'Kadınlar, her alanda güçlendirilmeli'

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, dünya üzerinde 3 kadından 1'inin en az bir kere fiziksel veya cinsel saldırıya maruz kaldığını belirterek, çözümün kadınları her alanda güçlendirmek olduğunu ifade etti.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı Akademi Kadın Çalışmaları ve Sorunları Birimi tarafından 'Akademide Kadın Çalışmaları' konulu panel düzenlendi.
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele, Rektör Prof. Dr. Filiz Kılıç, YÖK Başkanlığı Akademi Kadın Çalışmaları ve Sorunları Birimi Başkanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, İl Müftüsü Yakup Öztürk, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sümeyra Buran, üniversitelerden akademik ve idari personel, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, öğrenciler ve davetliler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Filiz Kılıç, kadın ve erkeğin insanlığı oluşturan ve onu anlamlı kılan vazgeçilmez parçalar olduğunu söyledi. Rektör Kılıç, bir kutsal bütünün diğer yarısı olan kadının, insanlığa düşman olan kişilerce özellikle son yıllarda hor görüldüğünü, aşağılandığını, geri plana itildiğini, şiddete maruz kaldığını ve daha sayılamayacak kadar türlü olumsuzluklarla karşı karşıya bırakıldığını belirtti.

Prof. Dr. Kılıç, "Ne yazık ki kadın, artık bu olumsuzluklarla anılır hale gelmiştir. Ne hazindir ki bu durum, sadece ülkemizde değil dünyanın genelinde böyledir. Kadına tesir eden her olumsuzluk insanlık hanesinin yıkılması anlamına gelir. Bu duruma engel olmak için her bir bireye büyük görevler düşmektedir. Bu problem, sadece ülkemizin değil bütün dünyanın ortak problemidir." dedi.

'KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ FARKINDALIĞI OLUŞTURMAYA ÇALIŞILIYOR'

Panelin açılışında konuşan YÖK Başkanlığı Akademi Kadın Çalışmaları ve Sorunları Birimi Başkanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, birim olarak üniversitelerdeki kadın araştırmacılarla hem teorik hem de pratik olarak bu yıl içerisinde ülkenin 8 bölgesinde bu tür toplantılar yaparak bir farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini vurguladı.

YÖK tarafından bir komisyon kurularak 'toplumsal cinsiyet eşitliği nedir; ne değildir?', 'üniversiteler bu konuda ne yapabilir; ne yapamaz?' konularında bir bildirge yayınlandığını ve üniversitelere gönderildiğini belirten Komsuoğlu, şöyle konuştu: "Bugün yaptığımız toplantı da bunlardan biri. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ortaya konması, yerleşkelerde güvenliğin sağlanması, akademik ve idari personel ile öğrencilerin toplumsal cinsiyet eşitliliği ve adalete ilişkin eğitimler almalarının sağlanmasına dair bir tutum belgesi yayınlandı. Bu çalışmalar YÖK tarafından da kredilendiriliyor ve ders haline getiriliyor."

Slayt gösterimi ile kadınların neler başarabileceğine dair örnekler veren Prof. Dr. Şener Komsuoğlu, "Genç öğrenciler ve akademisyenler ne olursanız olun aslen yapmak istediğiniz mesleğinize hiçbir şey mazeret olamaz." diye konuşmasını tamamladı.

'KÜLTÜR DEĞİŞİMİNE İHTİYAÇ VAR'

Panele konuşmacı olarak katılan İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu ise şu ifadeleri kullandı: "Türkiye Cumhuriyeti bir kadın projesi, kadın özgürlüğü hareketinin başlangıcıdır. İnanın ki, Avrupa'nın birçok ülkesinden çok daha iyi ve çok önce başlamış bir harekettir. Dünyanın en fakir, okur yazarlıktan en yoksun topluluğu kadınlar. Dünya üzerinde 3 kadından 1'i yaşam süresi boyunca en az bir kere fiziksel veya cinsel saldırıya maruz kalıyor. Önümüzdeki 10 yılda 15 milyon kız çocuğu 'çocuk evliliği' yapacak. Çözümü ise kadınları güçlendirmektir. O yüzden bugün buradayız ve o yüzden bu konuları konuşuyoruz."

