Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, Altay Tankı Projesi'nin programa uygun olarak devam ettiğini belirterek, ''2012 yılı sonunda ilk prototipleri görebileceğiz'' dedi.
Görgüç yaptığı açıklamada, Altay Tankı Projesi'nin ana yüklenicilik sözleşmesinin 2009 yılında Otokar'a verildiğini hatırlatarak, projenin Otokar'ın en önemli çalışmalarından biri olduğunu söyledi.
MİLLİ SİLAHLARIMIZI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Tankların karada giden en komplike araçlardan biri olduğunu ve birçok farklı teknolojiyi üzerinde barındırdığını ifade eden Görgüç, ''Birçok alt yüklenicimiz var. Türkiye'nin savunma sanayi altyapısını ileride değiştirebilecek, şekil verecek çok prestijli bir proje. Dünyada tankını yapan, bir elin parmaklarını geçmez sayıda ülke var. Dolayısıyla bu projeyle hem Türkiye hem de savunma sanayisi ayrı bir lige giriyor. O açıdan çok önemli bir proje. Gurur kaynağımız olan bir proje'' dedi.
Otokar'ın bütün kaynaklarıyla Altay Tankı Projesi'ne vakit, zaman ve mühendislik harcadığını belirten Görgüç, yaklaşık 78,5 ay sürecek olan projenin ilk Türk tankı olan Altay'ın tasarımı, prototip imalatı ve kalifikasyonu ile kullanıcı isteklerine göre testinin yapılmasını kapsadığını anımsattı.
İlk modelin geçen yıl IDEF'te sergilendiğini anımsatan Görgüç, şöyle devam etti:
''Proje tüm hızıyla devam ediyor. 2012 yılının sonuna doğru ilk prototipler çıkacak. Dolayısıyla gurur kaynağımız, Türkiye'nin de en prestijli projesinin içinde ana yüklenici olarak yer almaktan mutluyuz. Hem Türkiye'ye hem Sakarya'ya birçok avantaj sağlayacak. Proje programına göre 2011'de konsept çalışması bitirilip detay tasarım aşamasına geçildi. Detay tasarım, tankın tüm detaylarının tasarlandığı, çizim üzerine geçirildiği, aynı zamanda plan olarak da ön prototiplerinin imal edildiği bir dönem. 2012'de bu ön prototiplerin imalatı başlıyor. 2012 yılı sonlarına doğru ilk prototipleri görebileceğiz. O anlamda bakıldığında Altay Tankı Projesi programa uygun olarak devam ediyor.''
-Askeri araç ihracatı-
Görgüç, Otokar'ın tekerlekli zırhlı taktik araç üretimi gerçekleştirdiğini belirterek, 2011 yılında yaptıkları faaliyetlerle ihracat listesine yeni ülkeler kattıklarını söyledi.
Otokar'ın askeri araç ihracatında büyüme sağladığına dikkati çeken Görgüç, ''İlk defa çıkardığımız ve daha Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmeyen 'Arma 6x6' aracımız 2011 yılı içinde iki ayrı sözleşmeyle yurt dışı ülkelerine tedarike bağlandI. Bu da bizim için bir gurur kaynağı oldu. Bunların paralelinde farklı zırhlı araçların imalatı ve tasarımları devam ediyor. 2012 yılında basın bültenleriyle duyurduğumuz Arma'nın 8x8 tipinin de tanıtımını yaptık. Onun da Türk sanayisine kazandırmış olduk. Önümüzdeki yıllarda Arma ailesinin hem 6x6 hem 8x8'inin imalatı ve sözleşmeleriyle uğraşacağız. Dünya çapında rekabet gücü yüksek, çok kabiliyetli bir araç'' diye konuştu.
2011 yılının savunma sanayisinde ihracat ağırlıklı geçtiğini ifade eden Görgüç, ihracatın bayrağını ''Cobra'' aracının taşıdığını ifade etti.
