İzmir'de polislerden skandal uygulama!

İzmir'de polislerden skandal uygulama!
Türkiye'nin eğitimdeki dünya markası olan Yamanlar Eğitim Kurumları'na yönelik yapılan polis baskınındaki hukuksuzluklar ayyuka çıktı.
Gözaltındaki 9 kişinin ifadesi bir türlü alınamadı. İki günlük gözaltı süresi, çeşitli bahanelerle iki gün daha uzatıldı. Gözaltındakilerin yakınları bu duruma sert tepki göstererek, gözaltıların işkenceye dönüştürüldüğünü dile getirdi.

Türkiye'ye, dünya çapında yapılan bilim olimpiyatları ve spor müsabakalarında yüzlerce altın, gümüş ve bronz madalya kazandıran Yamanlar'a yapılan polis baskınında yaşanan hukuksuzluklar bir bir ortaya çıkıyor.

“Okuldaki yangın ruhsatlarının sahtelerinin düzenlendiği” iddiasıyla, asılları olmayan, fotokopi evraklarla yapılan baskın ve gözaltılar sırasında, polis ekiplerinin CMK'nın birçok maddesini ihlal etmesi avukatlar tarafından tek tek tutanak altına alındı. Aramaya gelen polislerden bazıları, yaşanmamış hadiseleri yaşanmış gibi gerçek dışı olarak tutanaklara geçirdi. Avukatlar, gerçek dışı bu beyanlarla ilgili de ayrı tutanaklar tuttu. Aramalarda yaşanan hukuksuzluk ve trajikomik durumlardan biri de, arandığı iddia edilen sözde ‘sahte belgelerin', asıllarının polisin elinde olmaması. Avukat İsmail Hakkı Küçük bu durumu, “Sahte belge arayan bir insanın elinde o belgenin aslı olur. O belgenin sahtesini aradığını bilir. Bir şey aradıkları izlenimi uyandırmaya çalışıyorlar ama ne aradıklarını kendileri de bilmiyor” diyerek özetledi. Ayrıca, mahkemenin verdiği arama kararı kapsamı dışında kalan birçok yerde de arama yapıldı. Aynı şekilde arama ve el koyma kapsamı dışında kalan birçok bilgisayarın hard diskine hukuksuz olarak el konuldu.

İzmir'de geçtiğimiz Salı günü Yamanlar Eğitim Kurumları'nı yapılan polis baskınında birçok hukuksuzluk yapıldığı ortaya çıktı. Polis bazı okullarda, arama kararı kapsamı dışında kalan yerlere de girerek aradı. Üstelik bu aramalarda avukatlar kanunsuz olarak içeriye alınmadı. Arama kararıyla bir ilgisi olmamasına rağmen bir okulun çalışma ruhsatına el konuldu. Üstelik, avukatların tüm ısrarlarına rağmen okulun ruhsatının fotokopisi bile verilmedi. Baskınlarda yaşanan hukuksuzluklar bununla da sınırlı değil. Aramalarda bilgisayarların hard disklerinin imajları alınması gerekirken, polis, hard diskleri sökerek götürdü. Polisin el koyduğu belgelerin bir fotokopisini avukatlara vermesi gerekirken, arama yapan polisler hukuksuz olarak el koydukları belgelerin fotokopilerini avukatlara teslim etmedi.

FOTOKOPİ EVRAKLA ARAMAYA GELDİLER

Polis baskınında yaşanan hukuksuzluklar, Bornova Özyurt Yamanlar Okulu'nda başladı. Sabah saat 06.30'da okula gelen polis ekiplerinin elinde arama kararı yerine mühürsüz, fotokopi bir belge vardı. Kurum avukatları, polislerden arama kararının ‘aslı gibidir' onaylı suretini istedi. Bunun üzerine polis 3,5 saat sonra arama kararının aslı gibidir onaylı suretini getirdi. Ancak bu süre boyunca polis bir hukuksuzluğa daha imza atarak, okul bahçesini işgal etti. Bahçeyi işgal eden polis ekipleri, bu süre içinde okula veli, öğrenci ve personel girişini engelledi.

İMAJ ALMALARI GEREKİRKEN HARD DİSKLERİ SÖKÜP GÖTÜRDÜLER

Polisin okullara yaptığı baskında, bilgisayar, tablet ve flash bellek gibi veri depolayan araçlarla ilgili yasa dışı bir yola başvurduğu ortaya çıktı. Buna göre, aramalar sırasında bilgisayarların hard disklerini kopyalayarak imaj alması gereken polis, bunu yapmadı ve hard diskleri sökerek el koydu. Bu durum CMK'nın 134 ve ‘arama ve el koyma yönetmeliği'nin 17. Maddesindeki hükümlere aykırılık teşkil ediyor.

