Kamalak: Sokağa çıkma yasağı döneminde hendekler daha da arttı

Saadet Partisi Genel (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Şırnak'ın Cizre ve Silopi ilçesinde okulların kapatılması ve şehirlerin boşaltılmasının üzüntü verici olduğunu kaydetti. Sokağa çıkma yasağı gibi uygulama yöntemlerin sorunu çözmediğini aksine daha da derinleştirdiğini savunan Kamalak, "Sadece güvenlikçi politikalar sorunu çözmekten çok uzaktır. Nitekim hendeklerin kapatılması amacıyla daha önce ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının problemi çözemediği, hatta tam tersine sokağa çıkma yasağının uygulandığı dönemlerde hendeklerin daha da arttığı net bir şekilde görülmüştür." dedi.

Saadet Partisi Genel (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, genel merkez binasında Şırnak'ın Cizre ve Silopi ilçesinde yaşanan gelişmeler ile ilgili açıklamalarda bulundu. Şırnak'tan, Cizre'den, Silopi'den ürkütücü haberler geldiğini, şehirlerin boşaltıldığını vurguladı. Sokağa çıkma yasaklarının arttığını dile getiren Kamalak, "Okullar kapanıyor, öğrenciler, öğretmenler süresiz izne gönderiliyor. En büyük gücümüz olan kardeşlik duygularının yerini, en büyük tehlike olan korku ve öfke alıyor. Oysa öfke ile kalkan zarar ile oturur. Nitekim söz konusu hendekler sadece mahalleleri değil, gönülleri birbirinden koparıyor." ifadelerini kullandı.

Kamalak, Şırnak'ın Cizre ilçesine inceleme için gittiklerini hatırlattı. Kamalak, orada yaşanan olayları görme imkanı bulduklarını kaydetti. Kamalak, "Sadece güvenlikçi politikalar sorunu çözmekten çok uzaktır. Nitekim hendeklerin kapatılması amacıyla daha önce ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının problemi çözemediği, hatta tam tersine sokağa çıkma yasağının uygulandığı dönemlerde hendeklerin daha da arttığı net bir şekilde görülmüştür." açıklamasında bulundu.

Kamalak, Cizre temasları sırasında Cizrelilerin tamamına yakınının, sadece iki mahallede var olan hendekler yüzünden 150 bin nüfusa sahip tüm ilçede sokağa çıkma yasağı uygulanmasının olayları tırmandırdığını ve korku ortamının oluşmasına neden olduğunu söylediğini vurguladı. Kamalak, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu da göstermektedir ki, uygulanan yöntem sorunu çözmemekte, daha da derinleştirmektedir. Teröre karşı silahlı mücadele elbette olacaktır, ancak meselenin çözümü için siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik adımların da atılması, kardeşlik bağının güçlenmesi gerekmektedir. Çünkü siyasetin görevi hendekleri kapatmak kadar, gönülleri kazanmak olmalıdır.

'NE OLURSA OLSUN MEŞRU ZEMİNDEN AYRILMAMALI'

Kamalak, Doğu'da yaşanan sıkıntıların giderilmesi için şu uygulamaların yapılması gerektiğini dile getirdi: "Sıkıyönetimin ön plana çıktığı gardiyan devlet yaklaşımıyla değil, şefkat ve kardeşliğin esas alındığı 'kerim' devlet anlayışıyla hareket edilmelidir.
Ne olursa olsun hukuktan ve meşru zeminden ayrılmamalı. Siyasetin acilen dilini düzeltmesi ve kutuplaşmadan vazgeçmesi gerekmektedir. Bu milletin fertleri arasında en güçlü bağ dindarlık bağıdır. Bu nedenle İslam kardeşliği vurgusu samimi olarak ifade edilmelidir. Sıkıyönetim ilan edilen yerler, gençler arasında işsizliğin en yoğun olduğu yerlerdir. Bu ise terörün gelişimine zemin hazırlamaktadır. Hızlı ve planlı kalkınma için serbest piyasa anlayışı yerine bu bölgede, geçici süreyle yatırımları kamu üstlenmelidir. Devletin riske girmediği bir yerde özel sektörün riske girmesini beklemek ancak zaman kaybına neden olmaktadır.

Ne olursa olsun, çözüm süreci sürdürülmeli, ancak bunun muhtevası, yöntemi ve metodu değiştirilmelidir. Saadet Partisi'nin belirttiği şekilde yapılmalıdır. Çünkü 30 yıldır uyguladığınız metot hastalığı daha da ağırlaştırıyorsa, ya metodu, ya doktoru veya hem doktoru hem de tedavi metodunu değiştirmeniz gerekir."

34 İSLAM ÜLKESİNİN BARIŞ İÇİN BİR ARAYA GELMESİ ÇOK ÖNEMLİ

Mustafa Kamalak, 34 ülkenin birleşerek İslam ordusu oluşturması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kamalak, akıl için yolun bir olduğunu defalarca açıkladıklarını vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: "Elbette terörle mücadele için 34 İslam ülkesinin bir araya gelmesi barış gücünün oluşması çok önemli, destekliyoruz ama yeterli değil. Bunu diğer tedbirlerle takviye etmek lazım. Biz bu tür olayları önleyebilmek için 15 Haziran 1998'de. D-8'leri kurduk. D-8'lerin barış, diyalog, adalet, eşitlik, halkça paylaşım, insan hakları prensipleri var. Bunların oluşabilmesi için İslam birliğinin kurulması şarttır. İslam birliğinin temel organlarından biri İslam barış gücünün oluşturulmasıdır."
CİHAN
16 Aralık 2015 12:44
DİĞER HABERLER