'Karamehmet'i de böyle batırmışlardı'

''Dolar ve faizlerin fırladığı şu günlerde bankaların Telekom’dan mütevellit riski katlanıyor. Akbank ya da Garanti Bankası’nın idarecilerinin yerinde olsam Pamukbank’ın Fiskobirlik vakasını hiç hatırımdan çıkarmam.''

Semih Ardıç / Tr724

Bankalara suç işleten BDDK Başkanı’nın sözleri Pamukbank ve Fiskobirlik vakasını hatırlattı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) vazifesi nedir? En mühim vazifesi bankaların, katılım bankalarının, leasing ve faktoring şirketlerinin faaliyetlerinde Bankacılık Kanunu’na riayet edip etmediklerini teftiş etmektir.

En fazla dikkat edeceği kısım da bankalara emanet olarak bırakılan mevduat ve kredilerdir. Mevduatı kaynak olarak kullanıp diğer taraftan kredi tahsis eden bankalar, kredilerin tahsilatından birinci derecede mesuldür. Kanunda kredinin batması halinde bankanın yönetim kurulu üyeleri ve imza yetkisini haiz idareciler ‘nitelikli zimmet suçu’ işlemiş addediliyor.

2001 KRİZİNDE 75 MİLYAR DOLAR BUHARLAŞTI

Malî bir tasarruf için kanuna hayli ağır bir müeyyidenin dercedilmesi sebepsiz değil. Zira 2001 krizinde 21 banka batık krediler yüzenden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) devredilmişti. Mevduat ve diğer mükellefiyetlerle beraber 75 milyar dolar batmıştı.

Bahse konu batık Hazine’nin, dolayısıyla vatandaşın sırtına kalmıştı. Benzer bir krizin tekerrürüne mani olmak için kanunda kredilerin tahsisi, teminatlandırılması ve tahsilatına dair safahat çok sıkı hale getirilmişti. Kural ihlali yapan bankacıları 20 seneye kadar ağır hapis cezası bekliyor.

TELEKOM’UN 4,5 MİLYAR DOLAR KREDİ BORCU

Kanun bu kadar sarih. BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben’in 15 Kasım’da Reuters’e verdiği mülakatta sarfettiği sözleri okuyunca mevzuata atıf yapma ihtiyacı hissettim.

Oger Telecom’un Türk Telekom için aldığı 4,5 milyar dolar kredinin taksitlerini bir senedir ödeyemediği hatırlatılınca BDDK Başkanı Akben, “Biz bankalara dedik ki siz bunları takibe almayın. Hazine ya kendisi alacak ya da Saudi Telecom ya da diğerlerine satacak. Bu krediler ‘default’a düşmeyecek.” ifadelerini kullanıyor.

Bu beyanatı veren herhangi biri değil. ‘Batık krediyi takibe almayın’ talimatını 3 trilyon TL büyüklüğe ulaşan bankacılık sektörünü düzenleyen, teftiş eden üst kurulun başkanı bizzat bankalara kanunu çiğneyin talimatı verdiğini söylüyor.

AKBEN’İN SÖZLERİ SUÇUN İTİRAFIDIR

21 Ekim’de ‘Telekom’da kayyım devri’ başlıklı makalede (http://www.tr724.com/turk-telekomda-kayyim-devri/) hükûmetin, BDDK üzerinden bankalara ‘krediden doğan alacaklarınız için icra işlemi yapmayın’ mesajı verdiğini ve kanunun çiğnendiğini belirtmiştim. Akben’in sözleri kulaktan kulağa yayılan iddiaların itirafıdır.

Trafik polisinin kırmızı ışıkta yayaları ezen bir şoför hakkında tahkikat başlatan savcıya, “Buna ilişmeyin. Bir şekilde çözeriz.” telkininde bulunması kadar vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Akben demek istiyor ki Akbank ve Garanti Bankası, kanunu çiğnesin ve Telekom hisselerini alacağı mukabili satışa çıkarmasın.

ERDOĞAN’A YAKIN İSİMLER YÖNETİMDE

Akben, Telekom yönetim kurulu Abdullah Tivnikli, Yiğit Bulut gibi Reis-i Cumhur Recep Tayyip Erdoğan’a yakın isimlerden müteşekkil olduğu için işlenen suçları halının altına süpürmeye çalışıyor ve suç işliyor.

Vatandaş, konut kredisi taksitini iki ay üst üste aksattığında banka daireyi icradan satışa çıkarırken, BDDK Başkanı sadece Akbank’ın 1,5 milyar dolarlık riskini görmezden geliyor ve bütün sistemi ateşe atıyor. Paraşütle indiği koltuğun diyet borcunu böyle ödediğine inanıyor.

BDDK’DA KURUL TOPLANAMIYOR

Akben, merakımı mazur görsün. Bu kararı nasıl aldı? Zira yedi kişilik Bankacılık Üst Kurulu’nda kendisi haricinde bir üye kaldı. Vazife müddeti dolan beş üyenin yerine yeni isimler tayin edilmedi.

Toplantı ve karar yeter sayısı tesis edilemediğine göre bankalara ‘Telekom’u icraya vermeyin’ minvalinde resmî bir kurul kararı bildirilmiş olamaz. Kanunları tatbik etmekle mükellef bürokratların kanunsuzlukları yüzünden devlet mekanizması iktidarın oyuncağı haline getirildi. BDDK, vazife tanımının aksine bankacıları suça teşvik ediyor.

