Nüktedan bazı okuyucular “Popüler meselelere merakını biliyoruz. Neden herkes gibi “Haydi bir daha söyle!” şarkısını mırıldanmıyorsun?” diye yazarınızın yumuşak karnına dokunuyorlar. İyi de fakir, bir kaç ay önce “Yeni dizisi belli oldu!” uyarısı ile “İkinci Adam” pozisyonundan sıkılan ve ahir ömründe başarı avına çıkan bir devletlinin geniş bütçeli bir proje ile piyasa yapmaya çalıştığını paylaşmıştık.

 

Gelinen noktada, Saray'ın iç avlusunda geceleyenler de dahil, herkesin kafası karışık. Dizinin adı bile konamadı, iyi mi? Seyrettiğimiz trajik komedi eli yüzü düzgün bir isimden bile mahrum. Yeni bir “Çözüm süreci” olmadığında herkes müttefik. Bu da iyi hiç olmazsa listeden bir isim eksilmiş oldu. İşgüzar bir kaç akildanenin “Girişim” teklifleri pek ilgi uyarmadı. Aynı teklifi yapanlar da sürecin “Kadife eldiven” ya da “Demir yumruk” tercihlerinden hangisi ile sürdürüleceğinde kararsızlar.

 

Kafa karışıklıklarının haklı sebepleri var. Nedense kırk yıldır iktidarların başına bela olan terör konusu isteksiz, ununu eleyip eleğini asan ve tükenen bir siyasi kadroya emanet edilmiş durumda. Siyasi kaliteleri sınırlı aktörlerin ileri yaş heyecanları, kilo problemini aşamayıp sene başında kendini “New year resolution!”, yeni yıl çözümleri modasına kaptıran obez tipleri hatırlatıyor. Kış aylarının darlığında girilen bu heyecanlar bahara ulaşır mı? Şimdiden bir şey söylemek zor. Hatırlayacağınız üzere, bölgedeki operasyonel aktiviteler kış aylarında durma noktasına gelir.

 

Taraflar arasındaki diyalogların aynı yerden yazıldığı gibi bir izlenim de var. Açıkçası her iki tarafın da konuşma metinleri diyalog değil, monolog şeklinde devam ediyor. Parti ve siyasi oluşumları ikna etme turlarının sadece taraflardan birine bırakılmış olması, bilmem dikkatinize takıldı mı? Diğerlerinin tuzu kuru; “Düğmeye basan biziz. Daha ne yapalım ayol!” rahatlığı içindeler.

 

Koltuk değneği muhalefet lideri kendine sorulacak soruları da belirliyor. Hani o teşkilat içi temizlikte “Oda içindeki fil” sorusundan köşe bucak kaçtığı gibi, hala içerde olan ve gündemdeki konu ile birebir ilgili şahıs hakkında soru sormaya kalkan gazeteciye kibarca “O konuyu hiç açma istersen!” uyarısında bulunmuş. İkna turları ile vazifeli heyet bu uyarıya pek kulak asmadı ve bölgenin bir kesimi için önemli olan ismi cezaevinde ziyaret etmeyi ihmal etmedi.

 

Saray'dan aldığı tam yetki ile görüşmelere öncülük eden hazret'in yanında iktidar aktörlerinden kimsenin olmaması ilginç. Meclisteki azınlık parti liderlerinden biri “Saray nerede durduğuna karar vermeli!” diyerek, belirsizliğin derinliğine dikkat çekti. Kendileri ile görüşülen parti mensupları bu durumda ise gerisini siz düşünün.

 

Görüşmeleri başlatmış olma ayrıcalığı ile etrafa gülücükler yağdıran ekip banallık ve renksizliğin farkında değil. Partileri ikna turuna devam eden ekibin içerisinde bir bayan milletvekilinin bulunması iyi yakalanmış bir manevra.

 

İktidarın bu ayrıntıyı geç de olsa fark ettiği kanaatindeyim. Nereden çıkardınız diyeceksiniz? İşte tam o noktadayız. Saray'a muhalif görünüp de, parti liderliğini bıraktıktan sonra bile “Hadi sen de gel!” çağrısına kulak kabartan milliyetçi-muhafazakar hanımefendi, niye bir türlü gündemden düşmüyor dersiniz? İktidar kanadından götürülen görev teklifleri konusundaki zemin yumuşatma girişimlerinin zihinleri hazırlamaya yönelik işaret fişekleri olduğu her halinden belli.

 

Birkaç hafta önce, Amerikan televizyonu klasiklerinden sayılan Seinfeld'deki Elaine'in “Büyük bütçeli yapımlardaki hikayeler hiçbir yere gitmiyor!” sözünü paylaşmıştım. İlk yayınlandığı aylarda seyircilerden beklenen ilgiliyi görmeyen dizi, bayan karakter Elaine'in kadroya dahil edilmesi ile izlenme rekorları kırıyor. Bir bayan oyuncununu nelere kadir olduğunu görün.

 

Çok değil üç vakte kalmaz, iktidar kanadının vitrinini renklendirecek aktörleri kadrosuna dahil ettiğine şahit olursanız, şaşırmayın. Bir şey olacağından değil siyasi görüntüde piyasa hacmi oluşşun.