Jinekolojik operasyonların yüzde 95'i artık iz bırakmadan gerçekleştiriliyor. Nasıl mı?
Göbek deliğinden karın içine girilerek yapılan laparoskopik ameliyatlar sayesinde jinekolojik operasyonların yüzde 95'i artık iz bırakmadan gerçekleştiriliyor.
ART Kadın Sağlığı doktorlarından Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Senai Aksoy ve Op. Dr. Berrin Karakuy, sadece göbek deliğinden girilerek yapılan laparoskopik jinekolojik ameliyatların çoğunun iz bırakmadan yapılabildiğini belirtti.
Tek giriş laparoskopi (single port) yönteminin cerrahi aletlerin karın duvarında yapılan tek bir kesiden karın içerisine sokulması ile gerçekleştirildiğini anlatan Dr. Aksoy, "Bu kesi zaten doğal bir iz olan göbek deliğinden yapıldığı için de ameliyat sonrasında gözle görülen hiçbir iz kalmıyor. Klasik laparoskopik ameliyatlar, son zamanlarda giderek artan bir sıklıkta tedavi amaçlı (cerrahi laparoskopi) uygulanmaya başlandı. Laparoskopi ile karın alt bölgesinde açılan 3-5 milimetrelik deliklerden içeri sokulan aletlerle jinekolojik ameliyatların yüzde 95'ini yapmak mümkün" dedi.
Laparoskopik cerrahinin diğer avantajlarını ağrının daha az olması, ameliyat izinin daha az olması, hastanede yatma süresinin azalması, enfeksiyon riskinin azalması, karın içi yapışıklıkların daha az olması, iyileşmenin çok hızlı olması, normal yaşama ve işe çok daha erken dönebilme imkanı olarak sıralayan Dr. Aksoy, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tek giriş laparoskopi ile bu avantajlar artmaktadır. Karın bölgesinde yapılan kesi sayısının azalması ile hem ameliyat izi kalmamakta hem de laparoskopinin diğer avantajları artmaktadır. Böylece tek giriş laparoskopi sonrasında hastalar daha az ağrı duymakta, enfeksiyon, fıtık gibi komplikasyonlar daha az görülmekte ve hastaların normal yaşantılarına dönme süresi azalmaktadır."
HEM TANI HEM DE TEDAVİDE KULLANILIYOR
Laparoskopik ameliyatların iki nedenle uygulandığını belirten Dr. Senai Aksoy, birinin tanı, diğerinin tedavi amaçlı olduğunu anlatarak, "Tanı amaçlı ameliyatlarda gözlem yapılırken, tedavi amaçlı ameliyatlar ise cerrahi müdahalenin gerektiği durumlarda yapılır" dedi. Dr. Aksoy, tanı veya tedavi amaçlı laparoskopik ameliyatların en çok uygulandığı durumları ise şöyle sıraladı:
"Endometriozis, laparoskopik ameliyatların en çok uygulandığı alandır. Çikolata kistlerinin durumu bu yöntemle hem saptanır hem de alınıp alınmamasına karar verilir. Yöntem sayesinde yumurtalık alınmadan kistler çıkarılabilir. Polikistik over sendromunun teşhis ve tedavisinde de laparoskopik ameliyat uygulanır. Ayrıca önceden geçirilmiş ameliyatlar ya da enfeksiyonlardan kaynaklanan yapışıklıkların tedavisinde kullanılan yöntem, infertilite (kısırlık) tanı veya tedavisinde, tüplerin durumu, yapışıklıkların olup olmadığı gibi durumların saptanmasına yardımcı olur. Dış gebelik tedavisinin yanı sıra yumurtalıklarda oluşan kistlerin büyük bir bölümü laparoskopik ameliyatlarla alınabilir. Yöntemin en önemli avantajı yumurtalığın alınmamasıdır. 15 cm boyutundaki myomlar dahi bu yöntemle alınabilirken, rahmin ve yumurtalıkların alındığı (histerektomi) operasyonlarda da bu yöntem kullanılmaktadır."