İşte TÜBİTAK'la ilgili herkesten gizlenen şok gerçek!

İşte TÜBİTAK'la ilgili herkesten gizlenen şok gerçek!
Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, kurumda yaşanan tasfiyeyi gözler önüne serdi. ‘Paralel yapı’ ve kriptolu telefonların dinlendiği iddiaları gerekçe gösterilerek 1000’den fazla bilim adamının işten çıkarıldığını kaydeden Palaz, adeta TÜBİTAK’ın hafızasının silindiğini kaydetti.

Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, ‘Ömrümü Yedin Bay Böcek’ isimli kitabında, yolsuzluk soruşturmasından sonra kurumda, çeşitli bahanelerle 1000’den fazla bilim adamının işten çıkarıldığını yazdı. “Sorgulama, savunma almak ve disiplin kurulunu işletmek yok. Bu insanların yüzlerine bakacak kadar cesaretleri olmadığından işten atılma bildirimini postayla evlerine gönderdiler.” dedi.

Hayvanat bahçesinden bir müdür atanmasıyla gündeme gelen TUBİTAK, son dönemin en tartışmalı kurumlarından biri oldu. ‘Böcek’ soruşturması ve 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunun ardından kurumda adeta cadı avı yaşandı. Öyle ki, TÜBİTAK’ta nitelikli personel bulmak bile imkansız hale geldi. İki olay, bu vahameti gözler önüne serdi. Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından TÜBİTAK’a incelenmesi için gönderilen 4 hard diski dijital analizi, kurumdan gelen “ehliyetli personel yok” cevabıyla yapılamadı. Yine Mehmet Ayvalıtaş’ın ölümüyle ilgili emniyetten gönderilen DVD’lerin montaj olup olmadığının tespit edilmesi istenen TÜBİTAK, şu cevabı verdi: “İstenen inceleme için ayrılabilecek ehliyetli personelimiz bulunmadığından talebinize olumlu cevap verilmemektedir.” Eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, ‘Ömrümü Yedin Bay Böcek’ isimli kitabında kurumun nasıl bu hale düştüğünü ayrıntılarıyla açıkladı.

Böcek raporunu tahrif etmediği için geçtiğimiz çarşamba tutuklanan Palaz, ‘paralel yapı’ ve ‘kriptolu telefonların dinlendiği’ iddiaları gerekçe gösterilerek 1000’den fazla bilim adamının işten çıkarıldığını kaydediyor. Bu girişimle birlikte de kurumun hafızasının silindiğini belirterek, tasfiyeyi şöyle anlatıyor: “İşten atılma bildirimini posta ile evlerine gönderdiler. Bir çalışanın doğumunu beklediği bebeği, eşinin karnında doğumdan bir gün önce vefat ediyor. Eşi ve kendisi yıkılmış halde, hastaneden çıkıp evlerine gidiyorlar. Eşi, eve gelen tebligatı okuyor ve eşinin yıllardır çalıştığı kurumdan atıldığını öğreniyorlar. Anlaşılan insan davasında haksız olunca karşı tarafın yüzüne bakacak cesareti kendinde bulamıyor.”

Hasan Palaz, bu tür insanlık dışı vakaların yaşanmasına gerekçe olarak ise dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisinde bulunduğu iddia edilen Dinleme Cihazını (böcek) gösteriyor. Söz konusu dinleme cihazının her şeyin başlangıcı olduğunu vurgulayan Palaz, “Beni, bizi, hepimizi, kurumu, bu böcek yemiştir. Esaslı bir intikam ve öç alma operasyonuydu yapılan. Bunları yapanlar, er ya da geç hukuk karşısında hesabını verecektir.”

AKP’LİLER TÜBİTAK’TA KADROLAŞTI

Palaz kitabında, AKP’li siyasetçilerin referansı ile 150 kişinin kuruma alındığı bilgisini de paylaşıyor. Bu kapsamda yerine getirilen Kıvanç Dinçer’in, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yakın akrabası olduğunu aktarıyor. Dinçer’in hazırladığı ‘istenmeyenler listesi’nin tasfiyeye dönüştüğünün altını çiziyor. Ayrıca, AKP Gebze İlçe Başkan Yardımcısı Halim Turgut’un TÜBİTAK’ın İdari ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin damadı Mustafa Dayıoğlu’nun da hiçbir yöneticilik vasfı yokken BİLGEM Siber Güvenlik Enstitüsü’ne asaleten müdür olarak atandığına dikkat çekiyor. ZAMAN

06 Nisan 2015 07:37
DİĞER HABERLER