'Kaya tuzu hakkında yapılan açıklamalar, hiçbir bilimsel veriye dayanmıyor'

'Kaya tuzu hakkında yapılan açıklamalar, hiçbir bilimsel veriye dayanmıyor'
Çankırı Karatekin Üniversitesi profesör ve doçentleri, kaya tuzu hakkında açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamalarda, kaya tuzu hakkında söylenenlerin hiçbir bilimsel veriye dayanmadığı ifade edildi.

Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali İbrahim Savaş'ın Uluyazı'da düzenlediği basın toplantısına katılan Fen Fakültesi Dekanı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Demirtaş, normalde bilim insanlarının bir sonuca ulaştığında ve o sonuç uygulamaya başlanıldığında açıklama yapması gerektiğinin altını çizerek, "Laboratuvarda bulduğumuz her bir sonucu basın karşısına çıkıp açıklamaya çalışırsak, hem halkı yanıltmış oluruz, hem de bu sonuçların uygulanmasını halk yıllarca bekler ortaya bir şey çıkmaz." dedi.

'KAYA TUZU HAKKINDA BASINDA ÇIKAN HABERLERE İTİBAR EDİLMEMELİ'

Üniversite olarak çok yoğun çalıştıklarını söyleyen Fen Fakültesi Dekanı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Demirtaş, "Tuz mağarasının temel dinamiklerini aktif hale getirmek lazım. Çok ciddi bir potansiyel var fakat değerlendirilemiyor." dedi. Değerlendirmek için yoğun gayretler sarf edildiğini ifade eden Demirtaş şöyle konuştu: "1-2 yıl içerisinde turizme açılacak. Bundan daha önemlisi sağlık turizmi düşüncesi ile biz 4 yıl önce çalışma başlattık. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı'na gittik. O dönemlerde alternatif tedavinin taslağı, tasarısı yoktu. Bize 'bu yönde çalışma yapmayın, sadece turizm olabilir, sağlık turizmi olamaz' dediler, daha sonra üzerinde yoğun çalışmalar oldu. Şu anda onunla ilgili bir yönetmelik hazırlandı. Dolayısıyla bundan sonra yapılacak çalışmalarda temel olabilecek çok güzel sonuçlara gelebileceğimizi düşünüyorum. Gerçekten turizmde, sadece kaya tuzu açısından baktığımızda Türkiye'de Çankırı bir merkez olacak, bunu çok rahat görebiliyorum. Bununla ilgili yoğun çalışmalar var. Bu konuda Çankırı'daki destek vermesi gereken bütün kişiler çok yoğun şekilde destek veriyor ve çalışıyor. Ama son zamanlarda basında, değişik yerlerde değişik yazılar, beyanlar, açıklamalar çıkıyor. Genellikle tuzlar hakkında bilimsel temellere dayanmayan bazı açıklamalar var... Üzerinde çalışma yapılmamış, yayınlanmamış, kesin sonuçları alınmamış verilere dayanarak açıklama yapmak doğru değil. Maalesef kanallarda bunları fazlasıyla görüyoruz. Halkı yanıltmış oluyoruz. İkincisi, yapılan veriler analizler neyle yapıldı, bu çok önemli. Bizim tahlil edebilecek mevcut cihazımız çok hassas ölçüm yaptığı için verilen analizden aldığımız sonuçlar çok çok hassastır. Bu konuda birçok büyük üniversitede olmayan cihazlar bizde mevcut. Çalışmalar bununla ilgili yapılıyor. Ortam ölçen cihazlar var. Astım, bronşit, üst solunum yollarına iyi geldiği söyleniyor. Fakat bilimsel temellere baktığımızda bir temeli gözükmüyor. Basında çıkan haberlere çok itibar edilmemesi, bu konuda Çankırı Karatekin Üniversitesi'nin bilimsel çalışmalarının beklenilmesi çok önemli. Bu alanda 2-3 yıl içerisinde çok ciddi sonuçlara ulaşacağımızı düşünüyoruz. Halkı yanıltarak değil, bilimsel verilere dayanarak açıklama yapmamız gerekiyor."

'TUZ HAKKINDA ORTAYA ATILAN BİLGİLER KAFA KARIŞIKLILIĞINA YOL AÇIYOR'

Fen Fakültesi'nden Doç. Dr. Serhat Döker ise son zamanlarda tuza ilişkin farklı açıklamaların olduğunu, bu bilgilerin birçoğunun halkta kafa karışıklığına neden olduğunu ifade ederek şunları kaydetti: "Söz konusu sağlık olduğunda altı çizilmesi gereken nokta, bu bilgilerin çok hassasiyetle, özenerek verilmesi gerekir. Bazı web sitelerinde hiçbir kaynak gösterilmeksizin ve nedeni de bilinmeyen bir şekilde bazı grupların kötülendiği, bazı grup tuzların ise çok faydalı, ömrü uzatır derecesinde övüldüğü görülmekte. Özellikle kaya tuzunda platanyum, radyum gibi radyoaktif elementlerin, hatta kurşun, civa gibi elementlerin olduğuna dair açıklamalar yapılıyor. Bu açıklamaların da hiçbir literatür bilgisi belirtilmiyor. Literatürü taradığımızda bu alanda yapılmış radyo aktif elementlerin tayinine ilişkin hiçbir veri bulunmamakta bu tip açıklamalarda, açıklamayı yapan kişinin ismi de belirtilmeden yapılan analizin metodu, yöntemi de belirtilmeksizin farklı web sitelerinde ciddi bir bilgi kirliliğinin olduğunun altını çizmek lazım. Biz analizde mutlaka o metodun doğrulanması, doğruluk testlerinin yapılması gerekir. Bunlar olmadığı sürece farklı kaynaklarda, web sitelerinde yapılan yayınların, demeçlerin bir değeri olmadığını iyi bilmek lazım." CİHAN
24 Aralık 2015 19:17
DİĞER HABERLER