PAMUKBANK BÖYLE BATIRILDI

Dolar ve faizlerin fırladığı şu günlerde bankaların Telekom’dan mütevellit riski katlanıyor. Akbank ya da Garanti Bankası’nın idarecilerinin yerinde olsam Pamukbank’ın Fiskobirlik vakasını hiç hatırımdan çıkarmam.

Bankanın sahibi Mehmet Emin Karamehmet, kredi için ‘garantör biziz’ diyen Hazine ve Merkez Bankası’nın daha sonra bu sözleri nasıl unuttuğunu ve kendilerinin devlet eliyle batırıldığını şöyle anlatmıştı: “1999 senesinde IMF Türkiye’de olduğu için Fiskobirlik’in fındık paraları ödenemiyordu. Devlet bizden Fiskobirlik’e para vermemizi istedi. Fakat o zamanki kanuna göre özel bankalar devlet şirketlerine kredi veremiyordu. Bunun üzerine kanun değişti. Biz bunun üzerine Fiskobirlik’e para verdik. Bu para 2002 senesine kadar son 4 sene faiz çalıştırılmadan ödenmedi. Ben zamanın Maliye Bakanı Kemal Derviş’e gittim. ‘Bize 15 senelik sıfır faizli 15 sene sonra ödenecek devlet bonosu verin’ dedim. Derviş, ‘2 ay sonra veririz’ dedi. 2 ay sonra hiç ödenmedi. Pamukbank, bize ait Yapı Kredi’ye devrolduktan sonra da ödenmedi. Biz her şeyimizi satarak 2 sene içinde bütün her şeyimizi satarak ödedik.”

DEVLET FİSKOBİRLİK BORCUNU ÖDEMEDİ

Karamehmet’e o gün kanunu değiştirip Fiskobirlik’e 700 milyon dolar kredi tahsis ettiren devlet bu parayı ödemeyince Pamukbank battı. Karamehmet’in Digitürk’ten Show TV’ye, Turkcell’den Yapı Kredi’ye Türkiye’nin en büyük markalarını kaybetmesinin başlangıcı böyle olmuştur. Yani devlet verdiği sözü tutmamıştır.

Benzer vaka Demirbank’ın TMSF’ye devredilmesinden bir gece önce de yaşanmıştır. Karamehmet’ten dinlemiştim: “Bizi Ankara’ya çağırdılar. Gelenler İş Bankası, Garanti, Akbank ve bizdik. ‘Yarın sabah bizim 1 milyar dolara ihtiyacımız var. Her bir banka 250 milyon dolar ödeyecek ve zararınız olmayacak’ dediler. Akbank’tan Erol Sabancı Bey, ‘Para, Londra’da yarına yetişmez’ dedi. İş Bankası, ‘Biz ödeyecek durumda değiliz’ dedi. Garanti de ödemedi. Biz, ‘384 milyon dolarımız var yarın emrinizde’ dedik. Ertesi gün o parayı yatırdık.”

GAZİ ERÇEL’DEN KARAMEHMET’E: ONU DA VERGİYE SAYIN!

Daha sonra ne mi oldu? AKP’nin hep iktidarda kalacağını farzederek hukuk dışına çıkan bürokratlar, işadamları Karamehmet’in şu sözlerini dikkatle okumalı: “Parayı verdik. Aradan bir ay geçti. ‘Kur zararınız olmayacak’ dediler. 600 liraya sattığımız dolar 1.400 liraya çıktı. Aradaki farkı bizim şirketlerin üzerine görev zararı diye yazdık. Mahkemede bankadan para çıkmamış gibi görünüyor. Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel’e gittim. ‘Bunu da vergi kabul edin’ dedi.”

Karamehmet kanun değişikliğine ve Merkez Bankası Başkanı Erçel’in beyanlarına istinaden devlete verdiği krediyi tahsil edemedi. Ankara’da çaldığı kapılar yüzüne kapandı. Para da ödenmedi, zararı da karşılanmadı. ‘Vergiye say’ denildi ve hesabın üzerine çizgi çekildi. Bugün Bankacılık Kanunu’na riayet etmeyen ve BDDK Başkanı Akben’in gayr-i hukukî talimatını yerine getiren Akbank ve Garanti’nin sahiplerine de yarın aynı sözler sarf edilebilir.

BATIKLAR VATANDAŞIN SIRTINA YIKILACAK

Türk Telekom’da batan krediler de Kredi Garanti Fonu’ndan tahsis edilen 202 milyar liralık kredilerde tahsilatı aksayan ve şimdiden 15 milyar lirayı bulan batıklar da dönüp dolaşıp Hazine’nin kapısının önüne bırakılacak. O batıkların faturası vatandaşa vergi ve zam şeklinde geri dönecek.

BDDK, ‘vadesi geçse de borçluya göz yumun’ diyorsa o sektörde başka ne gibi defolu işlemlere kapı aralandığını, sektörün taşıdığı malî riskin boyutlarını varın sizin hayal edin.

Türkiye’nin hal-i hazırda en büyük riski, risklerinin hesap edilememesidir.

17 Kasım 2017 10:12
DİĞER HABERLER