Araştırmacılara göre, baş ağrısı, halsizlik, hafıza ve uyku sorunları gibi uzamış Covid sendromunun çoklu semptomları, dört ana biyolojik nedene dayanıyor. Psikosomatik nedenler ise tetikleyiciler arasında yer almıyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) 11 Mart 2020'de
Covid-19'u küresel bir pandemi olarak ilan etmesinden bu yana çeşitli aşılar ve ilaç tedavileri geliştirildi. Bu sayede hastalık ilk başlardaki dehşetini büyük ölçüde kaybetti.
Çoğu insan, koronavirüs enfeksiyonu sonrası tamamen iyileşirken, bazıları için ise hastalık, sonu gelmez başka şikayetleri de beraberinde getirdi. İngilizce "Long Covid" şeklinde ifade edilen ve uzamış ya da "post Covid sendromu" olarak adlandırılan bu sürecin başlıca semptomları arasında kronik halsizlik, baş ağrıları ve hafıza problemlerinin yanı sıra saç dökülmesi ve libido kaybı gibi şikayetler yer alıyor.
65 milyon kişi uzun Covid hastası
Nature Microbiology dergisinde yer alan bir makalede, dünya çapında en az 65 milyon kişinin uzun Covid sendromundan muzdarip olduğu ifade ediliyor. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) Yale Üniversitesi'nden immünolog Akiku Iwasaki, "Ben bu sayının, gerçek tabloya oranla çok düşük olduğunu düşünüyorum" diyor.
Iwasaki, diğer üç bilim insanıyla birlikte Almanya'daki Ulusal Bilimler Akademisi Leopoldina'nın sanal panelinde, Long Covid üzerine yapılan araştırmaların durumu hakkında genel bir değerlendirme yaptı. Panele katılan uzmanlar hemfikir: Virüsle ilgili hâlâ cevap bekleyen pek çok soru var.
Uzun Covid sendromuyla ilgili veriler çoğaldıkça Iwasaki ve diğer araştırmacılar, vücutta çok sayıda biyolojik değişikliğe yol açan bir dizi Long Covid semptomunu açıklamak için kullanılabilecek dört ana nedeni tanımlamayı başardı.
SARS-CoV-2 kaybolmuyor
ilk nedeni, koronavirüsün müsebbibi SARS-CoV-2'nin vücutta bulunan rezervuarları tarafından tetiklenen kronik enflamasyon olabilir. Enflamasyon, başta enfeksiyon ve yaralanmalar olmak üzere, vücudun herhangi bir zarara karşı verdiği koruyucu bir yanıt. Virüs kümeleri çoğalmaya devam ettikçe bağışıklık sistemi de sürekli teyakkuz durumda kalır.
Iwasaki, "Hem viral antijenlerin hem de viral RNA'nın, akut enfeksiyondan aylar sonra bile vücutta dolaşmaya devam edebildiğini gösteren bulgular giderek artıyor" diyor.
Covid-19 özbağışıklığı tetikliyor
Akut bir enfeksiyon, artık sadece mücadele edilmesi gereken virüse karşı değil, aynı zamanda vücudun kendi hücrelerine saldıran ve onları yok eden özbağışıklık reaksiyonlarını (otoimmünite) da tetikleyebilir. Iwasaki, bulaşıcı hastalıklar ve otoimmünite arasındaki bu bağlantının iyi bilindiğini söylüyor: "Bu nedenle, otoimmünitenin, uzamış Covid'in başka bir nedeni olması mümkündür."
Daha çok Kronik Yorgunluk Sendromu (ME/CFS) olarak bilinen Miyaljik Ensefalomiyelit buna bir örnek olabilir. Çoğu kişinin, uzun süreli yorgunluk olarak hissettiği şey aslında onlarca yıldır var olan ciddi bir nörolojik durum.
Berlin'deki Charité Hastanesi'nde kronik yorgunluk sendromu üzerine araştırmalar yürüten immünolog Carmen Scheibenbogen, "Otoantikorların, ME/CFS'nin gelişiminde rol oynadığına dair kanıtlar olduğunu" söylüyor.
Diğer virüslerin yeniden etkinleştirilmesi
Iwasaki, "Araştırdığımız üçüncü hipotez, Epstein-Barr virüsü (EBV) veya herpes (genital uçuk) virüsleri gibi latent (uyuyan) virüslerin reaktivasyonu" diyor.
Herpes virüsleri, enfeksiyondan sonra vücutta kalır ve bağışıklık sistemi teyakkuzda olduğu sürece herhangi bir soruna yol açmaz. Ancak Covid-19 tarzı bir enfeksiyon durumundaysa herpes virüsü yeniden uyanabilir.
Iwasaki, araştırmacıların peşinde olduğu dördüncü hipotez hakkında şu bilgiyi veriyor: "Akut korona hastalığı ne kadar şiddetli olursa, uzun Covid semptomlarının neden olabileceği kalıcı hasar olasılığı da o kadar artar. Bu dört biyolojik süreç ayrı ayrı, sırayla veya birlikte gerçekleşebilir."
Aşılama, uzamış Covid riskini azaltıyor
İsrail'in Ramat Gan kentindeki Bar-Ilan Üniversitesi'nden epidemiyolog Michael Edelstein, "Uzun Covid sendromunun önlenmesi, aşı olmak için bir başka neden" diyor. Aşılamanın, hastalığın ciddi seyrini bariz bir şekilde önlediğini ve böylece kalıcı hasar olasılığını azalttığını belirten Edelstein, "Meta-analizler, aşılanmış kişilerde uzun Covid'e yakalanma riskinin yaklaşık yüzde 25-30 oranında azaldığını gösteriyor" saptamasını yapıyor.
Ancak Edelstein, aşılamanın uzamış Covid sorununa nihai çözüm olmadığını da kabul ediyor.
Uzun Covid psikosomatik bir hastalık değil
Hastalık ve sonraki süreçle ilgili cevap bekleyen birçok soru olmasına rağmen, uzmanlar bir şüpheyi kesinlikle devre dışı bırakıyor: Uzun Covid sendromunun semptomları arasında psikolojik bir neden bulunmuyor. Sendromdan etkilenen kişilerin günlük yaşamları üzerinde ağır bir yük oluştuğundan, psikosomatik fenomenler elbette bir sonuç olarak ortaya olabilir. Ama kesinlikle bir sebep teşkil etmiyor.
Iwasaki, kendisinin de katıldığı ve henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş bilimsel bir çalışmanın sonuçları hakkında, "Tanımlanan immünolojik özellikler, uzamış Covid'i yüzde 96 doğrulukla öngörebiliyor. Ancak psikosomatik faktörlerin, hastalık nedeni olarak gösterilmesi için ortada hiçbir neden yok" diyor.