Aydın'da düzenlenen jeotermal toplantısında konuşan Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği Başkanı Ufuk Şentürk, tarım alanlarına yapılan jeotermal santrallerine gösterilen tepkilere karşı, bu enerji taşınamadığı için çıktığı araziye kurulduğunu söyledi.
Toplantıya Aydın Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Adnan Menderes Üniversitesi, Valilik Yatırım İzleme Daire Başkanlığı, Ziraat Mühendisleri Odası, jeotermal konusunda çalışma yapan mühendis ve sektör temsilcileri de katılarak birer konuşma yaptı. Dernek Başkanı Şentürk, jeotermalin yenilenebilir ve temiz enerji olduğunu söyledi. Tarım arazilerinde jeotermal kuyu açılması ve elektrik santrali kurulmasına gösterilen tepkilerin, tarım alanlarının imara açılmasına gösterilmediğini belirten Şentürk, bazı sivil toplum kuruluşlarının jeotermal firmalarını hedef aldığını iddia etti. Türkiye'de jeotermal yatırımlar tamamlandığında, 12 bin dönüm alanın bu sektör için kullanıma açılacağını belirten Ufuk Şentürk, elektrik santrallerinin tarım arazilerine yapılmasının da enerjinin taşınamamasından kaynaklandığını söyledi. Ülkedeki jeotermal enerji yatırımlarıyla ilgili bilgi veren Şentürk, "615 MW kurulu güce sahip, 290 MW civarında, hizmete girecek jeotermal elektrik santrali var. 400 MW civarında da başvurusu yapılmı,ş fizibilite çalışmaları tamamlanmış ve ülkemiz için yapılacak jeotermal santral çalışmaları var. Bunlar toplamda bin 215 MW elektrik üretecek. Halkımız biraz sabırlı olursa ikinci yatırımlarımız da hızla devam edecek. Bununla ilgili gerek Tarım Bakanlığı'yla, gerek yerel yönetimlerle irtibatımızı devam ettiriyoruz. Kısa dönemde Manisa tarafında 3 bin 900 dönüm bir araziyi, organize sera bölgesi olarak belirledik. Buraya bir sera bölgesi yapmayı planlıyoruz." dedi.
Jeotermalin, elektrik üretimi dışında bazı alanlarda da kullanılacağını belirten Şentürk, "Alaşehir ile Salihli arasındaki 74 bin dönüm üzüm bağlarının içinde, üzüm kurutmak için kullanılan yaklaşık 6 bin 7 bin dönüme yakın kurutma beton sergileri ortadan kaldırmak, jeotermal kurutma tesisleriyle kurutmak için Tarım Bakanlığı ile çalışmalarımız devam ediyor. Bu sene bir tesis kurularak deneme sürecine başlayacağız. Jeotermalde MW başına 2 dönüm arazi kullanılıyor. Türkiye genelinde bin 200 MW enerji için 2 bin 400 dönüm arazi kullanılacak ama bizim ikinci yatırımlarımız var. Örneğin sera yatırımlarımızla 2 bin 400 dönümde üretilen zirai mahsullerin çok daha fazlasının sıcak su atıklarımızla, reenjeksiyon öncesi atıklarımızla çok daha fazlasını üretebiliriz. Şehirleri ısıtmayı ve kurutma tesisleri yapmayı planlıyoruz ancak kanunumuz yeni çıktı. Bir santral, beş yılda faaliyete geçiyor. Halkımız biraz sabırlı olursa santrallerin devamında seracılıkta ve kurutmada kullanabilirler. Aydınlılar bu görüntü kirliliğinden oldukça muzdarip, bizler bunun farkındayız ama bizim hiçbir atığımız yok. Hiçbir atık üretmeden enerji üretiyorlar. Doğaya karbondioksit bırakıyoruz ama alternatiflerimiz bizden daha fazla. Jeotermalden üretmediğimiz elektriği kömürden, gazdan ve diğer petrol ürünlerinden üretmekteyiz. RES, arz güvenliği olmadığı için devlet tarafından çok tercih edilen bir yatırım değil. 78 bin MW'lık bir başvuru vardı. Rüzgardan ülke enerjisi karşılanabilir ancak rüzgar esmediği zaman enerji yok. Bunun için arz güvenliği olan enerji yatırımlarına ihtiyacımız var. En temiz enerji, jeotermal enerji. Bazı sivil toplum kuruluşları, bizleri halka çok yanlış tanıtma gayreti içerisindeler. O sivil toplum kuruluşları, bir yandan bizi eleştirirken ellerinde bulunan ruhsatlı alanlara yatırım yapmaya başladılar. Jeotermal için kullanılan tarım arazilerinin daha fazlasını yerel yönetimler imara, iskana açarak tüketiyorlar ancak jeotermalciler olarak bize duyulan kadar onlara duyulan bir tepki yok maalesef." dedi. CİHAN