Davos Zirvesi olarak da bilinen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Covid-19 salgını nedeniyle verilen aradan sonra bu hafta normal takviminde yeniden İsviçre'nin lüks kayak ve turizm merkezi Davos'ta başlıyor.
Zirveye 50 devlet başkanı, 200 bakan ve bin 500 iş dünyası liderinin katılması bekleniyor. Toplamda zirvede dünyanın 130 ülkesinden katılımcılar yer alacak.
2 bin 700 davetli konuşmacının olduğu zirvede dünyayı ilgilendiren sorunlar ve bunlara çözüm önerileri tartışılacak.
2023 yılının teması "Çok parçalı dünyada iş birliği" olarak belirlense de zirvede şu 5 başlık öne çıkacak:
Hayat pahalılığı krizi
Dünya Ekonomik Forumu uzmanları 2023'ü "çoklu kriz yılı" olarak tanımlıyor. Yani insanlığı etkileyen tüm krizler bu yıl daha fazla iç içe geçmiş ve birbirlerinin etkisini artıracak hale gelmiş durumda. Bu da haliyle aşılmalarını daha zor hale getiriyor.
WEF ağındaki ekonomistlerinin çoğunluğu Ukrayna'daki savaş ve yüksek enflasyon nedeniyle küresel bir durgunluk bekliyor.
En kötü senaryodan kaçınmak için devlet ve hükümet başkanları ile merkez bankası başkanları hayat pahalılığına karşı halkı koruyucu önlemler almakla para politikalarını sıkılaştırmak arasında ikilemde kalıyor.
Ukrayna savaşı
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali geçen yıl mayıs ayında yapılan WEF olağanüstü bahar toplantısını domine etmişti.
Geçen mayıs ayında olduğu gibi bu seferde Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy'in video bağlantısı ile zirvede bir konuşma yapması bekleniyor. Ayrıca Rusya geçen yıl olduğu gibi bu yılda zirvede yer almayacak.
Ukrayna'da süren savaş bu yıl da küresel gündemi ve elbette zirveyi en fazla meşgul edecek başlıkların arasında geliyor. Ukrayna'dan da bu yıl büyük bir delegasyonun katılması bekleniyor.
İklim krizi
Daha önce de olduğu gibi çevre aktivistleri Davos'a katılımcılardan önce gelerek Davos'a özel jetleri ile gelen küresel liderlerin iklim politikaları ile ilgili iki yüzlülüğünü protesto etmeye başladı.
WEF uzmanları geçen hafta yayınladıkları raporda iklim değişiminin etkileri ile ilgili yeterince önlem alınmaması kısa vadede insanlığın önündeki en büyük küresel risklerden birisi olarak tanımlandı.
İklim konusu son yıldır Davos'un sürekli ajandasında yer almasına rağmen sürekli olarak diğer acil konular nedeniyle hep öncelik sırasında geriye düştü. Mayıs ayındaki toplantıda Ukrayna'nın gölgesinde kalırken bu yılda hayat pahalılığı krizinin iklim konularını gölgeleyebileceği düşünülüyor.
İklim kriziyle ilgili bu yılki en önemli konu ise enerji dönüşümü ve sanayinin karbonsuzlaştırılması olacak. Yeni sürdürülebilir teknolojilere yapılan yatırımlar ve özellkle hidrojen bu yılın en kilit konuları olacak.
Büyüyen gıda krizi
Gıda güvenliği ya da daha doğru bir ifadeyle güvensizliği başta iklim krizi olmak üzere diğer bir çok problemle doğrudan bağlantılı.
Hava koşullarındaki ani değişim, doğal felaketlerin sıklaşması, biyo çeşitliliğin azalması gibi faktörler gıda krizlerini tetikliyor.
2022 yılında dünyada gıda, enerji ve gübre darboğazları aynı anda yaşandı. Bu nedenle uzmanlar bunlarun asıl etkisinin 2023 yılında görüleceğini ve açlık sorununun daha da büyüyeceğini belirtiyor.
Bu durumun nasıl düzeltilebileceği ve gelecekteki gıda krizlerinin nasıl önlenebileceği bu yılki zirvede ele alınan konulardan biri olacak.
Dördüncü Sanayi Devrimi
Teknoloi ve yenilikler Davos'ta her zaman üst sıralarda yerini bulmuştur. Bu yıl ise tartışmalar özellikle Dördüncü Sanayi Devrimi etrafında dönüyor.
Nesnelerin bir biriyle bağlanması, yapay zeka, kuantum bilgisayarları baş döndürücü fırsatlara kapı aralasa da düzenlemeciler için de aynı oranda zorluklar beraberinde getiriyor.
Tarihsel olarak düzenlemeler hep teknolojik gelişimlerin gerisinde kalmıştır. Hükümetler de bu konularda giderek daha fazla yerel düzeyde önlem alma yolunu tercih ediyor. Fakat iklim, savaş, siber güvenlik gibi bir çok krizin aynı anda yaşandığı bir ortamda küresel bir yaklaşım ihtiyacı da kendisini gösteriyor.
Bu da küresel anlamda bir işbirliğinin gerekmesi anlamına geliyor. Zirvede konuşulacak konulardan biri de bu olacak.