Karadeniz'in İyilik Melekleri

Karadeniz'in İyilik Melekleri
Karadeniz'de, üç farklı kentte yoksul insanların yardımına koşan 3 kadın, yaşadıkları şehirlerde ''iyilik melekleri'' olarak tanınıyor. Yaptığı iyiliklerle çevresindekilerin takdirini kazanıp ''Allah razı olsun'' sözü için iyilik yapmayı sürdüren Leyla Yavuz, bugüne kadar binlerce çocuk sevindirip binlerce aileyi birçok sıkıntıdan kurtardı. Trabzon'da yaşayan Leyla Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iyilik yapmayı kendine has veya fazlalık olan bir meziyet olarak görmediğini belirterek, ''Her insanın benim gibi olduğunu düşündüğüm için bana çok normal geliyor'' dedi. Herkesin derdine koşmayı, sıkıntısını çözmeyi küçük yaşlardan itibaren bir yaşam felsefesi olarak kabul ettiğini anlatan Yavuz, ''Bazen zararlarını görüyorum. Çözemediğim bir şey olsa, ulaşamadığım bir vatandaş olsa, onun için epey üzülüyorum. Şimdi Ramazan başladı. Talepler arttı. Bu bende stres oluşturdu, ellerimde döküntüler çıktı'' diye konuştu. Maddi durumunun iyi olduğunu, hem kendi imkanlarıyla hem de yönlendirdiği kişiler aracılığıyla bugüne kadar binlerce kişiye yardımcı olduğunu, bunu ''Allah rızası'' için yaptığını ifade eden Yavuz, ''Bana çocuğu hasta olan kadın gece rahatlıkla telefon açabilir mesela. Onunla gider, çocuğunu acile yatırırım. Asla gocunmam, yük oluyor bu bana demem. Özellikle başında kocası olmayan, bakacak çocukları bulunan kadınlara sürekli yardımcı oluyorum. Böylelerine özellikle farklı yollara sapmasınlar diye elimden ne geliyorsa yaparım, Allah ömür verdikçe yapmaya da devam edeceğim'' dedi. İki yıldır Trabzon Belediyesi Sosyal İşler Müdürlüğü'nde görev aldığını, eskiden kendisine eş-dost aracılığıyla ulaşan yardıma muhtaç sayısının böylece çok daha arttığını dile getiren Yavuz, şunları söyledi: ''Herkesin etrafındaki düşkününden haberdar olması gerektiğine inanıyorum. Zaten öyle olsa hiçbir sıkıntı kalmaz. Kimse de mağdur olmaz. Bu her yönden, giyecek, gıda, maneviyat yönünden böyle. Ben boş durmam. Her zaman hikaye kitabıyla oyuncak toplarım. Yazın yaylalara veya bir köye gittiğimde, yol kenarlarında çiçek satan çocuklara onları hediye ederim.'' -NASİP, KISMET, FIRSAT- Nasip, kısmet ve fırsat oluşmasıyla da birçok iyiliğe imza attığını belirten Yavuz, şöyle devam etti: ''Geçenlerde kuruma Hollanda'dan bir Türk gurbetçi işçi geldi. Bir iş için beklerken benim buradaki trafiği gördü. 'Size yurt dışından akülü araba gönderebilirim bağış olarak' dedi. Oradaki Türklerle konuşup bize akülü araç göndereceğini söyledi. Şimdi onları bekliyoruz, gemiyle buraya geliyor. 25 akülü araç gelecek. Onun heyecanını yaşıyorum. Bunlar hep tesadüf. Böyle çok örnek var. İyilik yapmak için Allah karşıma fırsat çıkarıyor. Evimde yıllardır üniversiteli öğrenci konaklar. Şu anda 10'uncu öğrenci evimde konaklıyor. Benim biri üniversitede iki çocuğum var ama evimde kalan öğrenciler de artık benim çocuğum sayılır. Allah bana fırsat verdikçe giyecek, gıda, eşya, yakacak, ne kadar iyilik varsa yapmayı sürdürmek istiyorum.'' -''ÇOK KUTSALDIR O BENİM İÇİN''- Maddi imkansızlık ve sağlık sorunları nedeniyle intihar aşamasına kadar gelen Meryem E, elinden tutan Leyla Yavuz'u ''iyilik meleği'' olarak niteledi. Eşinin yıllardır KOAH ve kalp hastalığı çektiğini, kendisinin de çeşitli hastalıklara boğuştuğunu anlatan Meryem E, bir arkadaşı vasıtasıyla telefonunu alarak Leyla Yavuz'a ulaştığını, o andan itibaren hayatının değiştiğini anlattı.Meryem E, ''Tüpü açıp intihar edecek raddeye gelmiştim. Leyla Hanım'dan Allah razı olsun. Derdimi anlattım. Gıda yardımı yaptı, harçlık verdi, Valiliğe yönlendirdi, yeşil kart çıkarttı. Hala yardımlarını sürdürüyor. Çok kutsaldır o benim için'' dedi. -''GECE VARDİYASI BİLE VAR''- Eşinden şiddet gördükten sonra ayrılan iki çocuk annesi Sabire A. ise, şunları kaydetti: ''İstanbul'dan baba ocağı Trabzon'a ilk geldiğimde sıfırdım maddi ve manevi açıdan. Leyla abla çocuklarımı okula gönderdi, maddi manevi ihtiyaçlarımın tümünü karşıladı. Cebindeki parayı bile bana verdi. Hayatımız tamamen değişti. Hiçbir şeyim yoktu. Çocuklarımın okul masraflarından bu evde olan her