AVUKATLARIN ŞERHLERİ

Özyurt Yamanlar Koleji'ndeki aramaya avukat ve okul yöneticileri tarafından şerhler konuldu. Okul avukatlarından Av. Sümeyra Ünlü Çelik tarafından polis arama tutanağına konulan ve yapılan hukuksuzlukları anlatan şerhte şu ifadelere yer verildi;

“Mahkeme kararının aslı ve mühürlü olmaması nedeniyle asıl ve mühürlü verilmesi istenmiş, asıl karar gelene kadar geçen yaklaşık 3,5 saatlik sürede kolluk birimleri izinsiz olarak okul bahçesini işgal etmiş ve okula veli, öğrenci ve personel girişine engel olmuştur. Tutanağın 3 nolu bandında düzenlenen, mahkeme kararında sadece idare ve muhasebe bilgisayarlarına el konulmasına denilmesine rağmen okulun multimedya sinevizyon odasının da hard diski alınmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verilen ruhsatın aslı olmaksızın okulun açık kalamayacağı müdürlerimiz tarafından belirtilmesine ve mahkeme kararında geçmemesine rağmen ruhsatın aslına el konulmuş, fotokopisi dahi tüm ısrarlarımıza rağmen verilmemiştir. Tutanağın 2. Bandında polis memuru B.G. tarafından aleyhe gerçek dışı beyanları tutanağa geçirtmiştir. El konulan belgelerin fotokopisi talep edilmiş ancak amir B.G. tarafından keyfi ve nedensiz şekilde reddedilmiştir.”

"CMK'YA AYKIRI"

Okul avukatlarından Av. Selamettin Kulaç da okulda yapılan aramayla ilgili hukuksuzlukları tutanaktaki şerhte şöyle sıraladı; “Arama ve el koyma işlemi uygulanırken bilgisayar hard diskine el konulmuş, bu uygulamanın CMK 134 ve ‘arama ve el koyma yönetmeliği'nin 17. Maddelerindeki hükümlere aykırı olduğu, bu işlemler nedeniyle eğitim kurumundaki öğrenci kayıtları, velilerin eğitim ve öğretim desteği, başvuru kayıtları, e-okul sistemindeki kayıtlarının yapılamayacağından müvekkil eğitim kurumunun madde ve manevi zarara uğrayacağı uyarısında bulunulmuş, müvekkilimize ait eğitim kurumunda yapılan aramanın mahkeme kararı ve hukuka uygun yapılması talepleri dikkate alınmamıştır. Herhangi bir suç unsuru teşkil etmediği açık olan, bakanlık tarafından verilen ruhsatın aslına dahi el konulmuş, bu hususa ilişkin  tüm şikayet ve tazminat davası haklarımız saklı tutulmuştur. Tutanakta çalışma ruhsatının alınmasının engellendiğine dair beyanlar hakikate aykırı olarak tanzim edilmiş, usule uygun arama ve el koymaya ilişkin taleplerimiz reddedilmiştir.”

AVUKATI ARAMAYA ALMADILAR

Bozyaka Yamanlar Ortaokulu'na baskın düzenleyen polisler de, arama kararı kapsamında olmayan lojman bölümüne girdi. Lojmana giren polisler, aramaya katılmak isteyen avukat İsmail Hakkı Küçük'e izin vermedi. Vekaletnamesi olmasına rağmen aramaya alınmayan Av. Küçük, bununla ilgili tutanak tuttu. Av. Küçük, yaşanan skandalla ilgili şunları söyledi; “Beklemiyorlar, giriyorlar. Orası, arama kararının kapsamı dışında. Savcı talimat veriyor, 'Girin, kapıyı kırın.', ondan sonra ben geliyorum avukat olarak, beni içeriye almıyorlar. Hard disklere el koyuyorlar. Kanunda özel düzenleme var, 'İmaj alın.' diyorum. 'Okulun muhasebe sistemini kilitlemeyin, okula çok büyük ekonomik zarar olur bu.' Merdiven boyu ölçüyorlar. Tabela ölçüyorlar. Oradaki müze şeklinde düzenlenmiş yerin görüntülerini alıyorlar, dışarıya havuz medyasına servis ediyorlar. Kanunsuz girdiler. Lojmana gündüz 13.30'da girdiler, akşam saat 19.00'da arama kararını getirebildiler. Arama kararı olmadan girdiler. Bu arama kararı olmadan giren insanlar, savcının talimatıyla bunu yapıyorlar ama savcı da yanlış yapıyor, arama kararını yanlış şekilde veren hakim de yanlış yapıyor. Hata ediyor ve bunlar yaptıkları hatanın da bilincindeler, bile bile yapıyorlar. Kendileri bu şekilde motive edilmiş, gaz verilmiş, talimat verilmiş iktidar sahipleri tarafından."

9 KİŞİNİN İFADESİNİ 4 GÜNDE ALAMADILAR

Operasyonda gözaltına alınan 9 kişinin ifadesi 2 günde alınmadı. Bunun üzerine çeşitli bahanelerle gözaltı süresi 2 gün daha uzatıldı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nde tutulan 9 kişiden 2'sinin ifadesi halâ alınamadı. Bu nedenle 9 kişi adliyeye sevk edilemiyor. Gözaltına alınan kişilerin yakınları, gözaltının ‘işkenceye' dönüştüğünü dile getirerek, “3 günde 9 kişinin ifadesi nasıl alınmaz. Bunu bilerek yapıyorlar. Yakınlarımıza psikolojik işkence yapıyorlar” diyor.

Gözaltındakilerin avukatlarından Mehmet Alan ise ifade alma işleminin uzatıldığına dikkat çekerek, “Bir gün sabahtan ifade alma işlemi başlatılsaydı şimdiye kadar çoktan biter ve 9 kişi adliyeye sevk edilirdi. Ancak öğrendiğimize göre savcı bey ‘dosyayı inceleyeceğim' diyerek 9 kişinin Cuma sabahı adliyeye sevkini istemiş” diye konuştu.

Zaman
20 Ağustos 2015 14:57
DİĞER HABERLER