Türk Yükseköğretim alanında akademik kariyerle ilgili hiç bir engel olmadığını anlatan Şerifoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim sistemimiz eşitlikçi, performans bazlı bir sistemdir. Üstelik kadın profesör oranı tüm Batı ülkeleri içerisinde en iyi bizdedir. Yani kadın akademisyenlerin varlığı konusunda görevli olarak Batı ülkelerine kıyasla daha iyi durumdayız. Ama yükseköğretimin karar mekanizmalarında, yönetim basamaklarında, liderlik basamaklarında kadınlar temsil edilmiyor. Yani akademisyen kadınlar olarak Avrupa'dan daha iyi durumda olmamıza rağmen, gelin görün ki yöneticilik ve idarecilik pozisyonlarında gerideyiz. Bir kadının yükselmesi, bir yerlere gelmesi için büyük mücadele etmesi gerekiyor. Diğer taraftan kadınların esas sorunlarından bir tanesi de 'kendi isteksizlikleri'. Yani kadınlar yöneticilik pozisyonlarına aday olmuyor, parmak kaldırmıyor, 'ben yaparım' demiyorlar. Çünkü aile-iş dengesini kurarken kendisine destek olacak; kreş, çocuk bakımı yani kadının üstlendiği bütün rollerin kurumsal bir yapı tarafından yapılmaması sebebiyle kadınlar bocalıyor ve hem onu hem bunu yapamam sanıyor. Bu nedenle kadınların başka rol modeller ile biraya gelmeleri ve getirilmeleri gerekiyor. Bize düşen en büyük görev ise kadınları eğitmeye ve desteklemekle beraber genel olarak bir kültür değişimine ihtiyacımız var. Bu değişim yine kadınların çabasıyla olacaktır."

'21. YÜZYILDA ÖNEMLİ GELİŞMELER OLDU'

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sümeyra Buran ise konuşmasında, 21. yüzyılda yapılan en önemli gelişmelerden birinin kamusal alanlarda toplumsal cinsiyet eşitliliği politikalarının devlet tarafından uygulanması gerekliliğinin kabul edilmesi olduğunu kaydetti. Genel olarak yurt dışına bakıldığında cinsiyet eşitliğine ilişkin üç farklı kararlaştırma olduğunun görüleceğine dikkat çeken Buran, şu ifadeleri kullandı: "Bunlardan ilki kadın ve erkek aynı olduğu varsayımı üzerine oluşturulan eşitlik kavramıdır. Bu anlamda eşitlik kadınlara erkek gibi davranmayı gerekli kılmaktadır. İkinci eleştiri ise kadın ve erkek arasındaki farklılığa vurgu yapan karamsarlaştırmadır. Kadınların farklı olarak değerlendirilmesi gerektiği, çünkü kadınların erkeklerden farklı oldukları ileri sürülmektedir. Üçüncü yaklaşım ise, toplumsal cinsiyet ilişkilerinin ve rollerinin dönüştürülmesidir. Bu üç yaklaşım Avrupa Birliğinde toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarında mevcuttur. Türkiye'de ise her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak için pek çok bu tür düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler evrensel cinsiyet eşitliği politikaları ve Avrupa Birliği direktifleri ile uyum içerisindedir.

Görüş ve soruların yer aldığı panel, Rektör Prof. Dr. Filiz Kılıç tarafından YÖK Başkanlığı Akademi Kadın Çalışmaları ve Sorunları Birimi Başkanı Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, İstanbul Bilgi Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sümeyra Buran'a plaket takdimi ile son buldu.
CİHAN
03 Aralık 2015 12:44
DİĞER HABERLER