İtiraf edeyim çok muzdaribiz

Bir sabah kalkıyorsunuz bir de bakıyorsunuz ki havuzcu arkadaşlar dünyayı ayağa kaldırmış.

Yeri yerinden oynatacak belgeler bulmuşlar.

Manşetlere basmışlar.

Bir gün Fuat Avni’yi buluyorlar, öbür gün twitterdan yapılan suikast planlarını deşifre ediyorlar!

Ama bunları hazırlarken de artık çoluk çocuğun bile çekirdek çitler gibi kullandığı sanal alemde akla hayale gelmeyecek hatalar yapıyorlar.

Mesela 140 karakter sınırı olan twitterda 185 karakterlik twittler atıyorlar.

Date ve History’yi ayıramıyorlar.

Fotomontaj yaparken alttaki resimleri, yazıları falan silmeyi unutuyorlar.

Anlayacağınız ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar.

Üstelik güya o kadar büyük skandalları deşifre ediyorlar ama ertesi gün tık yok. Sanki bir gün önce suikast planlarını ortaya çıkaran onlar değil.

Yine bir sabah kalktık ve gördük ki bu sefer bizi bitirecek belgeler yayınlamışlar.

Ama bu kez öyle böyle değil.

Meğer Hocaefendi masonmuş!

Üstelik 1967’den beri.

1974’te de kendisine Türkiye Büyük Mason Mahfili Tekris Yemini belgesi verilmiş.

Hem de kapı gibi belge!

Antetli kağıt, tarih, isim hepsi var.

Hatta 40 yıllık belge o kadar gerçekçi ki; solmuş, rengi falan atmış, üzerine bir şeyler dökülmüş.

Bu sefer bittik derken bir de bakıyoruz, belgedeki her şey çakma.

Meğer sözde belgenin üzerinde yazan tarihte, adı geçen mason birliğinin resmi adı ve logosu farklıymış.

Belgedeki tarih ile belgedeki antet de birbirini tutmuyor.

Hocaefendi’nin ismini de resmi kimliğindeki gibi değil, kamuoyunda bilindiği şekliyle M. Fetullah Gülen diye yazmışlar. Oysa nüfus cüzdanı ve resmi yazışmalarda (M) yok.

Ayrıca ortaya çıkardıkları kapı gibi masonluk yemini belgesinde imza yok.

Arkadaşlar; madem çakma belge hazırlıyorsunuz, bari o mason birliğinin internet sitesine bir girip baksaydınız, belgenin üzerine yazdığınız tarihte o birliğin adı neymiş, logosu nasılmış diye.

Adres bölümü olsa emin olun 1974 yılına ait hazırladıkları belgeye ikamet olarak 'Pensilvanya' falan da yazardı bunlar.

Sonra kısa bir araştırma yapınca; o da ne ?

Bir de bakıyorsunuz ki bu sararıp solmuş tarihi belgenin tıpkısının aynısını 15 liraya internette satıyorlar.

Al bir tane, üzerindeki isim, tarih bölümünü değiştir, istediğin kişiye uyarla.

Kafanı bozan herkesi mason yap gitsin.

Üstelik internette 5-6 liraya aidat makbuzları falan da var.

Yanına onlardan da koy.

Belki önümüzdeki günlerde onları da yayınlar bizim bu cin arkadaşlar.

Yalnız kafama takılan bir şey oldu.

Daktiloyla doldurulacak bölümleri kendileri halletmiştir de, o belgenin üzerindeki koca koca iki lekeyi yapmak nereden akıllarına geldi acaba.

Hani çay tiryakisiyiz ya..

Bunlar dökse dökse belgenin üzerine çay dökmüştür diye düşünmüş olmalılar..

Onu neyin kafasıyla yaptıklarını çözemedim. Bence gereksiz olmuş.

Her neyse maalesef durum bu.

Bu belgeleri gerçekten oturup kendileri mi hazırlıyorlar, yoksa birileri mi bu arkadaşlara kakalıyor bilmiyorum.

Yalnız her seferinde rezil oluyorlar, yine de akıllanmıyorlar.

İtiraf edeyim biz muzdaribiz.

Bu kadar kalitesiz ve pespaye bir gazeteciliğe karşı mücadele ettiğimiz için çok muzdaribiz.

Biz de isteriz şöyle karşımızda adam gibi gazetecilik yapılmasını.

Ama emin olun 28 Şubat'ın fasoncuları, mason iftirasına da sarıldıklarına göre onlar için deniz bitti demektir.

aakadiroglu/twitter

31 Mart 2015 07:22
DİĞER HABERLER