2. Abdülhamid'in 35 bin kareyi bulan ''Yıldız Albümleri'' arşivinden derlenen fotoğraflar, üç kitap halinde yayımladı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından yayımlanan ''Sultan 2. Abdülhamid'in Aile Albümü'' ve ''Sultan 2. Abdülhamid'in Arşivinden Dünya'' kitaplarının editörlüğünü Hakan Yılmaz, ''Sultan 2. Abdülhamid Arşivi İstanbul Fotoğrafları'' adlı kitabın yayın koordinatörlüğünü Hasan Işık ile Süleyman Akçeşme yaptı.
Kültür A.Ş, ''Sultan 2. Abdülhamid Arşivi İstanbul Fotoğrafları'', ''Sultan 2. Abdülhamid'in Arşivinden Dünya'' ve ''Sultan 2. Abdülhamid'in Aile Albümü'' ile önemli bir kültür hizmeti daha sundu. Her biri özenle saklanmış, ciltlenmiş ve yakutlarla, zebercetlerle bezeli sandukalarda arşive kaldırılan bu nadide kültür mirası, Sultan 2. Abdülhamid'in, dönemin teknolojik gelişmelerine açık bir padişah olduğu kadar bu teknolojiyi nasıl kullandığını göstermesi bakımından da önem taşıyor. 35 bin kareyi bulan bu fotoğraf arşivi, dünyada eşi benzeri olmayan bir hacim ve döneme tanıklık etmesi bakımından da önemli bir hazine niteliğinde.
Osmanlı'ya fotoğrafın girişinin anlatılmasıyla başlanan 680 sayfalık ''Sultan 2. Abdülhamid Arşivi İstanbul Fotoğrafları'' kitabında, manzaralar, saraylar, camiler, türbeler, çeşmeler, abidevi yapılar, kışlalar, hastaneler, okullar, kamu yapıları, müzeler, törenler, yabancılar, tesisler, sosyal yaşam, surlar, spor etkinlikleri, 1894 depremi fotoğrafları yer alıyor.
'Sultan 2. Abdülhamid Arşivi İstanbul Fotoğrafları'' kitabının ön sözünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu kitabın, bu toprakların medeniyetinin ''kalp merkezi'' İstanbul'u ruhuyla, muhteşem tarihi dokusuyla bir kez daha gün yüzüne çıkaran bir eser olduğunu ifade etti.
''Ufku kıtaları saran Sultan 2. Abdülhamid Han'ın, devletimizin en zor dönemlerinde dahi sanata ve sanatçıya verdiği büyük kıymeti de belgeleyen bu eser, ecdadımızın asaletinin yanı sıra ruh inceliğiyle ''zevk-i selimini'' göstermesi açısından da manidardır'' ifadesine yer veren Erdoğan, şunları kaydetti:
''(İstanbul'u sevmese gönül aşkı ne anlar) diyen ecdadımızın, bir büyük padişahın adesesinden fotoğraflarla günümüze yansıyan gönül inceliğini, yüz yılı aşan bir zamandan sonra görmek başta bu kadim şehri, İstanbul'u ve diğer bütün medeniyet birikimlerimizi daha çok sahiplenmemizi bize kuvvetle telkin ediyor. Kendi medeniyetimizin, kültürümüzün her bir karesine, her bir taşına, her bir köşesine, ecdadımıza yaraşır bir rikkatle sahip çıkmamız, tarihi ve kültürel dokumuzu yani kimliğimizi korumamız, milletimizin en bariz vasfı olmalıdır. Aksi taktirde reddi miras eder. Tarihimize, şehirlerimize sahip çıkmazsak, zeminimizi kaybetmek gibi bir tehlikeyle yüz yüze geliriz.
Bu önemli eseri oluşturan fotoğrafları Sultan 2. Abdülhamid'in arşivinden çıkararak, benim gibi İstanbul aşıklarına sundukları için İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'ni (IRCICA) ve İstanbul Büyükşehir Belediyemizi yürekten tebrik ediyorum. İnanıyorum ki bu eser İstanbul'un eşsiz güzellikleriyle görkemli eserlerinin korunmasına önemli katkılar sağlayacaktır. Sanatçılar başta olmak üzere İstanbul'u seven herkesi heyecanlandıracak bu eserin esas sahibi cennet mekan Sultan 2. Abdülhamid Han'ı ve Dersaadet'e sevgiyle bakan fotoğraf sanatçılarını rahmet ve minnetle yad ediyorum.''
İKT GENEL SEKRETERİ İHSANOĞLU
İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da, IRCICA fotoğraf arşivinin sahip olduğu muhtelif koleksiyonlarla bugün dünyanın sayılı tarihi fotoğraf arşivleri arasında yer aldığını belirtti.
IRCICA'da araştırmacılara hizmet veren ayrıca İstanbul'da ve Türkiye dışında sergilerle de tanıtımı yapılan bu arşiv fotoğraflarından tematik olarak seçilmiş bazı albüm yayınlarının da yapıldığını ifade eden İhsanoğlu, bunlar arasında ilki olan ''İstanbul: Geçmişe Bakış'' adı altında üç dilde hazırlanan İstanbul albümünün, 1987 ve 1992 yıllarında iki baskı yaptığını anlattı.
Şimdi daha da hacimli olarak 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başındaki haliyle yeni bir İstanbul albümünün ilgilenenlere sunulduğunu belirten İhsanoğlu, bu albümde yer alan 576 adet fotoğrafın bir asır öncesinin İstanbul'unu çok yönlü ortaya koyduğunu vurguladı.