Cobra araçlarının dünyanın 12 ülkesinde envanterde olduğunu vurgulayan Görgüç, araçların hem Türkiye'de hem de yurt dışı ülkelerinde başarıyla kullanıldığını bildirdi.
2010 yılında Cobra araçlarıyla ilgili birçok sözleşme imzaladıklarını anlatan Görgüç, şunları kaydetti:
''Türkiye'de de Cobra aracı hem TSK'nın hem de emniyet güçlerinin kendi yaptıkları harekatlarda başarıyla kullanılan, askerimiz ve polisimizin can emniyetini sağlayan birçok olaya 2011 yılında da imza attı. Otokar'ın ürettiği araçlar birçok ülkede kullanılıyor. Bazı ülkelerde kullanılmasa bile demonstrasyona ve teste çağrılıyor. Biz orada kendimizi o ülkenin kullanım şartlarına göre denemiş oluyoruz, hem de o ortamda dünya çapındaki farklı imalatçıların farklı ürünleriyle kendimizi kanıtlamak ve performansını görmek imkanına kavuşuyoruz.
Cobra aracıyla birçok ülkede karşılaştırmalı testlere girdik, halen giriyoruz. Burada Cobra'nın veya Türkiye'de tasarlanan bir aracın bu işlerle uğraşan dünyanın sayılı ülkeleriyle eş değer veya daha iyi performans sergilediğini, çok maliyet etkin bir çözüm sunduğunu görüyoruz. O yüzden de Cobra'nın giderek yaygınlaşması nispeten kolay oldu. Arma ve ona benzer araçlarımızın da aynı yolu izleyeceğini düşünüyoruz.''
-Otobüs ve treyler üretimi-
Görgüç, Otokar'ın askeri araç üretimi yanında, 7 metre sınıfında ''Sultan'', 9 metre sınıfında ''Doruk'' ve 12 metre sınıfında ''Kent'' otobüslerini de ürettiğini belirterek, Türkiye ve Avrupa pazarına ağırlık verdiklerini söyledi.
2011 yılında otobüs pazarının Türkiye'de yüzde 50 büyüdüğünü ifade eden Görgüç, ''Satışlarımız da yüzde 63 arttı. Bu, Türkiye'deki pazarlara daha fazla derinliğine girdiğimizi, daha yaygınlaştığımızı, müşterinin beğenisinin daha da ürünlere yönelik olduğunu gösteriyor. 2011'i bitirdiğimizde toplam üretim rakamlarına bakarsak, Türkiye'nin en çok tercih edilen otobüs mamul gamı Otokar'ın oldu. Bu hem ürünlerin teknik kabiliyeti hem de müşteri memnuniyetinin artmasından kaynaklanıyor'' şeklinde konuştu.
Ürünlerin müşteri gözündeki algılanmasını tespit etmek için bağımsız şirketlerle müşteri memnuniyeti çalışmaları yaptıklarını ifade eden Görgüç, 2011 yılında bir önceki yıla göre müşteri memnuniyetinin yüzde 6 arttığını söyledi.
Otokar ürünlerinin yapısal ve kanuni açılardan Avrupa pazarına uygun olduğunu anlatan Görgüç, 2011 yılı içinde ''Otokar Avrupa'' diye bir şirket kurduklarını anlattı. Avrupa'da kendi şirketleriyle yapılanmaya başladıklarını belirten Görgüç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu şirketin amacı Avrupa'daki bayi ve servis ağını yerinde desteklemek, müşteriye daha yakın olmak ve oradaki satışlara daha hızlı, kolay ulaşabilmekti. Bunun da meyvelerini 2011 yılı içinde almaya başladık. Zaten Sultan aracımız Avrupa'da 'Navigo' adıyla pazarlanıyor. Birçok pazarda liderliği elde etmişti. Bu yıl ona hem Doruk hem Kent araçlarımız katıldı.
