Samanyoluhaber.com yazarı Murat Çetin Ankara Kulislerinde konuşulan önemli detayları okuyucularıyla paylaştı
MURAT ÇETİN
Siyaseti yakından takip edenler ve özellikle Z kuşağı haricinde herkesin bildiği bir olaydır Güneş Motel olayı! 1980 yılının o karmaşık döneminde, anarşinin artığı bir sırada, siyasi liderlerin hükümet kurma adına başka partilerden milletvekili transfer ettiği merkezlerden birisi olan Güneş Motel Olayı veya 11'ler Olayı, 1977 Türkiye genel seçimlerinde Süleyman Demirel’in genel başkan olduğu Adalet Partisi'nden (AP) 11 milletvekilinin istifa ederek Bülent Ecevit’in liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi'ne(CHP) destek vermesini ifade eden olay. AP’den istifa eden 11 milletvekili Süleyman Demirel hükümetine verilen gensoruyu desteklemek, Bülent Ecevit'in kuracağı hükümete de güvenoyu vermek karşılığında Ecevit'in kuracağı 42. Türkiye Hükümeti'nde ekseriyetle bakanlık görevi almıştır. Allah Rasulu’nun “İnsan kınadığını yaşamadan ölmez” hadisi şerifi herkesin ve her siyasetçinin başına gelen bir gerçektir. 1977 yılında sırf hükümet kurmak için rakip partiden 11 milletvekilinin istifasını sağlayan Ecevit, aynı şekilde 2002 yılında acı bir gerçekle karşı karşıya kalmıştır. Ecevit, DSP iktidarda olmasına rağmen partisinin yarı sayıda milletvekili kaybetmiş ve bir dönem DSP’de ve kurduğu hükümette kendisine en yakın siyasetçiler Hüsamettin Özkan ve İsmail Cem öncülüğünde kurulan Yeniden Türkiye Partisi (YTP) kurarak DSP’den 30’un üzerinde milletvekilinin istifa etmesini sağlamıştır. Siyasette benzer örnekler çoktur. Türkiye bu örnekleri 28 Şubat sürecinde de yaşamıştır. Peki bu girişi neden yaptık ve neden Güneş Motel olayı başlıklı bir yazı kaleme alıyoruz. Nedeni şu: Türk siyaseti yeni bir Güneş Motel hazırlığı içinde. 2002 yılından bu yana TBMM’de yasa çıkarmak için gerekli çoğunluğu elde eden AKP lideri Erdoğan, bir yandan MHP ile yaşanan krizi dikkate alarak TBMM’de yasa çıkarmak için gerekli olan çoğunluğa (300 milletvekili) bir yandan da isteği Anayasa değişikliği için olan gerekli olan sayıya (330 milletvekili) ulaşmak için yoğun bir çaba içinde. TBMM’de 268 milletvekiline sahip olan Erdoğan, MHP ile yolları ayırmadan önce yasa çıkarmak için gerekli çoğunluk olan 300 milletvekiline ulaşmak için 43 milletvekili bulanan İYİ Parti, 15 milletvekili bulunan DEVA Partisi ile 10 milletvekili bulunan Gelecek Partisi milletvekillerini AKP’ye kazandırmak için yoğun uğraş veriyor. Ve Erdoğan’ın talimatı ile çok dar bir iş insanı tarafından yürütülen bu transfer görüşmeleri Ankara dışında gözlerden ırak yerlerde yapılıyor. Ankara kulislerine yansıyan bilgiye göre Erdoğan şu ana kadar İYİ Parti’den 10, DEVA’dan 5 milletvekili transferini garantiledi. Gelecek Partisi lideri Davutoğlu’nun Erdoğan ile yeniden barışma çabaları ise Erdoğan için en avantajlı durum. Yani sizin anlayacağınız Erdoğan, Gelecek Partisi’ni yanına çekmek için hamle yapmıyor dahası Davutoğlu Erdoğan’a yakın olmak ve kim bilir belki de hükümete yeniden bakan olarak girmek için Erdoğan’a yakın isimler üzerinden ulaşmaya çalışıyor. AKP ile MHP’nin ayrılması durumunda Erdoğan’ın hedefinden olan bir başka grup ise MHP milletvekilleri. Ankara eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in özel kulis ortamlarındaki ifadesine göre en az 10 MHP milletvekili partilerinden ayrılacak! Erdoğan’ın bu istekleri olursa AKP’nin TBMM’deki yasa çıkarmak için çoğunluğa yani 300 milletvekili sayısına ulaşması çok kolay. Tabi evdeki hesap çarşıya uyarsa!
Erdoğan CHP için ne düşünüyor? Erdoğan’ın CHP’den milletvekili transfer etme gibi bir planı yok. Bu kesin ve net. Hatta Erdoğan kabine değişikliğinde sol kesime yakın bir iki isme yer vererek hem CHP’nin hem de merkez sol seçmene mesaj verme niyetinde. Zira Erdoğan’ın CHP’ye olan ihtiyacı Anayasa değişikliği sırasında olacak. Anayasa’ya göre Anayasa değişikliği TBMM’de 367 milletvekilinin “evet” oyu ile mümkün oluyor. Anayasa değişikliği oylamalarında 330 ile 366 arasında bir evet oyu çıkması Anayasa değişikliğinin referanduma sunulması anlamına geliyor. İşte Erdoğan bir yandan Özgür Özel liderliğindeki CHP’nin desteğini almaya çalışırken bir yandan CHP’nin de kendi içinde parçalanması için gerekli lojistik desteği veriyor. Erdoğan, Ecevit’in manevi ve siyasi mirası olan DSP’nin TBMM’den bir grup kurmasını istiyor. Bunu sağlamak için de Özgür Özel ile eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki krizin daha da derinleşmesini istiyor ve bu amaçla kılıçdaroğlu’nun sürekli olarak medyada yer almasını sağlıyor. CHP genel başkanlığından indirilmesini hala hazmedemeyen Kılıçdaroğlu ise Özgür Özel ile ve dahası özellikle Ekrem İmamoğlu ile olan siyasi hesabını görmek istiyor. CHP içinde şu anda sesi çıkmayan ancak Kılıçdaroğlu’nu destekleyen en az 50 milletvekili bulunuyor. Kılıçdaroğlu’nun hedefi ise böyle bir durumda Özel-İmamoğlu ikilisinin karşısına lider olarak çıkmak değil. Kılıçdaroğlu’nun aklında başka bir isim var. İstanbul Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis üyesi Selçuk Sarıyar. Kılıçdaroğlu’nun CHP lideri oluğu dönemde İstanbul programlarında sürekli beraberinde bulundurduğu Sarıyar, 1984 doğumlu. Bir dönem CHP İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı da yapan Sarıyar, Alevi kimliğinin de etkisi ile özellikle CHP’deki Alevi kesim tarafından genç bir lider adayı olarak gösteriliyor. Sarıyar, Kılıçdaroğlu’nun Özel ve İmamoğlu ikilisine karşı hazırladığı bir isim. Bakalım Erdoğan’ın ve Kılıçdaroğlu’nun DSP hayalleri ne kadar gerçek olacak?