ne varsa onun sayesinde oldu. Beni hiç yalnız bırakmadı. Onu çok seviyorum. İyi ki var. Bir gün ona evimde patatesim, şekerim yok dedim. Kocasını, çocuğunu aldı, gecenin bir yarısı geldi. Gece vardiyası bile var'' diye konuştu. -GÜMÜŞHANE'NİN İYİLİK MELEKLERİ Gümüşhane'de ihtiyaç sahibi insanları yaz kış giydirmek için 12 yıldır emek harcayan Türk Kadınlar Birliği (TKB) Gümüşhane Şubesi Başkanı Aynur Çubukçu ile yönetim kurulu üyeleri Ülkü Aras ve Fatma Araz'ı, özverili çalışmalarından dolayı Gümüşhaneliler, ''iyilik melekleri'' olarak nitelendiriyor. Çubukçu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Marmara depreminde enkaz altında kalan, yakınlarını kaybeden insanların durumlarının kendilerini çok etkilediğini belirterek, ''Şube olarak ilimizde yaptığımız çalışma sonrası deprem mağduru insanlarımıza ilk yardımı ulaştıranlardan olduk'' dedi. Marmara depreminden sonra Gümüşhane'ye çok dönenlerin olduğunu dile getiren Çubukçu, şöyle devam etti: ''İzlediğimiz haberlerde, deprem mağduru insanlarımızın her şeylerinin yok olduğunu, giysilere ihtiyaçları olduğunu duyduk. Birlik olarak hemen faaliyete geçtik ve bir arkadaşın yardımıyla deprem bölgesine her yaştan insanlarımız için giysiler gönderdik. Ancak daha sonra depremden dolayı Gümüşhane'ye dönen çok sayıda insanımızın olduğunu öğrendik. Biz de bu işi ufak tefek yapmaktansa büyütme kararı aldık. Durumu iyi olup da giysilerini bir ya da iki kez kullanan insanlarımızdan gardırobunda bulunan giysilerini ihtiyaçlı insanlarımıza dağıtmak için bize bağışlamalarını istedik. Bu isteğimiz çok olumlu karşılandı. Aldığımız giysileri ihtiyaçlı insanlarımıza dağıtmaya başladık.'' Dönemin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu'nun eşi Ayşe Güzeloğlu'nun birliği ziyaret ettiğini ve kendilerine büyük katkılar verdiğini anlatan Çubukçu, şöyle dedi: '' Yerimizin dar olduğunu, topladığımız giysileri depolayacak yerimizin olmadığını görünce, Özel İdare İşhanı'nda Valilik tarafından bize bir yer tahsis edildi. Adını da 'Sevgi Yumağı Mağazası' koyduk. Amacımız, tüm fakir insanlarımıza ulaşmaktı. 12 yıldır, aralıksız ve yoğun bir şekilde hiç aksatmadan çalışmalarımız sürüyor. Salı ve cuma günleri dağıtımı yapıyorduk ancak baş edemedik. Ev işlerimiz çok aksıyordu. Şimdi sadece cuma günleri giysi dağıtıyoruz. Zaman zaman köy muhtarları haftanın diğer günlerinde arıyorlar. İhtiyaçlı insanları gönderiyorlar. Biz de o zaman açarak vatandaşın ihtiyacını gideriyoruz. İlimizin ilçelerinden, köylerinden gelenler oluyor. Hiçbirini boş göndermiyoruz. Açıldığımız günden bugüne kadar binlerce insanımıza yardım yaptık.'' Yönetim kurulu üyeleri Ülkü Aras ve Fatma Aras, bu tür çalışmaları sağlıkları elverdikçe sürdüreceklerini söylediler. -ARTVİN'İN İYİLİK MELEĞİ- Artvin Zihinsel Engelliler Derneği Başkanı Hatice Nur Ersöz, 13 yıl önce kurulan dernek aracılığıyla özellikle engellilerin iyilik meleği oldu. Ersöz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, amacının insana yatırım olduğunu belirterek, ''Ne olursa olsun maddiyattan arınmış, insancıl duyguların ön planda olduğu anlayışla engelliler ve ailelerine gönüllü hizmet etmekteyim. Hiçbir karşılık beklemeden... Engelli camiası beni bir kardeş, bir abla, teyze, nine, kayınvalide olarak bağırlarına bastı'' dedi. Bugüne kadar birçok engellinin sorununu çözdüğünü, ihtiyacını karşıladığını, bazılarını evlendirdiğini, tedavilerini gerçekleştirmeleri için önayak olduğunu anlatan Ersöz, şunları kaydetti: ''Hem kişisel olarak hem de dernek aracılığıyla engellilerimize dokunarak onların engellerini bir nevi ortadan kaldırmaya çalıştım. Çeşitli kurslarla iş sahibi yaptıklarımızdan eğitimlerine yardımcı olduklarımıza, maddi olarak gerçekleştirilen girişimlerle evlendirdiklerimizden akülü araba bağışına kadar yüzlerce faaliyeti hayata geçirerek iyilik yapmaya çalıştık. Bunu imkanlarımız ölçüsünde de sürdüreceğiz.'' Ersöz, evlendirdiği birçok engellinin artık torunlarıyla kendisini ziyarete geldiğini vurgulayarak, ''Bu da bana manevi güç ve huzur veriyor'' diye konuştu. (ORH-ÖZ-BS-MK-YÜC-ÇAL)17.08.2011 16:37:12
17 Ağustos 2011 16:39
DİĞER HABERLER