İZTO Başkanı Demirtaş: AB'nin rüşvetine ihtiyacımız yok

İZTO Başkanı Demirtaş: AB'nin rüşvetine ihtiyacımız yok
Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de tutulması karşılığında AB'nin para yardımı ve vizeleri kaldırma vaadine tepkiler devam ediyor. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Cansen Başaran Symes'ten sonra İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş da göçmenlerin pazarlık konusu yapılmasına tepki gösterdi. Demirtaş, göçmenlerin tutulması karşılığında vizelerin kaldırılmasının bir rüşvet olduğunu belirterek, "Bizim böyle bir rüşvete ihtiyacımız yok." dedi. Hükümetten, göçmenlerin pazarlık konusu haline getirilmemesini istedi.

İZTO Başkanı Demirtaş, ekim ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada terör olayları, genel seçim ve Suriyeli sığınmacılar konularına değindi. Son aylardaki terör olaylarında 150'yi aşkın asker ve polisin şehit olduğunu, 200'den fazla vatandaşın da hayatını kaybettiğini belirten Demirtaş, "Geçen ayki meclis toplantımızda, terörü sadece Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'daki olaylar olarak görmeyin demiştim. İşte başkentimiz Ankara'da bir vahşet yaşandı. Emniyet güçlerinin, ülkenin her köşesinde dikkatli görev yapması gerekiyor. Biz hiçbir insanın ölmesini istemiyoruz. Huzurlu bir ortamda yaşamak, istikrar içinde ticaret yapmak istiyoruz." dedi.

'YUNANİSTAN BİR GÜNDE HÜKÜMET KURDU, YİNE 45 GÜN TURLAMA İSTEMİYORUZ'

1 Kasım 2015'ten sonra ülkeyi yönetecek hükümetten, genişlemeci ekonomik politikalarla iç talebin canlandırılmasını isteyen Ekrem Demirtaş, şöyle devam etti: "Evet, 1 Kasım seçimlerine çok az süre kaldı. Oda olarak, hangi parti ne kadar milletvekili çıkaracak, bizi çok ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren, itikrar içinde iş ve yatırım ikliminin yaratılması. O nedenle siyasetçilerden toplumu germemelerini, seçimlerden sonra ön yargılarından arınarak ülkemizin geleceği için en kısa hükümet oluşturmasını bekliyoruz. Yunanistan'da bir günde hükümet kuruldu. Orada da Çipras çoğunluğu almadı ama sanki öncesinde birtakım görüşmeler yapılmış ki bir gün sonra hükümet kuruldu. Yine bizde 45 gün bir turlama olmasını istemiyoruz. 1 Kasım seçimleri, bu dönem için son olmalı. Sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın, parti lideri bunun gereğini yerine getirmeli, çünkü siyasetçinin işi sorun çıkarmak değil, sorun çözmektir. Seçimden sonra hızla hükümet kurularak, terör başta olmak üzere ülkemiz problemlerinin üzerine gidilmelidir."

'MÜLTECİLERİN ÜLKEMİZE FATURASI ÇOK DAHA AĞIR'

İZTO Başkanı Demirtaş, Suriyeli sığınmacıların Avrupa Birliği ile pazarlık konusu yapılmasına da tepki gösterdi. Tarihin en büyük sığınmacı göçünün yaşandığına ve bunu kimsenin durduramadığına dikkat çeken Demirtaş, geçen hafta Almanya Başbakanı Merkel'in ziyaretini hatırlatarak şunları kaydetti: "Basından öğrendiğimize göre Avrupa'ya mülteci akınının durdurulması karşılığında 3 milyar euro yardım yapılması ve vizelerin kaldırılması konuşulmuş. Şimdi 3 milyar euro iyi para. Buraya sığınanlara bir katkı ancak Türkiye Cumhuriyeti, şu anda 26 milyar TL bütçe açığı verdi. Bu, sığınmacılara ayrılan kaynaklar ve terör olayları dolayısıyla yapılan mücadelenin verdiği bir açık. Dolayısıyla 3 milyar euro, 9-10 milyar TL eder. Bu rakam, bizim açığımızı karşılamaktan uzak. Aslında mültecilerin ülkemize faturası çok daha ağır. Mülteci başına belli bir miktar para verecek, sonra başımızda kalacak. Bu kabul edilebilir değil."

'HÜKÜMET, MÜLTECİLERİ PAZARLIK UNSURU HALİNE GETİRMESİN'

Sığınmacıların tutulması karşılığında vizelerin kaldırılmasını rüşvet olarak değerlendiren Demirtaş, "Bunu yapın, vizeleri kaldıralım. Bu tamamen rüşvet. Bizim böyle bir rüşvete ihtiyacımız yok. AB, vizeleri kaldırmak zorunda. Tam üyelik sürecinde olan bir ülkeyiz. Geri kabul anlaşması imzaya açıldı, artık mazeretleri kalmadı. Önceden mülteci sorunu yoktu, şimdi bu konuyu gündeme getiriyorlar. Dolayısıyla mültecilerin geri alınması karşılığında vizelerin kaldırılmasının, bir şart olarak öne sürülmemesi gerekir. Avrupa'nın hem mülteci konusunda hem ekonomileri için bize ihtiyaçları var. Türkiye, sorunlara rağmen hala bölgesel bir güç. Genç nüfusa sahip. Dolayısıyla bir bölgesel güç olan Türkiye'ye AB'nin ihtiyacı var. Böyle bir pazarlığa girmeyi de çok doğru bulmuyoruz. 10 yılda 35 başlıktan 14'ünü açan, sadece bir tanesini kapatan AB, örnek olarak Hırvatistan ile 6 yılda tüm görüşmeleri tamamladı. Bu kardeş ülkenin ekonomisi, bizimle kıyas bile kabul etmez. Bu nedenle Avrupa Birliği'nin adil ve samimi olduğuna inanmıyoruz. Hükümetin de bu konuyu pazarlık unsuru haline getirmesini istemiyoruz." şeklinde konuştu. CİHAN
22 Ekim 2015 11:27
DİĞER HABERLER