13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin iddianamenin içeriği yavaş yavaş belli olmaya başladı. İşte iddianamenin ayrıntıları.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde yaptığı basın açıklamasında, ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin soruşturmanın önemli bir bölümünün tamamlandığını ve iddianamenin hazırlanarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğini belirtti.
İşte 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamenin satır aralarından bazı başlıklar
TİT, İBDA/C VE HİZBULLAH ANLATILIYOR
Türk İntikam Tugayı'nın anlatıldığı iddianamede, İBDA/C ve Hizbullah'ın eylemlerine de yer verildi. İddianamenin bazı yerlerinde ise Necip Hablemitoğlu cinayetine değinildiği belirtildi. Ayrıca, bugüne kadar bilinmeyen ve açıklanmayan bir çok olaya ilişkin bilgilere de iddianamede yer verildi.
TARİKATVARİ ÖRGÜT
Elde edilen bazı belgelerde örgütün bir tarikatvari olup 600 yıllık geçmişe dayandığı ve tarikatın isminin Agarta yani Ergenekon olduğu ifade edildi. Ayrıca devam eden soruşturmada birçok olay üzerinde çalışma yapıldığı ve şu ana kadar yapılan tespitlerde olayların Gazi olaylarına kadar uzandığı ve bunun somutlaştırılmaya çalışıldığı kaydedildi. Örgütün finansörlerinin bir kısmının tutuklandığı bir kısmının da hala yakalanamadığı öğrenildi. Bazı şüphelilerin bilgisayarlarında çıkan belgelerin darbe günlüğü ile aynı olup bazı yerlerinde farklı bilgiler olduğu da tespit edildi.
ÇETE LİDERLERİNİ KULLANIYORLAR
Çete lideri olmak suçundan tutuklu olan Alaattin Çakıcı'nın tanık olarak yer aldığı iddianamede, soruşturma sürecinde ifadeleri alınan çete liderlerinin Ergenekon örgütü tarafından kullanıldığı tespitine yer verildiği de kaydedildi.
ÖRGÜT DEPARTMANLARDAN OLUŞUYOR
İddianamede örgüt şeması, telefon irtibat şeması ve bir krokiye yer verildiği ifade edildi. Örgütün hücre yapılanması şeklinde örgütlendiği örgütün medya, mafya, istihbarat gibi farklı yaklaşık 20 departmandan oluşup her departmanın başında bir başkan ve bir yardımcının bulunduğu iddianamede yer ald�.
KEMALİZMİ ARKALARINA ALIYORLAR
İddianamede örgütün Kemalist ve Atatürkçü ideolojinin arkasına saklanarak, bu ideolojilerden farklı hareketler yaptıkları tespitine de yer verildiği kaydedildi. İddianamede Kuvayi Milliye Derneği'nin de detaylı bir şekilde anlatıldığı ifade edildi.
BEHİÇ AŞÇI'YI ÖLÜM ORUCUNDAN KÜÇÜK VAZGEÇİRDİ
Soruşturma sürecinde bir kişinin ifadesinde ölüm oruçlarının Veli Küçük'le ilgili olduğu, şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarında ele geçirilen belgelerde derin devlet olduklarına yer verildiği de tespit edildi. Öte yandan iddianamede ölüm orucuna başlayan Avukat Behiç Aşçı, Veli Küçük'ün vazgeçirdiği de belirtildi.
HER SANIĞA FOTOĞRAFLI DOSYA
Her sanığın emniyet veya cezaevinde çekilmiş son halini yansıtan fotoğraflarının kendilerine ait dosyaların üzerine konulduğu ifade edildi. Böylece dava sürecinde yoğun olan evrakların içinde kişilerin dosyaları ayırt edilebileceği belirtildi.
GENELKURMAY'IN HER ŞEYDEN HABERİ VAR
Soruşturma süresi boyunca bütün Genelkurmay Başkanlığı ile yazışma halinde bulunularak gerek görevde gerekse emekli olan askerlere ilişkin bilgilendirmenin yapıldığı öğrenildi. Genelkurmay'ın da bu yazışmalara cevaplarda bulunduğu öğrenildi. Verilen bu bilgilendirmeler sonucunda askeri mahkemede Fikret Emek hakkında "gizli evrakları ele geçirmek ve askeri malzemeleri gizlemek", Oktay Yıldırım hakkında "askeri malzemeleri zimmete geçirmek" suçlarından dava açıldığı ifade edildi. Yıldırım ve Emek hakkındaki iddianamelerin İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na bilgilendirme amacıyla gönderildiği belirtildi.
SAVCI TEHDİT EDİLMİŞ
Öte yandan soruşturma savcısı Zekeriya Öz'ün bir hafta önce tehdit aldığı ortaya çıktı. Bir hafta önce emekli bir cezaevi müdürünün, Veli Küçük'ün arkadaşı olduğunu belirterek Öz'e tehdit mektubu gönderdiği, ardından aynı içerikli telgraflar çektiği ortaya çıktı. Bu kişi hakkında soruşturma başlatıldı.
TUNCAY GÜNEY ZANLI
Soruşturmada ismi tartışma konusu olan ve yurt dışında bulunduğu iddia edilen Tuncay Güney hakkında sığınma talebinde bulunmaması için yakalama kararı çıkarılmadığı belirtildi. Güney'in ifadesinin alınabilmesi için Türkiye'ye getirilmeye çalışıldığı öğrenildi. Güney'in Kanada'dan gelmek için savcılardan tutuklanmaması için garanti istediği, ancak bu isteğe sıcak bakmadığı öne sürüldü.
Ergenekon soruşturmasının Güney'in ifadeleri olmadan yapıldığı ve ardından Güney'in ifadeleri incelendikten sonra soruşturma kapsamında ele geçirilen belgeler ve ifadelerle Güney'in ifadelerinin örtüştüğü ortaya çıktı.
GİZLİ TANIKLAR
Bugün açıklanan iddianamede çok sayıda gizli tanığın ifadelerinin yer aldığı öğrenildi. Bu tanıklardan bazılarına numara bazılarına da isim takıldığı kaydedildi.
İki gizli tanığa "Tanık İsmet" ve "Tanık Dilovası" kod adı verildi. Bu tanıkların ifadelerinin Türkiye'yi sarsacak bilgiler içerdiği ileri sürüldü. "Dilovası" kodlu tanığa bu ismin Gebze'deki olaylarla ilgili aktardığı bilgiler nedeniyle verildiği belirtildi. Tanık Dilovası'nın Veli Küçük'ün bir dönem çalıştığı Kocaeli bölgesindeki faaliyetleri ile ilgili bilgiler verdiği ileri sürülüyor.
SEDAT PEKER DE SANIK
Sedat Peker'in de iddianamede sanık olarak yer aldığı öğrenildi. Ergenekon terör örgütünün yöneticisi olduğu iddia edilen emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün, Peker'den avukat giderleri için havuz oluşturmasını istediği öne sürüldü.