İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) 2020-2021 eğitim ve öğretim yılı sonunda mezun olan öğrenciler için İTÜ Ayazağa Yerleşkesinde yer alan stadyumda geçtiğimiz gün tören düzenlendi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun da katıldığı törende İTÜ 248'inci yıl birincisi İşletme Fakültesi İşletme Mühendisliği öğrencisi Hüseyin Umutcan Ay'ın birincilik konuşması büyük ilgi gördü.
Son bir yılının Türkiye'deki kadına şiddetin temelini araştırmak ve buna bir çözüm üretmekle geçirdiğini belirten Ay, kadına yönelik şiddet konusundaki sorunlar ile konuşmasına başlayarak vatandaşın geçim derdine ve gençlerin gelecek kaygılarına değindi.
“HABERLERİ TAKİP EDEMİYORUM ÇÜNKÜ SORUNU BİLİYORUM”
Hüseyin Umutcan Ay’ın ilgi gören konuşması şu şekilde:
* Sevgili arkadaşlarım ben artık haberleri takip edemiyorum. Çünkü sorunu biliyorum. Çözümü biliyor ve bu çözümü uygulayamıyorken; ben o ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum. Benim bu yolda ödediğim bedel bu oldu. Fakat bu insanlığın ödediği bir bedelle kıyaslanamaz bile.
* Sadece sorun bu mu? Ülkenin doğusuna bakın. Daha çocuk yaşta kız çocuklarının evlendirildiğini görürsünüz. O kadar uzağa gitmeyin İstanbul'a bakın. Asgari ücretle 4 kişilik ailesini geçindiremediği için intihar eden o güzel insanları görürsünüz.
* O kadar da uzağa gitmeyin Taksim'e bakın. Hayat ona daha farklı bir seçenek sunmadığı için, sadece kendisi olduğu için orada ara sokakta katledilmiş yatan o güzel insanları görürsünüz.
* O kadar da uzağa gitmeyin, sıra arkadaşlarınıza bakın. Sırf deneyim elde edebilmek için haftanın 5 günü 5 kuruş para almadan şirketler tarafından sömürüldüklerini görürsünüz.
“BU SİSTEMİ DEĞİŞTİRECEĞİZ”
* Bir de son olarak potansiyel geleceğinize bakın. Orada sırf iş bulamadığı için asgari ücrete mühendislik ve mimarlık yapan akranlarınızı görürsünüz. Karanlıkta olduğumuzu düşünüyoruz biliyorum.
* Aynı zamanda korkuyoruz da. Sorunları biliyoruz peki çözüm ne? Kaçmak mı? Belki de birileri bizim için her şeyi çözsün diye arkamıza yaslanıp beklemeliyiz. Ya da başımıza gelmediği sürece sorun yokmuş gibi de davranabiliriz.
* Hayır, bunu üzülerek söylüyorum ki; bu yolda birbirimizden başka kimsemiz yok. Çünkü unutmayın ki herkes bir gün ölür. Buna sizler de dahilsiniz saygıdeğer büyüklerim. Ve geriye kalan bizler ve bizim yetiştireceğimiz çocuklar hegomanların elinde yozlaşmış bu sistemi değiştireceğiz. Değiştirmeliyiz.