Geçen yıla damgasını vuran Arap Baharı rüzgârı Suriye'de kışa dönüştü.
Suriyeli muhalifler, çözülme emaresi göstermeyen Esed rejimi karşısında varlık gösteremezken, Rusya ve Çin'in örtülü desteği sayesinde zaman kazanan Esed, muhaliflere yönelik operasyonları kıyıma dönüştürdü.
Arap devrimi, beklendiği gibi Suriye'de sert kayaya çarptı. Tunus, Mısır, Libya ve Yemen'den sonra diktatörlerini deviren beşinci ülke olmak isteyen Suriyeli muhalifler, 30 yıllık Esed rejimi karşısında varlık gösteremedi. Kontrolünü ele geçirdikleri bazı kentleri de geçtiğimiz günlerde kaybettiler. Bir yıllık direniş boyunca 8 binden fazla insan öldü. Esed rejiminde çözülme emaresi görülmedi. Geçtiğimiz yıl 16 Mart'ta rejim karşıtı gösteri düzenleyen küçük bir gruba güvenlik birimlerinin müdahalesiyle başlayan gösteriler, devrimlerin başarılı olduğu diğer ülkelerin tersine tüm ülkeye yayılmadı, bazı kentlerle sınırlı kaldı. Bu süre içinde reform vaadinde bulunan Esed, 48 yıllık olağanüstü hal yasalarını kaldırdı. Geçtiğimiz ay da referandumla anayasada bazı düzenlemeler yaptı. Ancak atılan küçük adımlar sadece kâğıt üstünde kaldı. Muhaliflere ağır silahlar, elit birlikler ve paramiliter gruplarla müdahale eden Suriye ordusu, ülkenin güneyindeki Deraa kentinde başlattığı saldırıları Humus ve İdlib'de de sürdürdü. Operasyonlar büyük katliamlara dönüştü.
Gösterilerin başlamasından önce babası Hafız Esed'in tersine halk arasında nispeten sevilen bir karakter olan Beşşar Esed, olaylarla birlikte yaptığı açıklamada 'reform' sözü verdi. Nisan ayında 48 yıllık olağanüstü hal yasalarını kaldırdığını duyurdu. Geçtiğimiz ay da referandumla anayasada bazı düzenlemeler yaptı. Ancak Ortadoğu üzerine hesapları olan tüm güçlerin mücadele alanına dönüşen Suriye'nin attığı küçük adımlar sadece kâğıt üzerinde kaldı.
Türkiye ve diğer ülkelerde yaşayan muhaliflerin örgütlemeye çalıştığı gösteriler, ilk aylarda ağırlıklı olarak ülkenin güneyindeki Deraa kenti ile sınırlı kaldı. Esed rejiminin ağır silahlar, elit birlikler ve paramiliter gruplarla müdahale ettiği gösteriler daha sonra diğer büyük kentler Humus ve İdlib'e de sıçradı. On binlerce kişinin sokaklarda düzenlediği gösteriler yıl sonuna doğru yerini silahlı direnişe bıraktı. Her gün onlarca kişi hayatını kaybederken, Esed rejimi de zaman zaman ordudan kaçan askerlerin düzenlediği saldırılarla büyük kayıplar vermeye başladı.
Kasım ayında Suriye'nin üyeliğini askıya alan Arap Birliği önderliğinde oluşturulmaya çalışılan uluslararası baskı ise sert bir Rusya ve Çin muhalefeti ile karşılaştı. İki ülke, başını ABD ve Fransa'nın çektiği Batı blokunun tıpkı Libya'daki gibi Suriye'ye de askerî müdahale yapmasına izin vermeyeceğini duyurdu. Avrupa Birliği'nin Suriye'den petrol alma yasağına Türkiye ve Arap Birliği, bazı ekonomik yaptırımlarla destek verdi. 19 Aralık'ta Arap Birliği'nin gözlemci göndermesini kabul eden Esed rejiminin planının zaman kazanmak olduğu kısa süre içinde anlaşıldı ve örgüt, kısa bir süre sonra bu faaliyetine fiili olarak son vermek zorunda kaldı. Geçtiğimiz ay da BM ve Arap Birliği, eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ı Suriye özel temsilcisi olarak atadı. Ocak ayı ile birlikte muhaliflerin başkent Şam'ın dış mahallelerinde bazı noktaları kontrol etmesi, tüm dünyada Esed rejiminin günlerinin sayılı olduğu şeklinde yorumlanmaya başlandı. Ancak Suriye'deki direniş ile özdeşleşen Humus'un Bab-ı Amr mahallesinin yaklaşık bir ay süren direnişinin geçtiğimiz hafta kırılması, muhalifler için büyük bir parçalanmayı da beraberinde getirdi.
Esed'in bu şartlarda devrilmesi çok zor
1- Esed, Ortadoğu'nun en güçlü ordularından birine sahip ve tüm güvenlik birimleri ile birlikte muhalefete karşı mücadele ediyor.
2- Nüfusun yüzde 15'ini oluşturan Alevi, Şii ve Hıristiyanlar, Esed rejiminin yanında yer alıyor.
3- Arap ülkeleri ve Batılıların tıpkı Libya ve daha önce de Irak'ta yaptığı gibi Beşşar Esed'in etrafındaki etkin isimleri rejimden koparma çabası başarılı olamadı. Rejim, uluslararası baskılara rağmen dağılmadı.
4- Esed rejiminin ülkede yeşermesine izin vermediği muhalefet hem güçsüz, hem kendi aralarında birlik oluşturamıyor.
5- Esed rejimini çökertmeyi amaçlayan uluslararası ambargoların etkisini göstermesi için uzun bir süre geçmesi bekleniyor.
6- BM Güvenlik Konseyi'nin iki üyesi Rusya ve Çin'in yanı sıra İran ve Lübnanlı Hizbullah örgütü açıkça rejimin yanında yer alıyor.
ZAMAN