Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'nun Çamlıca Camii'nin inşasını israf nedeniyle eleştirmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Çamlıca'da o kadar büyük camiye ne gerek var' diyorlar ya, sen bu hesabı kalkıp Kanuni'ye, Fatih'e sorsana” ifadelerini kullanmıştı. Karamollaoğlu ise bu açıklamaya 'Ebu Zer' örneği ile cevap verdi.
Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısını, her hafta düzenlediği SP Genel Merkezi’nde değil partisinin Eğitim Merkezi’ndeki toplantı salonunda gerçekleştirdi.
Geçtiğimiz hafta, Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın açtığı davanın ardından Balgat’taki Genel merkez binası polis zoruyla tahliye edilmişti. SP’nin o günden bu yana bir genel merkez binası yok.
Karamollaoğlu da basın toplantısına bu konuyla başladı.
"Bir şeyin kanuna uygun olması vicdana uygun olduğu anlamına gelmez"
Genel merkezlerinin hukuki ve vicdani karşılığı bulunmayan bir yaklaşımla tahliye edildiğini savunan Karamollaoğlu, “Bir şeyin kanuna uygun olması, hukuka ve vicdan uygun olduğu anlamına gelmez” dedi.
Dün, SP’nin Yüksek İstişare Kurulu toplanmış ve partiye yeni bir genel merkez kazandırmak için bir kampanya başlatma kararı alınmıştı.
Temel Karamollaoğlu da konuyla ilgili şöyle konuştu:
“Teşkilatlarımızdan ve halkımızdan aldığımız cesaretle yeni bir kampanya başlatıyoruz. Her biri ayrı birer fedakarlık ve kararlılık abidesi olan mensuplarımızı ve partimize gönül verenleri, Yeni Genel Merkez binası için başlattığımız kampanyaya destek vermeye davet ediyoruz. Ve inanıyoruz ki “şerefü'l mekan bil mekin”, yani mekanlar insanlara şeref katmaz insanlar mekanlara şeref katar.”
Kanuni'ye karşı Ebu Zer'li cevap
Geçtiğimiz haftaya damga vuran tartışmalardan biri de Karamollaoğlu’nun Çamlıca Camii’ne yönelik eleştirileriydi. SP lideri, caminin konumunu eleştirerek ulaşımının zor olduğunu ve caminin yapımı sırasında israfta bulunulduğunu ifade etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlere cevabı ise, “Çamlıca'da o kadar büyük camiye ne gerek var' diyorlar ya, sen bu hesabı kalkıp Kanuni'ye, Fatih'e sorsana” şeklinde olmuştu.
Tartışmanın ardından cami düşmanı ilan edildiğini söyleyen Karamollaoğlu şunları söyledi:
Bu akıl almaz iddiayı anlamakta zorluk çekiyorum. Ancak biz muhataplarımızı iyi tanıyoruz onlar da bizi iyi tanıyor. Bir söz vardır hırsız en çok ev sahibinden korkar. Tekrar söylüyorum; Biz camiye karşı değiliz. Biz İsrafa karşıyız, şatafata karşıyız, gösterişe karşıyız, riyaya karşıyız. kibre karşıyız. Millet ucuz soğan alabilmek için marketlerde birbirini ezerken ülkenin kaynaklarının har vurup harman savurulmasına karşıyız. Hadis-i Şerifte buyruluyor ki; İnsanların cami inşa ederek övünmeleri kıyamet alametlerindendir. Diyorlar ki, ‘Çamlıca camii’ni eleştirenler, Kanuni’ye, Fatih’e baksın’ Biz de diyoruz ki; Sizde bir kere Ebu Zer’e bakın.
Muaviye Ebu Zer’e sordu: Sarayımı nasıl buldun?
Ebu Zer cevap verdi: Kendi paranla mı yaptırdın, yoksa milletin parasıyla mı? Kendi paranla yaptırdıysan israf, milletin parasıyla yaptırdıysan günahtır!
Biz de soruyoruz? Bu camiyi hangi kaynakla yaptırdınız? İtibar görkemli mabetlerle olmaz. Asıl itibar ahlakımızdadır, adaletimizdedir. İnsanı yüceltmeliyiz, duvarları, sarayları değil.
Ramazan ayının geldiğini hatırlatan Karamollaoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fitre fiyatını 23 TL olarak açıkladığını hatırlattı.
"Şimdi bizi fitre düşmanı ilan ederler"
Fitrenin bir kişinin karnını doyurmak için günlük en temel ihtiyacı olduğuna değinen Karamollaoğlu, 4 kişilik bir ailenin 1 aylık ihtiyacı için gerekli fitrenin 2 bin 760 TL olduğunu söyledi. Asgari ücretin 2 bin 20 TL olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, “İşte ekonominin fotoğrafı budur. Milyonlarca çalışanı, emekçiyi fitre parasından daha azına mahkum etmektir. Şimdi bizi cami düşmanlığından sonra fitre düşmanı ilan ederler mi, ederler. Ama beyefendilerin hoşuna gitmiyor diye biz hakikati söylemekten asla imtina etmeyeceğiz” dedi.
Seçimlerin üzerinden geçen 2 haftaya rağmen İstanbul seçimleriyle ilgili tartışmaların bitmemesine değinen SP lideri, "Bir an evvel süreç tamamlanmalı ve ülkenin gerçek problemlerine odaklanılmalıdır. Böyle giderse, iktidar bu tavrını sürdürürse, sadece İstanbul seçimleri değil, demokrasi de mundar olacaktır. Adalete, sandığa duyulan güven ortadan kalkacaktır. Bundan da bütün Türkiye zarar görür. Biz bu uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyoruz. Tek derdimiz milletimizin refahı, ülkemizin geleceğidir" ifadelerini kullandı.
(independentturkish.com)