Dolayısıyla Polonya, Macaristan gibi bazı ülkelerde Kent aracımızın da envantere girip kullanılması 2011'de başladı. Bu, bizim için önemli. Avrupa pazarı Otokar'ın otobüslerinde yeni bir sayfa açacak bir pazar olarak görüyoruz. Avrupa kullanıcısı çok daha maliyeti, maliyet etkinliği ve verimli, ekonomik çalışmayı önde tutan kullanıcılardan oluşuyor. Bu çerçevede önümüzdeki yıllarda Avrupa'da kurduğumuz şirketle daha hızlı büyümeyi hedefliyoruz.''
Görgüç, lojistik sektörünün 2009 ve 2010 yıllarında özellikle krizden en fazla etkilenen sektör olduğunu belirterek, krizden kendi treyler pazarlarının da olumsuz etkilendiğini bildirdi.
2010 yılının lojistik sektöründe toparlanma yılı olduğunu anlatan Görgüç, ''2011 yılında ise treylerde hem ertelenmiş talep hem de ekonominin çarklarının daha hızlı dönmesiyle çok büyük bir talep patlaması oldu. Treyler sektörü yaklaşık 2011 yılında yüzde 80 civarında büyüdü. Otokar bu yüzde 80 büyüyen pazarda yaklaşık yüzde 160'lık büyümeyle karşılaştı. 2 bin 600'ü aşkın treyler imal ettik. Bu treyler sektörü için önemli bir büyümeydi'' dedi.
-Avrupa'daki ekonomik kriz-
Görgüç, AVRO kriziyle oluşan ve pek çok ülkeyi etkileyen krizin Otokar'ın pazarını da dolaylı olarak etkilediğini ifade ederek, krizin bir an önce bitmesini ümit ettiklerini söyledi.
Otokar açısından baktıklarında ürünlerinin ekonomiklik ve maliyet etkinlik gibi kullanıcıya bir takım avantajlar sunduğuna işaret eden Görgüç, ''O yüzden aslında bu krizi Otokar açısından baktığımızda çok daha avantajlı ortam olarak görüyoruz. Çünkü Avrupa üreticilerinin gerek satış fiyatlarındaki yükseklik, gerekse de konfigürasyonlarında daha yüksek, uçlarda araçlar yaptıklarından, bu dönemde özellikle Avrupa'daki büyük filoların veya tek tek tur operatörlerinin daha ekonomik, daha az maliyeti olan ve daha etkin olarak kullanabilecekleri filolara ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bu da aslında ekonomik kriz şartlarında Avrupa'da Otokar'a ilave bir avantaj yaratıyor'' diye konuştu.
Fikri mülkiyet ve sanayi hakları kendilerine ait olan ürünler üretmeleri ve ihracat için bağımsız yapıda olmalarının gerek askeri, gerek ticari araçlarda belirli bir yere bağlı olmadan, birçok ülkede yapılanmaya ve devlet ihalelerine katılma şansı tanıdığına dikkati çeken Görgüç, 5 kıtada 60'ı aşkın ülkede ürünlerinin bulunduğunu vurguladı.
Farklı kullanıcılar, farklı iklimler ve farklı ihtiyaçlara cevap veren mamul gamları bulunduğunu anlatan Görgüç, şunları ifade etti:
''2011'de yaklaşık 96 milyon dolarlık ihracatımız oldu. 2010 yılına göre kıyaslarsak yaklaşık yüzde 110'luk artış oldu. Bunun da 2012'de aynı düzeylerde devam edeceğini düşünüyoruz. Otokar'ın bu gücü aslında ARGE ve mühendisliğe önem vermesinden kaynaklanıyor. Bugün yaklaşık 300'ü aşkın mühendisimiz yeni projelerle ilgileniyor. 2011 yılı içinde 11 milyon lirayı aşkın ARGE yatırımı gerçekleştirdik.''