İzmir polisi mülteciler için yürümek isteyenlere izin vermedi

Ege Denizi'nde artan mülteci ölümleri ve mültecilere yönelik ırkçı söylemlere dikkat çekmek için bugün Yunanistan ve birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi İzmir'de de basın açıklaması yapıldı. Aralarında mültecilere yönelik faaliyetleriyle tanınan Mülteci-Der, Halkların Köprüsü Derneği, Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği'nin de destek verdiği açıklama için yaklaşık 50 kişilik grup, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde, "Sınırları açın, ırkçılığa hayır" pankartı arkasında bir süre yürüdükten sonra Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yapmak istedi. Polis, yürüyüşe izin vermedi. Grup sözcüleri, "Dünyanın her yerinde bu yürüyüş yapılıyor, bir tek burada yapamıyoruz." diyerek izin verilmesini istedi. Polisler de, "Size ifade özgürlüğü kapsamında basın açıklaması yaptırırız ancak bunun haricinde dövizle toplu halde yürüyüşe müsaade edemeyiz." karşılığını verdi. Grup, bunun üzerine bulundukları yerde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Suriyeliler de katıldı.

Türkçe ve Arapça yazılı pankartlar taşıyan yaklaşık 50 kişilik grup adına basın açıklamasını okuyan Dilan Taşdemir, Avrupa'ya geçişlerde ölümlerin son bulması için sınırları açma çağrısı yapmaya hazırlanırken biri Bodrum'dan, diğeri Didim'den yola çıkan iki botun batması sonucunda 44 mültecinin daha göz göre göre hayatını kaybettiğini söyledi. Bugün Yunanistan başta olmak üzere Avrupa'nın birçok şehrinde insan hakları aktivistleri olarak mülteciler için sokaklarda olduklarını ifade eden Taşdemir, "Aynı anda devletlere sesleniyoruz, sınırları açın ve mültecilere haklarını verin." dedi. Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş sonucunda 6 milyondan fazla Suriyelinin ülkesini terk etmek zorunda kaldığını, resmi verilere göre 2,5 milyon, tahminense yaklaşık 3 milyon kişinin Türkiye'ye sığındığını belirten Taşdemir, "Suriyelilere ek olarak Afganistan, Irak, Eritre, Somali ve İran gibi savaşların parçaladığı, insan hakları ihlallerinin sık sık yaşandığı ülkelerden gelen, uluslararası koruma ihtiyacı olan 250 bin kadar mülteci ve sığınmacı da Türkiye'de yaşıyor fakat Türkiye'nin 1951 Cenevre Sözleşmesi'ne koyduğu coğrafi sınırlamadan dolayı Avrupa dışından gelenler mülteci statüsü alamamakta ve uluslararası standartlara uygun bir korumadan yararlanamamaktadırlar." dedi. Ağır yaşam şartları ve geleceğe yönelik güvenceleri olmadığı için Türkiye'de yaşayamayan sığınmacıların, ölümü göze alarak insan onuruna yakışır hayatlar yaşayabileceklerine ve güvende olacaklarına inandıkları Avrupa ülkelerine gitmeyi tercih ettiklerini belirten Taşdemir, "Birleşmiş Milletler'in resmi rakamlarına göre sadece 2015 senesinde Türkiye üzerinden 850 binden fazla mülteci, düzensiz yollarla Avrupa ülkelerine gitti. Son bir yılda binlerce mülteci, Akdeniz'de yaşamını yitirdi. Akdeniz, onlar için mezarlık oldu. Bütün bu yaşananların farkında olan AB ise sınırlarını açıp mülteciler için güvenli bir geçiş sağlamak yerine, sınır güvenliği için milyar dolarlar harcıyor." diye konuştu. Mültecilerin misafir olarak görülmesine bir son verilmesini, uluslararası koruma ihtiyacı olan herkese mülteci hakkı verilmesini talep ettiklerini de kaydeden Taşdemir, "Denizlerde yaşanan mülteci ölümlerinin sona ermesi için Avrupa Birliği'ni, düzenli geçiş yollarını sağlamaya ve Türkiye gibi Avrupa dış sınırında bulunan üçüncü ülkelerle mültecilerin durdurulmasına yönelik anlaşmalardan vazgeçmeye çağırıyoruz." dedi.

Basın açıklamasına katılan Suriyeli sığınmacılar da Türkçe ve Arapça, "Savaşlara dur de", "Türkiye ve Suriye birdir" sloganları attı. Açıklamanın ardından grup, denizlerde ölen mülteciler için yaklaşık 10 dakika sessizce ayakta durduktan sonra dağıldı. CİHAN
23 Ocak 2016 17:48
DİĞER HABERLER