Terör örgütü El Kaide bağlantılı olduğu iddia edilen, Mehmet Doğan'ın liderliğini yaptığı ‘Tahşiye Grubu'na yönelik ‘kumpas' iddiasıyla suçlanan emniyet mensupları ve Gazeteci Hidayet Karaca'nın yargılandığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne Jandarma Genel Komutanlığı, 31 Mart 2016 tarihinde davayı çökerten bir rapor gönderdi. Belgede, Şubat 2008'de ‘Kı- lıç-01' faaliyeti doğrultusunda yapılan çalışmada Mehmet Doğan'a bağlı Tahşiyecilerin El Kaide ile bağlantılı olabileceği ve çalışmaların operasyona dönüştürülebileceği belirtiliyor.

Şanlıurfa Jandarma Komutanlığı tarafından 01 Şubat 2008 tarihli yazıyla daha önceden tespit edilen grupla ilgili ‘Kılıç-01' ismini verdikleri planlı istihbarat faaliyeti için Jandarma Bölge Komutanlığı'ndan izin isteniyor. Jandarma Bölge Komutanlığı'nın 11 Şubat 2008 tarihli yazısında ‘Kılıç-01' istihbarat faaliyetinin onaylandığı ifade ediliyor. Şanlıurfa İl Jandarma Komutanlığı'nın 11 Şubat 2008 tarihinde başlatıp, 25 Ekim 2010 tarihinde tamamladığı istihbarat faaliyetinde takip ettikleri grubun Tahşiyeci olarak bilenen Molla Muhammed Ali Doğan (Kod) Mehmet Doğan ile irtibatlı olduğu vurgulanıyor.

Çalışma kapsamında Şanlıurfa'nın Birecik ilçesi Bağlarbaşı köyünde ikamet eden M.S., M.Ş., E.Ş., R.B., K.B. ve S.Y. isimli şahısların radikal dini bir yapılanma içerisinde oldukları ifade ediliyor. Söz konusu kişilerin aşırı dinci olarak bilindikleri vurgulanıyor. Grubun li- derliğini M.S.'nin yaptığı ifade ediliyor. Grupla ilgili Jandarma bilgi elemanından istihbarat alındığı vurgulanarak, Tahşiyecilerin terör örgütü El Kaide ile bağlantılı olabileceği değerlendiriliyor. Yasa dışı bir faaliyetin tespitinde istihbarat çalışmasının operasyona dönüştürülmesi gerektiği vurgulanıyor.

‘Kılıç-01' istihbarat faaliyetinin değerlendirme kısmında ise, takip edilen grubun ilerleyen dönemlerde mevcut ekseni dışına çıkabileceği ve daha da radikal bir hâle gelebileceği uyarısı yapılıyor. İstihbarat çalışmalarının normal akışıyla kontrol altında bulundurularak devam edilmesi isteniyor. grubun Tahşiyeci mesi isteniyor.

İddiaları çökerten raporlara rağmen Emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ömer Köse ve Ali Fuat Yılmazer gibi isimlerin de aralarında olduğu 32 polis 2 yıldır; Gazeteci Hidayet Karaca ise 1,5 yıldır cezaevinde.

İddiaya göre polis, Tahşiye adını ilk kez Fethullah Gülen'in herkul.org sitesinde yayınlanan 6 Nisan 2009 tarihli terör örgütlerine yönelik uyarılar içeren sohbetinden duydu. Gazeteci  Hidayet Karaca ise Tek Türkiye isimli dizide Tahşiye grubunun anlatılması için senaryo yazdırdı. İstanbul Terörle Mücadele polisi de dizide yayınlanan bölümü talimat kabul ederek El Kaide bağlantılı iddiasıyla Tahşiye Grubu'na operasyon düzenledi. Bazı şüpheliler tutuklandı ve haklarında dava açıldı. Operasyondan 5 sene sonra 17-25 Aralık sürecinde polislerden şikayetçi olan şüpheliler beraat etti. Ancak savcılık iddianamesine giren bu iddianın tamamen gerçek dışı olduğu mahkemeye gönderilen İstihbarat raporlarıyla ortaya çıktı.

Tahşiye grubuna yönelik ilk uyarıların ve takibin MİT tarafından 2008 yılı öncesine dayandığı açıklandı. Ayrıca 3 Aralık 2008 tarihli Emniyet İstihbarat raporunda da Tahşiye Grubu'nun terör örgütü El Kaide bağlantılı olduğuna dair bilgiler yer aldı. Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı da grupla ilgili çalışmalar yaptığına dair 13 Mart 2009 tarihli raporunu mahkemeye gönderdi. Polislere ve Karaca'ya yönelik terör örgütü üyeliği ve hükümeti devirmeye teşebbüs suçlamasını çökerten 4. rapor ise Erzincan İstihbarat Şube Mü- dürlüğü'nden geldi. Mahkemeye ulaşan 19 Aralık 2008 tarihli raporda, ‘Tahşiye Grubu'nun El Kaide bağlantılarından bahsediliyordu. 

Jandarma'nın gönderdiği 5. rapor, Fethullah Gülen'in Nisan 2009 tarihinde herkul.org'a yüklenen sohbetinde ‘Tahşiye' grubundan ilk kez bahsettiği ardından Hidayet Karaca'nın dizi senaryosu hazırlattığı ve polislerin de dizinin yayınlanmasıyla operasyon yaptığı iddiasının gerçek dışı olduğunu ortaya koydu

Jandarma Genel Komutanlığı'na ait, Tahşiye Grubu üyeleriyle terör örgütü El Kaide bağlantılarının takip altına alındığına dair Şubat 2008 tarihli rapor, polislerin masum insanlara operasyon yaptığı iddiasını çökertiyor