Norveç tarihinin en kanlı katliamına imza atan İslam düşmanı Anders Behring Breivik hakkındaki psikiyatri raporu dün mahkemeye sunuldu.
235 sayfalık raporda psikiyatrlar, 22 Temmuz'da düzenlediği saldırılarda 77 kişiyi öldüren, 151 kişiyi de yaralayan Breivik'in akıl sağlığının yerinde olmadığını, bu yüzden katliamdan sorumlu tutulamayacağını ileri sürdü. Ülke gündemine bomba gibi düşen raporda, Oslo katliamcısının, 'düşünce ve duyularının ağır oranda bozulduğu psikotik bir durumda' olduğu, dolayısıyla cezai ehliyetinin bulunmadığı belirtildi. Raporu kamuoyuna duyuran savcı Inga Bejer Engh, Breivik'in cezaevine değil, psikiyatrik gözaltına gönderilebileceğini açıkladı. Breivik, katliamı Norveç ve Avrupa'yı Müslümanlardan ve çok kültürlülükten korumak için işlediğini itirafa etmişti. Avrupa'daki aşırı sağcı partiler de, dikkatleri dağıtmak için saldırganın 'deli' olduğu tezini ortaya atmıştı.
Bu çabaların ırkçılık sorununun anlaşılmasını engelleyeceğini dile getiren Avrupalı uzmanlar ise Breivik hadisesinin "psikoloji" alanına çekilerek, bu olaydan siyasi çıkarım yapanların engellenmeye çalışıldığını vurgulamıştı. Norveç Polis Güvenlik Teşkilatı'nın Müdürü Janne Kristiansen de Breivik'in "akli dengesinin yerinde olmadığı" tezine inanmadığını açıklamış, katilin son derece iyi hesaplar yaptığını söylemişti.
Psikiyatrlar Torger Husby ve Synne Serheim, raporlarında Breivik'in 22 Temmuz'da gerçekleştirdiği saldırı öncesinde ve şu anda akıl sağlığının yerinde olmadığına hükmetti. Torger Husby ve Synne Serheim, Breivik'le 13 seansta 36 saatlik bir görüşme yaptıklarını, bu süre içinde aşırı sağcı ismin "kendi hayal dünyasında yaşayan psikolojik hasta" olduğunu tespit ettiklerini açıkladı. Husby ve Synne, mahkemenin Breivik'i normal biri olarak yargıladığını, ancak bu yargılamanın doğru olmadığını da savundu. Psikiyatrlar raporlarında şu görüşleri dile getirdi: "Aklî olgunluk, ruh sağlığı ve bilinç olgunluğu en az düzeyde olduğu gerçeğiyle yaşıyor. Norveç kanunlarına göre bu durumu deliliğe yol açabilir. Zihinsel engelli konumunda bulunuyor. Yüksek derecede bilinç kaybı olabilir."
Psikiyatrların raporuyla ilgili basın toplantısı düzenleyen savcı Inga Bejer Engh, Anders Behring Breivik'in "zamanla paranoyak şizofreni" geliştirdiğini ve cezai ehliyetinin bulunmadığını belirterek, cezaevine değil, bir psikiyatrik gözaltına gönderilebileceğini söyledi. Savcı, eğer nihai sonuç Breivik'in cezai ehliyetinin bulunmadığı yönündeyse, davanın sonunda mahkemeden failin zorunlu akıl tedavisi almasını talep edeceklerini söyleyerek, "Bu tedavi ömür boyu olabilir." dedi. Norveç yasalarına göre akıl sağlığı yerinde olmayan kişiler yaptıkları eylemden sorumlu tutulmuyor. Psikiyatrların hazırladığı raporun Norveç Adli Tıp Kurumu tarafından onaylanması gerekiyor. Rapor onaylansa bile savcılık makamı verilen raporu dikkate almadan Breivik'in yargılanmasını isteme hakkına sahip. Ancak şu ana kadar yapılan uygulamalarda mahkeme Adli Tıp Kurumu'nun raporunu dikkate alarak, zanlıyı yargılamaktan vazgeçiyor. 16 Nisan 2012'de başlayacak mahkemenin 10 hafta sürmesi bekleniyor.
Breivik, saldırılardan hemen önce internette yayınladığı 1.500 sayfalık manifesto niteliğindeki günlüğünde, terörün kitleleri uyandırma aracı olduğunu ve İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük canavar olarak nitelendirilmeyi beklediğini belirtmişti. Günlükler, kanlı eylem hazırlıklarının 90 gün sürdüğünü, katilin 13 Haziran'da gerçekleştirdiği patlama denemesinin başarılı olduğunu göstermişti. Katil, ağır kayıp verdirmek için de saldırıda vücudun içinde parçalanmak üzere tasarlanmış, en ciddi yaralara yol açan domdom kurşunu kullanmıştı.