Albümün, geçmişteki İstanbul ile bugünün İstanbul'u arasındaki farkı, nereden nereye geldiğini ortaya koyan adeta bir tarih dersi gibi olduğunu ifade eden İhsanoğlu, albümün yaklaşık bir asırlık bir değişimin dokümantasyonu niteliğini taşıdığını belirtti.
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TOPBAŞ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da, fotoğrafın 1839 yılındaki bulunuşunun ilk kez İstanbul'da yayımlanan Takvim-i Vekayi gazetesinin 28 Ekim 1839 tarihli 186. sayısında duyurulduğunu belirtti.
1839 yılının ekim ayında Fransız ressam Horace Vernet'in yeğeni Charles Marie Bouton ve Daguerroeotypist Goupil Fesquet ile birlikte Marsiyla Limanı'ndan yola çıkarak dünyadaki ilk fotoğrafik geziye başladıklarını anlatan Topbaş, bir süre Osmanlı İmparatorluğu'nun Ortadoğu coğrafyasını çeken gezginlerin, 4 Şubat 1840 tarihinde İzmir'e vardıklarını, Fasquet'in anı defterinde 13 Şubat 1840'da Lena gemisinin bordasından çekilen İzmir'in Daguerreotype'larından söz edildiğini, yani Türkiye topraklarında ilk fotoğrafı çekilen şehrin İzmir olduğunu ifade etti.
Fransız Kompa'nın 1842 yılında İstanbul'a geldiğinin ve Beyoğlu'nun fotoğraflarını çektiğinin Ceride-i Havadis gazetesinin 16 Temmuz 1842 tarihli sayısından öğrenildiğini anlatan Topbaş, Osmanlı tebaasından Basile Kargopoulo'nun ise ilk kez 1850 yılında Beyoğlu'nda kendi stüdyosunu açtığını belirtti.
Batı tarzında ilk üç boyutlu resim derslerinin Mühendishane-i Berri-i Hümayun bünyesinde 18. yüzyılda askeri eğitim programına alındığını belirten Topbaş, 19. yüzyılda ordu bünyesindeki bu eğitime fotoğrafçılığın da eklendiğini, teknik gelişmelere karşı inanılmaz bir ilgisi olan 2. Abdülhamid'in ender olarak çıktığı Yıldız Sarayı'ndan tüm imparatorluğu çektirdiği fotoğraflarla izlediğini, aynı zamanda bu fotoğraflardan çağına tanıklık eden son derece değerli albümler de hazırlattığını kaydetti.
''Yıldız Fotoğrafları'' olarak bilinen bu arşivin çok küçük bir bölümünün bugüne kadar gün ışığına çıkabildiğini anlatan Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bu arşivin İstanbul'u konu alan bölümünü yayımlayarak kentin bugünkü sakinlerine kazandırmak istediklerini ifade etti.
IRCICA GENEL DİREKTÖRÜ EREN
Fotoğraf tekniğinin, ortaya çıkışından sonra çeşitli açılardan en çok rağbet gördüğü ülkelerden birinin, hemen tüm coğrafi alanıyla Osmanlı ülkesi olduğunu belirten IRCICA Genel Direktörü Halit Eren, Osmanlı Sarayı'nın, fotoğrafçılığın ilk günlerinden itibaren bu teknikle ilgilendiğini, kullanımını takdir ve teşvik etmenin yanında, özellikle Sultan 2. Abdülhamid devrinde sarayda bir koleksiyon meydana getirildiğini söyledi.
Cumhuriyet döneminde 2. Abdülhamid'in himayesin altında meydana getirilmiş olan Yıldız Fotoğraf Arşivi'nin diğer kütüphane malzemesiyle beraber İstanbul Üniversitesi'ne intikal ettiğini dile getiren Eren, şunları kaydetti:
''IRCICA, 1982 yılında alınan izinle, İstanbul Üniversitesi'ndeki bu fotoğrafların röprodüksiyonunu yaptırmış ve böylece IRCICA fotoğraf arşivinin temeli atılmıştır. Bu fotoğraflar bir ekibin uzun yıllar süren çalışmasıyla sınıflandırılmış, araştırmacıların hizmetine sunulmuştur. Yıllar boyunca bu çalışmaları görenlerin bağışlarıyla daha da zenginleşen IRCICA fotoğraf arşivi, çeşitli alanlardan araştırmacılara görsel bilgi ve belge kaynağı sağlayan yararlı bir referans ve dokümantasyon birimi olarak tanınmıştır. Bugün bu arşivde yaklaşık 90 koleksiyon başlığı altında toplanmış 70 bin civarında fotoğraf bulunmaktadır.
İstanbul Kültür A.Ş. işbirliğiyle yayımladığımız bu albüm, şimdiye kadar basılanların en kapsamlısıdır. Bu albümdeki fotoğraflar 19. yüzyıl sonu-20. yüzyıl başı İstanbul'unu çeşitli yönleriyle gözler önüne sermektedir. Cami, saray, çeşme ve benzeri mimari eserlerin yanında çarşı, pazar, kahvehane, sokak berberinde tıraş gibi günlük hayattan kesintileri, açılış merasimlerini, askerlerin talimlerini, inşaat faaliyetlerini burada görmek mümkündür. Belki aynı zamanda da yüz senelik bir zaman süresinde günlük hayatın o günlerden bu günlere ne kadar ve ne bakımdan değiştiği görülebilecektir.''
Eren, bu albüme ''Osmanlı'ya Fotoğrafın Girişi'' konulu belgelere dayalı bir inceleme metni ile albümde fotoğrafları yer alan fotoğrafçıların biyografileri ve fotoğraf hanelerin bir tanıtımın eklendiğini, böylece okuyucuya Osmanlı fotoğrafçılığının tanıtılmaya çalışıldığını belirtti.