasetin yeniden kirlenmesine ve kirletilmesine de asla göz yummayız.''
''DEMOKRASİ KAZANSIN''
Yerel seçimlere 3 ay kaldığını anımsatan Erdoğan, parti olarak hazırlıklarını yapmaya devam ettiklerini söyledi. Erdoğan, ''Bu seçim için, barış içinde yarış diyoruz. Biz demokrasi kazansın istiyoruz, biz hizmet kazansın istiyoruz, biz emek kazansın istiyoruz. Biz, kim kazanırsa kazansın nihayetinde milletimiz kazansın istiyoruz. Bu amaçla tamamen demokrasi içinde, tamamen hukuk içinde, hoşgörü ve nezaket içinde kampanyamızı yürüteceğiz'' diye konuştu.
İstanbul, Kocaeli, Konya, Kayseri ve Antalya belediye başkan adaylarını açıkladıklarını anımsatan Erdoğan, 15 Ocak itibariyle tüm adaylarını açıklamış olacaklarını ifade etti. Erdoğan, adayları belirlerken milletin nabzını tuttuklarını, onlara kulak verdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Onların 'Ben de olsaydım bunu seçerdim' diyebilecekleri adayları belirliyoruz. Tabii ki yüzde yüz isabet kaydedebilir misiniz? Hayır. Böyle bir şey zaten mümkün değil. Ama en azamisini yapmanın gayreti içindeyiz. Parti içi demokrasiyi en alt birimden en üst birime kadar etkin şekilde işletiyor, çeşitli eleklerden geçirdikten sonra adayımızı açıklıyoruz.
Şunu da bir kez daha ifade etmek isterim: Belediyecilik bizim işimiz. Belediyecilik AK Parti'nin işi. İşte İstanbul, işte Antalya, işte Konya, Kocaeli, Kayseri... Her birinde yıllardır ürettiğimiz hizmetler ortada. AK Partili belediyelerin çehresinin nasıl değiştiği, nasıl güzelleştiği ortada. AK belediyelerin yanı başlarındaki diğer belediyelerden farkı ortada. Milletim bunu görüyor.''
Hükümet olarak iller arasında asla bir ayırım yapmadıklarını söyleyen Erdoğan, ''Bu benim partimden, bu değil, anlayışını asla benimsemedik. Her siyasi partinin adeta temsilcisi olan belediyeler, kendilerine yasalar içerisinde düşen pay ne ise bu payı bizim dönemimizde aynen almıştır'' dedi.
ADAYLAR
Erdoğan, konuşmasının ardından 18 ilin ve bunlara bağlı bazı ilçelerin belediye başkan adaylarını açıkladı. Büyükşehir belediyeleriyle ilgili bugün açıklama yapmayacağını belirten Erdoğan, ''Hafta içinde inşallah onlarla ilgili açıklama yapacağız'' diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamasına göre, AK Parti'nin bazı ilçelerdeki belediye başkan adayları şöyle:
Adıyaman Çelikhan'da Mustafa Bulut, Gölbaşı'nda Yusuf Özdemir, Gerger'de Arif Karatekin; Aksaray Ağaçören'de Fırat Salman, Ortaköy'de Mahmut Ütük, Eskil'de Şerafettin Meral; Balıkesir Balya'da Kemal Çavdar, Bandırma'da Recep Eraydın, Edremit'te Yunus Bozbey, Gömeç'te Nail Kocabıyık, Gönen'de Hüseyin Yakar, İvrindi'de Recai Baytar, Savaştepe'de Gürkan Kurtbaş, Sındırgı'da Ekrem Yavaş; Bilecik Osmaneli'nde Selahattin Çetintaş; Burdur Çavdır'da Mustafa Uysal, Çeltikçi'de Ali Yüce, Gölhisar'da Mehmet Yavuzer; Denizli Akköy'de Osman Obuz, Bekilli'de Yaşar Halil Yiğit, Buldan'da Mustafa Şevik, Çameli'nde Cengiz Yılmaz, Kale'de Abdullah Karaayvaz, Acıpayam'da Sefer Demir, Çal'da Hasan Gündüz, Honaz'da Turgut Devecioğlu; Elazığ Ağın'da Mustafa Yentur, Maden'de Orhan Yavuz, Palu'da Sait Dağoğlu; Karabük Eflani'de İbrah