Almanya Ulusal Demokratik Partisi (NPD) üyesi Stefan Jagsch, Hessen eyaleti Altenstadt bölgesindeki Waldsiedlung Köyü’nde oy birliğiyle belediye yöneticisi oldu.

Jagsch karşısında aday olmadan yarıştı ve içinde Angela Merkel’in Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) gibi ana akım parti temsilcilerinin de bulunduğu yedi kişilik heyet tarafından seçildi.

SPD Genel Başkan Yardımcısı Ralf Stegner, şahsi Twitter hesabında şöyle dedi: “Tahammül ve kabul edilecek gibi değil!” 

Stegner, "Bu SPD’nin en temel değerleriyle hiç bağdaşmıyor!  Sosyal demokrasinin de itibarını zedeliyor!" ifadelerini kullandı.

Deutsche Welle'ye göre CDU’nun Hessen’deki yöneticileri Sven Mueller-Winter ve Lucia Puttrich, müşterek açıklama yaparak şok içinde olduklarını ve yaşananlara asla anlam veremediklerini dile getirdi.

İki isim, "yanlış" diye niteledikleri kararın düzeltilmesi gerektiğini belirtti.

Bölgedeki SPD şefi Lisa Gnadl de olayların bu şekilde gelişmesinin kendisini tamamen şaşkına çevirdiğini söyledi.

SPD’nin Altenstadt başkanı Markus Brando, heyettekilerin görev için alternatif aday çıkmadığı için aşırı sağ adaya oy vermek mecburiyetinde kaldığını söyledi.

Jagsch şahsi Facebook sayfasındaki bir fotoğrafta ise elinde "Göç diyorlar, fakat 'soykırım' demek istiyorlar” yazan bir pankartla görülüyor. 

Bu slogan, neo-Nazi çevrelerde popüler olan, sözde bilimsel, gerçekteyse antisemitik "beyaz soykırımı" komplo teorisine açıkça atıfta bulunulan bir referans. 

Birleşmiş Milletler'in 2018'de düzenlenen Göç için Küresel İlkeler sözleşmesine karşı çıkmak amacıyla kullanılıyor. 

Bunun yanı sıra NDP de neo-Nazi gruplarıyla bağlantıları olmasıyla biliniyor.

Jagsch daha önce 2016 yılında bir trafik kazasında yaralanmış ve yakından geçen Suriyeli mülteciler tarafından kurtarılmıştı. 

Alman gazeteleri bu çarpıcı hikâyeyi manşetten duyurmuştu.

İddialara göre o zamanlar Facebook sayfasında “sandal tamamen dolu”, “iltica akışını durdurun” ve “bütünleşme soykırımdır” gibi ırkçı söylemler paylaşıyordu.