Türkiye, 2021 yılını Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Eylül ayında açıkladığı Orta Vadeli Program’da öngörüldüğü şekliyle yüzde 9 büyümeyle kapatacak gibi görünüyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) da Salı günü yayınladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda yüzde 5,8 olan Türkiye’nin büyüme rakamını yüzde 9 olarak güncelledi.
Bununla birlikte, IMF'nin 2022 yılına ilişkin beklentisinde bir değişiklik yok. Fon, gelecek yıl yüzde 5 büyüme bekleyen Hazine Bakanlığı’ndan epeyce farklı düşünerek Türkiye’nin yüzde 3,3 büyüyeceğini tahmin ediyor.
VOA'dan Hilmi hacaoğlu'na
konuşan Prof. Güneş: ‘‘2022’de büyümenin sürmesini beklemek iyimserlik olur, ihracatın büyümeyi sırtlaması çok mümkün değil’’
Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü öğretim üyesi Hurşit Güneş ise başta Cumhurbaşkanlığı-Merkez Bankası ilişkisi olmak üzere ekonomideki yapısal sorunlardan hareketle Türkiye’nin çok daha ciddi bir durağanlıkla karşı karşıya kalmasından endişe duyuyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Güneş, ‘‘Hızlı fiyat artışları arz yönünde sıkıntılara işaret ediyor. Özellikle gıda enflasyonunda bu denli yüksek artışlar yapısal sorunlar olduğunun göstergesi. 2021’de bir önceki yılın baz etkisiyle özellikle ihracat kaynaklı ve döviz kuru destekli büyüme hızlandı. Ama 2022’de büyümenin sürmesini beklemek iyimserlik olur. Örneğin COVID’in aşılacağını hesaplıyorduk ama öyle olmadı, şimdi delta plus’tan bahsediliyor. Gelişmiş ülkeler bile bundan muzdarip. Tüm dünyada yanlış tarım politikalarından kaynaklanan gıda fiyat artışları var. Küresel ısınma da sürüyor. Bu ortamda kur motivasyonuyla bile tüm dünyada büyümenin daralacağının öngörüldüğü 2022 yılında ihracatın büyümeyi sırtlaması çok mümkün değil’’ dedi.
IMF raporunda 2021 yılında dünyanın geneli için öngörülen büyüme oranı yüzde 5,9’dan yüzde 4,9’a çekildi. Türkiye’nin ana ihracat pazarı Avrupa Birliği’ne dair büyüme beklentisi yüzde 5 iken bu oran yüzde 4,3 olarak revize edildi.
Mahfi Eğilmez: ‘‘Küresel sistem 2022’de IMF tahminlerinde görüldüğü gibi rahat değil, enflasyonun da zorlamasıyla zor bir yıl geçirecek’’Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, IMF’nin salgın sonrası dünya için öngördüğü büyümeyi oldukça iyimser buluyor.
Kendi internet sitesinde yayınladığı yazısında Eğilmez, ‘‘Gelişmiş ülkelerin 2022’de ciddi enflasyon sorunları yaşamasını bekliyorum. ABD ile ilgili veriler FED’in enflasyon konusundaki ‘geçici gelişme’ değerlendirmesinin pek doğru olmadığını gösteriyor. Tablonun bana göre en tutarlı tahminleri cari dengeyle ilgili olanları. Özellikle enflasyon alanında ABD ve Euro Birliği ülkelerinin durumu çok karışık görünüyor. Parasal genişlemeyi durdursalar ekonomik canlılık kaybolacak, faizi arttırsalar ekonomik canlanmanın kaybolmasına ek olarak dünyaya dağılmış bulunan Dolar ve Euro'lar ülkesine dönecek ve bu da enflasyonda yeni bir artış dalgası yaratacak. Kanımca, küresel sistem 2022’de IMF tahminlerinde görüldüğü gibi rahat değil, enflasyonun da zorlamasıyla oldukça zor bir yıl geçirecek’’ dedi.
Eğilmez, Türkiye ve Rusya için öngörülen büyüme rakamları hakkında menfi bir görüşe sahip değil.
Ancak kimi ekonomistler Mahfi Eğilmez’den daha kötümser. Özellikle de Türkiye’de stagflasyon ihtimali bulunduğu düşünenler arasında Profesör Hurşit Güneş de var.
Prof. Güneş: ‘‘Küresel likiditeden nasibini az alan ülkelerde stagflasyon daha ciddi bir ihtimal haline geliyor’’Durgunluk (resesyon) ortamında yüksek enflasyon anlamına gelen stagflasyon özellikle 1970’li yıllardaki petrol krizi sırasında tüm dünyayı kavurmuştu.
Profesör Güneş, ‘‘Bu stagflasyon elbette 1973-1974 yıllarındaki enerji kaynaklı stagflasyondan farklı olacaktır. Zira o dönemdeki ekonomi politikaları farklı, ekonomilerin yapısal durumları bambaşkaydı. Kur ve bütçe sistemleri de bugünkünden farklıydı. Fakat gerek doğalgaz gerek petrol fiyatlarındaki artışlar sonrası çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Unutmayın Türkiye net enerji ithal eden bir ülke. Üstelik yanlış faiz politikası kuru tetikliyor. Küresel ve yapısal sorunlardan dolayı kuruna eklenen ciddi bir maliyet enflasyonu kapıda. Maliyet enflasyonu genellikle büyümeleri düşürür ve stagflasyonu kaçınılmaz hale getirir. Amerikan ekonomisinde canlanma beklentisi var. Faizlerin artması da gündemde. Gelişmiş ülkelerde faiz artarsa Türkiye gibi ülkelere sıcak para gelişinde daralma olur. Küresel likiditeden nasibini az alan ülkelerde stagflasyon daha ciddi bir ihtimal haline geliyor’’ dedi.
Kahveci: ‘‘Biz ekonomiyi reel olarak büyütmüyoruz, şişiriyoruz; 2022 geçiş dönemi olur 2023 kesin stagflasyon’’Türkiye’nin yalnız 2021 yılına ilişkin değil önceki üç yıla ilişkin verilerinin de gerçek sayının çok üstünde olduğunu savunan ekonomi gazetecisi İbrahim Kahveci, en geç 2023 yılında stagflasyonun kaçınılmaz olduğu görüşünde.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Kahveci, ‘‘Stagflasyon tehlikesi küresel düzeyde de var Türkiye’de de var. Parasal genişleme yüzde 70’in üzerindeydi. Dünyada varlık fiyatlarındaki artışın sıkıntısını görüyoruz. Dünyada parasal genişlemenin faydasını görmüyoruz. 2008 yılında petrol fiyatları 128 dolara çıkmıştı ama dolar/TL kuru 1,20'lerdeydi. TL bazında etkilenme sınırlı kalıyordu. Bugün petrol fiyatı 85 dolar ama kur 9 lira olunca can yakıyor. Kaldı ki 2017’den beri biz ekonomik olarak durmuşuz. Çalışan sayısı dört sene sonra 2017 seviyesinde. Biz ekonomiyi reel olarak büyütmüyoruz, şişiriyoruz. Bu şişme sürdürülebilir değil. Eninde sonunda patlama olacak. Durağanlık bu kur artışıyla beraber başladı. Resmi rakamlara henüz yansımadı fakat 2022’de durağanlık içerisine gireceğiz.. Fiyat artışları da devam edecek. Buna tam bir stagflasyon diyebilir miyiz? 2022 geçiş dönemi olur, 2023’te kesin stagflasyon. Mevcut hükümet ve bu hükümet sistemi ile bunu engellemek imkansız’’ dedi